AF ETMEK
Vahşi gibi birini affetmiş bir peygamberin ümmeti olarak bizim ne haddimize insanları af etmemek ve haklarımızı helal etmemek.
Yok, hakkımı helal etmem, yok, asla af etmem, bilmem daha neler neler.
Helallik isteyene hakkını helal etmeyenler bir kere daha düşünsün derim.
Yapılan bir yanlış sonunda kendisinden af isteyeni affetmeyen bir kere daha düşünsün ve hesabını iyi yapsın.
Amcası Hz. Hamza’yı şehit eden Vahşi iman ettiğinde, üzüntüsünü bir tarafa bırakıp onu af eden Peygamber kadar mı acı çektik. Vahşiye emreden Ebu Süfya’nın eşi Hint iman ettiğinde sevinen sahabeler kadar mı işkence altında kaldık.
Bugün af isteyen, bugün helallik isteyen birine hala inatla hakkını helal etmeyenler bir düşünsün isterim. Bu kişi velev ki seni kandırmaya çalışsın. Velev ki yalan söylüyor olsun. Sonunda kazanan inanın siz olacaksınız.
“Kim tövbe edip iyi davranışlarda bulunursa şüphesiz o kişi tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.” (Furkān 25/71). Ayeti apaçık bize açıklıyor ki tövbe eden ve af isteyenlerin tövbeleri kabul oluyor.
Sevgililer sevgilisi Peygamberin buyurun bu konudaki tavsiyesine bakalım. “Allah, muhakkak surette kötülüğü affeden kişiyi aziz kılar.” (Müsned, 2/235, 238)
Biz Müslümanlar aciz, biz müslümanlar cahil, bizler kibirli ve sadece ve sadece kendimizi düşünür hale geldik.
Hiç hata etmemiş gibi davranıyor, her yapılan hata ve yanlışları eleştiriyoruz.
Halife olarak bu dünyaya gönderilen bizler görevlerimizi unutup dünya bataklığında yaşar olduk.
Hayatımızı islam üzere, Kur’an üzere yaşamaz olduk.
Kul haklarından korkmaz olduk.
Hakkı geçenleri görmez olduk.
Af etmenin değerini, kıymetini bilmez olduk.
Kul hakkı ile bu dünyadan göçmekten korkmaz olduk.
Hayatımızın her anında ne hak yiyen nede hak yedirenler olmamak, mazlumları ve af isteyenlerin Allah katında bağışlandığını bilerek hareket edebilmek duası ile.
SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN
SABRİYE TÜRKMEN KAYA