100 yıl önce idi. İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan; kısaca “Medeniyet Bloku” vatanımızı elimizden almak, hilafetimizi ve saltanatımızı gömmek için üstümüze çullanmışlardı.

Mustafa Kemal Paşa Anadolu’ya geçip, başlayan “Cihadı Ekberi” komuta etmek için görevlendirildiğinde, ilk işlerden biri olarak, içlerinde bugünkü Afganistan halkı da olan “Hint Müslümanlarından” destek istemek olmuştu. Onlar da maddi, manevi, diplomatik ve moral desteklerini esirgememişlerdi. Zaferimizin kazanılmasında en büyük desteklerimizden biri de Hint Müslümanları idi. Dostluk ve kardeşlik hukukumuz hep devam etti.

Aradan 60 küsür yıl geçti. Bu defa Afganistan’a Sovyet bloku çullandı. Afgan halkı hazırlıksız yakalandı. Kuş tüfeği, kazma, balta ne buldularsa Moskof işgaline karşı kıyama kalktılar. Türkiye’den Milli Görüş harekatının lideri Erbakan Hocamız imdatlarına koştu. Yurt içi ve yurt dışı Milli Görüş mensupları onun işareti ile yardım kampanyaları düzenleyip destek verme gayretine girerken, Afgan Cihadı liderleri başta Burhaneddin Rabbani ve Gulbeddin Hikmetyar, Erbakan Hocamızdan akıl ve strateji desteği almaya başladılar. Moskof’un uçağına, tankına karşı kuş tüfeği ile mücadele 10 yıla yakın sürdü. Halkımız adına Milli Görüş ve Lideri bütün mücadele sürecinde Afgan Mücahitlerinin yanında yer aldı. Sonunda kazanan Afgan halkı oldu. İşgal güçleri geri kaçmak zorunda kaldılar. O mağlubiyetin de etkisi ile Sovyet bloku çökerek tarihe karıştı. Zaferden sonra Mücahit liderleri teşekkür için gelerek zafer havasını Lider Erbakan ile beraber kokladılar, mutluluk paylaşıldı. Gelecek için taktikler alındı.

Aradan 10 yıl daha geçtiğinde bu defa Amerika başta olmak üzere NATO kullanılarak “Medeniyet Bloku” terör bahanesi ile Afganistan’ı işgal etti. Evvelkilerin tam aksine bu defa halkımızı temsilen AKP iktidarı, işgalcilerin yanında yer aldı. Başbakan Binali Yıldırım’ın açık ve net ifadesi ile “Amerika’nın işgal gerekçeleri” araştırılıp soruşturulmadan işgalcilere askeri destek verildi. Zulüm 20 yıl devam etti. Ama ne zulüm? Soykırıma varan katliamlar, işkenceler, tecavüzler, insan organı yağması, sömürü, uyuşturucu üretimi, tarih yağmacılığı, ibadethane yıkımları, kutsal değerleri çiğneme… Akla hayale gelmeyen vahşet uygulamaları. Mütecaviz askerlerin hatıra defterinden alınan tek bir örnek bu vahşetlerin boyutunu ortaya koyar:

“Çocukları öldürüp, köpek öldürdük diye rapor ediyorduk!”

Afgan halkı 20 yıl zulme ve işgale karşı direndi. Bu defa yanlarında zalime karşı, sadece kalbi buğz edebilen halkımızı temsilen kimse yoktu. AKP iktidarı işgalci güçlerin emniyetini sağlıyordu. Afgan halkını temsil eden “Taliban’ın” zafer kazanıp işgali kaldıracağını hiç hesaplamamış olacaklar ki, destek vermeyi bırakın, temas bile kurmamışlardı. Amerika ve NATO güçleri Afganistan’dan çekilme kararı alınca ancak uyanabildiler. Apar topar zaferi kazanan Afgan halkının temsilcisi “Taliban” ile temas kurma telaşına düştüler. Afgan halkı ise bu girişimlere karşı bizdeki iktidara kırgın ve küskün olduklarını belli eden davranışlar sergiliyorlar. Mesela barış görüşmelerinin Türkiye’de yapılmasını reddettiler. Mesela askerlerimizin orada kalmasına razı değiller.

Mustafa Kemal’in, Erkan Hocamızın zamanında tesis edilen halkımız ile Afgan halkının dostlukları, 20 yıl süren yanlışlarla Erdoğan tarafından kesintiye uğratılmıştır.

Şimdi AKP’nin bu yanlışlarını devam ettirme gayretinde olan ve aslında halkımızı asla temsil etme mevkiinde olmayan bazı medya organları ve STK’lar, Afgan zaferini kazanan Taliban’a destek olup, yol göstermek yerine “çağ dışı” uygulamalarını cımbızla arayıp bularak, onları öteleme, dışlama yarışına girmiş durumdalar. 20 yıldır güya “medeniyet’i” temsil edenlerce Afgan Halkına yapılan zulmün karşısında gıklarını çıkarmayanlar yapıyor bunu.

Bu durum zalimi destekleyip dost ve kardeş iki halkın arasına kara kedi sokmuş bulunan Erdoğan’ın, Erbakan Hocamızla bariz farkını da ortaya koyuyor.

Bize düşen 50 yıldır dağlarda yaşamaya mahkum edilip sonunda zaferi kazanan yeni Afgan yönetimine, el ve destek vermek, varsa yanlışlarını düzelttirmek, abilik ve hamilik yapmak, halklarımızın arasındaki dostlukları tazeleyip geliştirmektir. AKP iktidarının bozduğu dengeleri tekrar tesis etmektir.

Milli Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi de zaten bu konuda kolları sıvayıp harekete geçmiştir.

YENİDEN KARDEŞLİK

Amerika çıkarını koruması için,

Kendisine kullar, uşaklar arıyor!

Milli Görüş kardeşlik kurması için,

Yeniden dostlar, uşşaklar arıyor.

Ekrem Şama