Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Devlet Bahçeli'nin, Diyarbakır Kulp Kaymakamı Burak Akeller'in şehitlerle ilgili Cuma hutbesini eksik okuduğu sebebiyle imamı tartakladığına dair iddialar için yaptığı açıklamasına sert bir yanıt verdi. Davutoğlu, Bahçeli'ye verdiği yanıtta, "Söylediklerimi yine yarım yamalak anlamışsınız. Dini kavramları rastgele kullanmayın. Gelir o kavramlar sizi vurur" diyerek tepki gösterdi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Diyarbakır Kulp Kaymakamı Burak Akeller hakkındaki iddialara ilişkin eleştirilerine cevap verdi. Davutoğlu, Bahçeli'nin kendisine yönelik "münafıklık" suçlamasına karşı sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, Bahçeli'yi eleştirdi ve FOX TV'de yaptığı açıklamaların özetini içeren bir video paylaştı. Davutoğlu paylaşımında, "Sayın Devlet Bahçeli, yine söylediklerimi yarım yamalak anlayarak ağır ithamlarda bulunmuşsunuz. İşte aşağıdaki videoda ifadelerimin özeti. Anlatın bakalım neresi yanlışmış? Münafıklık suçlamanıza ise yarın grupta cevap vereceğim. Lütfen dikkatlice dinleyin ve dini kavramları öyle rastgele kullanmayın. Gelir o kavramlar sizi vurur!" hatırlatmasında bulundu.
'YUKARIDA ANAYASA MAHKEMESİ İLE YARGITAY ÇATIŞIR'
Videoda Davutoğlu, camiler ve hutbelerin merkezi kontrolü, kaymakam ve imamların toplumdaki rolleri hakkında konuştu. Davutoğlu, "Eğer biz kaymakamları MHP'li, din adamlarını AK Partili görürsek veya başka partili fark etmez, işte o zaman bu toplumun dini devlet denilen mayası çözülür, dağılır ve geriye hiçbir şey kalmaz" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Türkiye'deki otoriter dönemlerde hutbelerin merkezi yayınlanmasını eleştirdi ve imamlara güvenilmesi gerektiğini vurguladı.
Davutoğlu, imam ve kaymakam arasındaki ilişkinin önemine değinerek, "Eğer bir toplumda bir kaymakamın bir imamı darp ettiği söylentisi bile bir vahimdir. Bırakın vakanın kendisini. Yukarıda Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay çatışır, bir küçük ilçede kaymakamla imam darp ile gündeme geliyorsa toplumda düzen kalmamış demektir. Çivisi çıkmış demektir" şeklinde konuştu.
'NİYE İMAMLARINIZA GÜVENMEZSİNİZ?'
Davutoğlu ayrıca, "Niye imamlarınıza güvenmezsiniz?" diyerek, Türkiye'de hutbelerin merkezi olarak yayınlanmasının tarihine değindi ve imamlara güvenilmesi gerektiğini savundu. Gönenli Mehmet Efendi ve Mahmut Bayram Hoca örneklerini vererek, imamların mahalleliyle konuşmasının önemine işaret etti.
Davutoğlu söz konusu videoda şu şekilde konuşmuştu:
"Kaymakamın kimliği devleti milletle buluşturan mülki amirdir. İmamın kimliği de İslam'dır, başka kimlik olmaz, maneviyattır.
Eğer biz kaymakamları MHP'li, din adamlarını AK Partili görürsek veya baka partili fark etmez, işte o zaman bu toplumun dini devlet denilen mayası çözülür, dağılır ve geriye hiçbir şey kalmaz.
Toplumun içine düştüğü durumu anlatan vahim bir tablo. Bakın , İstiklal Savaşı'nda Kuvay-i Milliye hareketlerine bakın. Hemen hemen hepsi kaymakamlar ve müftülerin birlikte başlattığı hareketlerdi.
Şimdi eğer bir toplumda bir kaymakamın bir imamı darp ettiği söylentisi bile bir vahimdir. Bırakın vakanın kendisini. Yukarıda Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay çatışır, bir küçük ilçede kaymakamla imam darp ile gündeme geliyorsa toplumda düzen kalmamış demektir. Çivisi çıkmış demektir.
'CAMİİLER NEREDEYSE MÜCADELE ALANI HALİNE GETİRİLDİ'
Ben her şeyden önce radikal bir şey söylemek istiyorum; Hutbeler neden merkezi olur? Türkiye'de bütün otoriter dönemlerde bakın ilk hutbe merkezi, kuvvetli merkeziyle yayınlanan tamül 1962 yılından sonra... Çünkü imamların Demokrat Parti taraftarı olabileceği düşünülmüştür. Daha önce de benzer şeyler yaşanıyor. 12 Eylül'de helikopterlerden bildirdiler. Dini bildiriler atıldı 12 yıl rejim tarafından. Ve hutbeler merkezileşti 28 Şubat'ta.
Camiiler neredeyse mücadele alanı haline getirildi merkezi hutbe okuyanlarla bugün iktidarda olan arkadaşlarımızın çoğunun karşı çıktığı merkezi hutbe.
Niye imamlarınıza güvenmezsiniz? Kontrol altına almak isterseniz toplumu hutbe merkezileşir, resmi ideoloji olur, merkezden gelenler okunur. Eğer topluma güveniyorsanız, imamınıza güveniyorsanız ona bir şey göndermeden imam şehitlerinize rahmet okur, iyi yetiştirilmişse. O rahmeti okumayı zaten dini bir vecibe kabul eder. Yukarıdan bir hutbe geldi diye değil.
Bakın 70'li yıllar İstanbul'da Gönenli Mehmet Efendi diye bir hoca vardı, bir de Mahmut Bayram Hoca vardı. Mahalleliyle konuşurdu onlar, Türkiye'nin büyük meseleleriyle ilgili... genel ve resmi dille yapılmış neredeyse bir bildiri havasında bir hutbe okunmazdı.
'MESELE MHP, AK PARTİ DEĞİL'
İki ihtimal var eğer imamınıza güvenmiyorsanız; ya iyi yetiştirememişsinizdir ya da gerçekten bir suç odağı oluşmuştur. Herkes herkesi denetleme hakkını kendinde görüyor. Kaymakam böyle bir şey fark edince soruşturma açtırır.
Varsa bir terör bağlantısı hesabını verir.
Camiinin havasını bozarsanız insanların devlete güveni kalmaz. Burada mesele MHP, AK Parti değil.
Türkiye'de şunu net söylüyorum; camiinin kimliği olmaz. Camiinin kimliği İslam'dır. Kaymakamın kimliği olmaz. Kaymakamın kimliği devlettir. Kaymakam devleti milletle buluşturan kişidir. Kaymakam yanlış gördüğünde karşı tarafı darp eden kişi değildir."
Loading...