"AYM kapatılmalıdır" demek, ülkede darbe halinin varlığını ikrar etmektir.
Acaba şu yerkürede bizde olduğu kadar hukukun ayaklar altına alındığı, Adalet mekanizmasındaki işleyişin komediye döndüğü bir başka devlet var mıdır diye ciddi ciddi düşünüyorum. 104 amiralin yayınladığı bildiriden sonra ifadeleri dahi alınmadan lojman ve koruma hakları iptal edilmiş. Bu karar hangi saiklerle aldılar acaba? neye göre hüküm verdiler, hangi yargılamanın sonucunda suçlu buldular. Amiraller henüz ifade vermek için dahi emniyet binasına gelmeden bu karar nasıl alınabilir. "Beraati zimmet asıldır, sucu ispatlanıncaya kadar kişi suçsuzdur" evrensel insan hakları karinesinin bizdeki kadar ayaklar altına alındığı bir başka ülke varmıdır? hiç sanmıyorum.
Tabii ki darbe hak gaspıdır, insanlık suçudur. Yürütülecek kapsamlı bir soruşturma sonucunda gerçekten de böyle bir durum varsa pek tabii gereken ceza verilmelidir. Ancak adâlet ve işleyişe saygı duyulmalı, sanık her kim olursa olsun hukuk ayaklar altına alınmamalıdır.
Neyse sıcak gündem ile alakalı dikkatimi çeken bu noktaya temas ettikten sonra "soğutulmaya çalışılan" gündeme dair de birkaç şey söyleyeyim.
Evet bence de AYM kapatılmalıdır!
Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde "Sözde" bütün kurumların üzerinde olan, gerçek veya tüzel kişilerin herhangi bir şekilde hak gaspına uğradığını düşündüklerinde başvurabilecekleri, yüksek bir mahkeme olan, aldığı kararların bütün kişi ve kurumlar üzerinde bağlayıcılığı bulunan, buna mukabil uygulamada ise kararlarının hiçbir bağlayıcılığı bulunmayan, kurumun bizzat kendisi ve üyeleri siyasetçiler tarafından her dâim azarlanan, kendi bünyesine bağlı olduğu halde alt mahkemeler tarafından kararları tanınmayan, velhasılı tabir yerindeyse şamar oğlanına dönen anayasa mahkemesi kurumu ivedilikle lav edilmeli bir daha açılmamak üzere kapısına kilit vurulmalıdır! hatta mümkünse mecliste bir oylama ile bütün yetkileri yürütmeye devredilmelidir!
Yürütmeye devredilmelidir ki kendilerine ayak bağı olan, siyasi konjonktüre göre değil de hukuka göre hareket eden anayasa mahkemesi aradan çekilsin! diledikleri gibi asıp, diledikleri gibi kessinler! Diledikleri kişi veya kurumu yargılayıp diledikleri hükmü versinler!..
Çünkü bu zihniyete göre 40 yıldır terör örgütü PKK 'nın siyasi faaliyetlerini yürütmesine rağmen HDP çözüm süreci döneminde bir siyasi partidir, bugün ise siyasi hesaplar çakışınca aynı HDP terör örgütünün siyasi uzantısıdır ve AYM kesinlikle ve kesinlikle meseleye böyle bakmalıdır. Aksi halde AYM ye ihtiyaç'ta yoktur!
Tam da bu yüzden diyorum ya "şartlara göre değişmeyen hukuk kuralları bu zihniyet için bir ayak bağıdır".
Anayasa mahkemesi'nin "usulde eksiklikler var" diyerek HDP'yi kapatma davası iddianamesini geri göndermesi karşısında MHP lideri Devlet Bahçeli adeta deliye dönmüş durumda ve AYM'ye bir çok ağır eleştiri getirmekle beraber hızını alamayarak "Anayasa mahkemesi kapatılmalıdır'' dedi.
