13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Can Atalay hakkındaki ikinci ‘hak ihlali’ kararını da Yargıtay’a göndermesi yargıdaki krizi tırmandırdı. AYM hükmünün istisnasız uygulanmasının anayasanın gereği olduğunu vurgulayan hukukçular “Anayasal düzen çıkmaza sokuluyor” dedi. Siyasi parti liderleri de “Uyulmayacaksa anayasa niye var. 85 milyon garabete karşı ortak akdine sahip çıkmalı” çağrısında bulundu.
ÖZGÜR ÖZEL: BU DÜPEDÜZ BİR DARBE GİRİŞİMİ
Hepimize birden ‘Anayasanın hükmü yok. Bu ülkeyi yönetenin kendi kafasına göre bir anayasası var’ diyorlar. Yapılan iş düpedüz darbe girişimidir. Kurumlar ve Türkiye’nin yarınlarına umut bağlamak isteyenler dahil buna herkes direnmeli. Kadı satın alınırsa adalet ölür. Bugün adalet ölmüştür.
MERAL AKŞENER: HUKUK RAFA KALKTI YİNE MİLLET KAYBETTİ
Devletin kurumları arasındaki çatışmayı sonlandırma fırsatı bir kez daha heba edildi. Hukukun üstünlüğünü rafa kaldıran bu anlayışın karşısında kaybeden ise yine millet oldu. İktidar kendi eliyle anayasal devlet krizi çıkarmakla meşgulken milyonlar hayat pahalılığı sarmalında mücadele etmeye devam ediyor.
AHMET DAVUTOĞLU: ADALET İNATLA DEĞİL KURALLA İNŞA EDİLİR
Yüksek yargı kurumları arasındaki devlet krizi yeniden tırmandırılıyor. Adalet inatlaşma üzerine değil objektif hukuk kuralları üzerine inşa edilir. Uzun mücadeleyle elde edilen insan haklarıyla ilgili kazanımların kaybedilmesi riski karşısında bütün siyasileri ve aydınları ortak tavır sergilemeye davet ediyorum.
ALİ BABACAN: Anayasayı tanımayanlar büyük bir hukuk darbesine imza atıyor. AYM kararına katılın katılmayın hukuk devletinin gereği olarak bu kararın uygulanması şart. AK Parti’deki makul insanlar için gün adalete sahip çıkma günüdür. Sayın Erdoğan, sizden aldıkları güçle ülkeyi karanlık yola sokanları durdurun.
Karar'ın manşetinde yer alan habere göre, AYM’nin, Gezi davası tutuklusu Can Atalay’ın bireysel başvurusunu 25 Ekim’de görüşerek, ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma’ hakkı ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ hakkının ihlal edildiğine oy çokluğu ile karar vermişti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise dosyayı Yargıtay’a göndermiş, Yargıtay 3. Ceza Dairesi de ihlal kararına hükmeden AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. AYM, Atalay’ın tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durması isteminin reddedilmesi üzerine yapılan ikinci hak ihlali başvurusunu görüşerek seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının oy çokluğuyla ihlal edildiğine hükmetmişti.
İLK KARARDAKİ GEREKÇELER TEKRARLANDI
Gerekçeli kararının ardından dosya İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti. Tekrar değerlendirmede bulunan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Can Atalay hakkında AYM’nin vermiş olduğu kararı uygulamayarak, dosyayı Yargıtay 3.Ceza Dairesine gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, AYM’nin kararına konu olan ihlalin Yargıtay kararından kaynaklandığını öne sürdü. AYM’nin ikinci kez ihlal kararı vererek kararı 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği anımsatılan kararda “Belirtilen başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, dosyanın 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” sonucuna varıldı.
YARGITAY’DA YENİ SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
13. Ağır Ceza Mahkemesinin bu kararıyla dosya önce, Yargıtay Başsavcılığına gönderilecek. Başsavcılık, AYM’nin ihlal kararını ‘kendi görüşünü de’ ekleyerek Yargıtay 3. Ceza Dairesine sunacak. Daire, AYM kararına uyup uymayacağına ilişkin yeni bir karar verecek. Anayasa’nın 153. Maddesine göre Yargıtayın AYM kararını uygulaması gerekiyor. Ancak Yargıtayın ilk ihlalde olduğu gibi AYM’ye direnip direnmeyeceği şimdilik bilinmiyor.
HSK HAKİMLERİ AÇIĞA ALMALI
Adliye önünde açıklama yapan Can Atalay’ın avukatları karara tepki gösterdi. Avukat Özgür Urfa “10 saattir burada beklemekteyiz hep beraber. 10 saatin sonunda yaza yaza iki buçuk sayfalık evraka imza atmışlar. Elimizdeki karar bir mahkeme kararı değildir” dedi. “Yukarıda bu karara imza atan 3 kişi cübbe giymiş olsa da hakim falan değildir. Bu 3 kişi suçludur” diyen Urfa, “Anayasa’ya karşı suç işlemişlerdir. Bu 3 hakimin derhal HSK tarafından açığa alınması gerekmektedir. Yerlerine yeni hakimler görevlendirilerek bu karar yeniden değerlendirilmek zorundadır” ifadelerini kullandı.
TBB BAŞKANI: HUKUK DEVLETİNİN SONU
Yerel mahkemenin dosyayı Yargıtay’a göndermesi ise sosyal medyada tepkiyle karşılandı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Erinç Sağkan, hukuken yapılacak bir yorumun kalmadığını belirterek “Bir mahkeme ben açıkça Anayasa’yı tanımıyorum diyor. Bu ülke üzerinde yaşayan istisnasız herkese meydan okuyor. HSK hemen yarın gereğini yapmaz ise tüm aksaklıklarına rağmen bir şekilde işleyen hukuk düzeninin sona erdiğini ilan eder” dedi.
İSTANBUL BAROSU’NDAN SUÇ DUYURUSU
İstanbul Barosu da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi başkan ve üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Baro Başkanı Filiz Saraç “İstanbul Barosu tarafından Anayasa Mahkemesi’nin ilk ihlal kararı üzerine görevini yapmayan ve dosyayı Yargıtay’a gönderen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı hakkında ‘görevi ihmal suçu’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından suç duyurusunda bulunulmuştu. Can Atalay derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.