Zira anayasa mahkemesi'nin gönderilen iddianamede birçok HDP'li vekilin kimlik bilgilerinin yer almaması, iddia edilen suçların hangi tarihte ve nerede işlendiğine dair bilgi eksikliği olması ve benzeri birçok sebepten ötürü "usul hatası var" diyerek düzeltilmesi için geri göndermesi, ''eğer mesele hukukun yerine gelmesi ise'' gayet mantıklı ve hukuki bir yaklaşımdır. AYM'den de bundan başka bir tutum beklenemez. Usulde birçok eksikliğin bulunmasına rağmen AYM'nin bu iddianameyi kabul etmesi hukuka aykırı bir tutum olurdu. Ancak görünen o ki Devlet Bahçeli'ye göre iddianame bütün eksikliklere rağmen kabul edilip mümkünse 15 gün içerisinde HDP nin kapısına kilit vurulmalıydı.
Şunu açıkça söylemeliyim ki; Cumhur ittifakı'nın milliyetçi hareket partisi kanadının sağlıksız bir irâde tarafından yönetilmektedir. Bunun böyle olduğunu MHP'nin genel başkanlık düzeyinde açıklamalarını takip eden herkes açıkça görecektir.
"Anayasa mahkemesi sadece ve sadece darbe zamanı askıya alınır ve işlevini yitirir. Anayasa mahkemesi kapatılsın demek ülkede darbe havasının hakim olduğunu ikrar etmektir. Çünkü darbe gölgesinde yapılacak olan hukuk dışı uygulamalar AYM'nin itirazlarına ve kararlarına takılacaktır, AYM ancak ve ancak bundan dolayı kapatılmak istenir. 104 amiralin bir gece vakti yaptığı bildiri nasıl ki masum görülemeyecekse, Devlet Bahçeli'nin de AYM kapatılmalıdır çıkışı asla masum görülemez ve çok tehlikelidir. Kanaatim O'dur ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin sonunu getirecek olan, siyaset ortağı MHP'nin bu siyaset tarzı ve bu üslûbudur"
Malumunuz uzun zamandır, yaklaşık %50 nin oy verdiği bir ittifaka "illet ve zillet ittifakı" gibi siyasi üsluba yakışmayan bir ifade kullanıyor olması, bir gece vakti bir grup partilinin Meral Akşener'in kapısına dayanarak "çık dışarıya" diyerek slogan atmaları, yakın zamanda MHP lideri Devlet Bahçeli'yi eleştiren Gelecek partisi genel başkan yardımcısına ve gazetecilere silahlı taşlı sopalı saldırı düzenlenmesi ve yine yakın zamanda bir televizyon programında Devlet bey'i eleştirdikten sonra program çıkışı Levent Gültekin'in kalabalık bir grup tarafından saldırıya uğraması ve şans eseri saldırıdan bir kırık parmakla kurtulması, son olarak da "iktidarın önünde halı olmuşsun" diyen Kemal Kılıçdaroğluna "Sıkıyorsa, yiyorsa gel" gibi gayet seviyesizce bir cümle sarfetmesi vs vs... Allah aşkına "yiyorsa" ne demek sayın Bahçeli? ben bu kelimeyi burada yazmaktan haya ediyorum siz 85 milyonun önünde bu kelimeyi nasıl kullanabiliyorsunuz?
Eğer mesele her siyasetçi açısından topluma hizmet ise, (ki öyle olduğunu düşünüyorum) bu dilin, bu siyasi üslûbun toplumu ayrıştırmaktan başka hiçbir şeye hizmet etmeyeceğinin açıkça bilinmesi gerekir.
Yazının girişindeki konuya tekrar değinmek istiyorum; Darbe bir hak gaspıdır, bir insanlık suçudur. Seçilmiş bir hükümeti darbe ile devirmeyi istemek büyük suçtur. Bu suçu işleyenlere ''hukuk çerçevesinde'' hak ettikleri ceza verilmelidir ancak,
"Son zamanlardaki davalarda alışıla geldiği üzere adamakıllı bir soruşturma yapılmadan bu 104 amiral ile alakalı abuk subuk cezalar verilmemelidir".
Beraati zimmet asıldır, kişinin suçu ispatlanıncaya kadar suçsuzdur.
Hukuk ve Adâlet herkes için lazımdır vesselam.