BÖLDÜRMEK ÖLDÜRMEKTİR

BÖLDÜRMEK ÖLDÜRMEKTİR

Yazının tam başlığı “Suriye’yi böldürmek bölgeyi öldürmektir”

Olayı baştan anlatacak değiliz. Suriye’nin başına gelenler BOP gereği ABD ve İsrail’in yürürlüğe koyduğu bir eylemdir. Öyle bir plan yapmışlar ki, her etnik ve dini topluluğa mavi boncuk vermişler. Her topluluk kendilerine verilmiş bulunan mavi boncukla oyalanmakta, bu olanları kendileri açısından bir zafer olarak görmekte. Halka böyle yansıtılmakta. Halk zalimlerin devrilmiş olduğunu görerek, zulüm devrinin bitmiş olduğunu zannetmekte, zafer sarhoşluğu yaşamakta.

Evet Esetler ve Baas Rejimi yıllardır büyük zulümler yapmış, bunu hepimiz biliyoruz. Bu bakımdan Eset’in devrilmesi zalimin ve rejiminin devrilmesi sevinilecek ve umutları yeşertecek bir durumdur.

Bundan sonra olacakları tahmin etmek de o kadar zor bir durum değil.

Mavi boncuğu alan her bir değişik gurup, Suriye’nin tamamının kendisine verildiğini düşünerek, planlar yapıp harekete geçecektir. Bu kadar grubu bir arada tutacak bir yönetimin kurulması kolay olmayacaktır. Önce fikren sonra da fiilen çatışmalar yaşanması büyük ihtimaldir. Bölünme ve parçalanma kaçınılmaz olacaktır. Bölünmüş bir Suriye ise öldürülmüş Suriye anlamına gelecektir. Bu planı yapanların istediği de tam budur. Bu durum Büyük İsrail’in kurulması planı olan BOP gereğidir. Nitekim katil ve terörist İsrail bu amaçla harekete geçmiş bulunmaktadır. Maalesef önünde onu durdurabilecek güçlerin bulunmaması Suriye’nin ölümünü çabuklaştıracaktır.

Suriye’nin bölünmesi Suriye sınırları içinde kalmaz. Suriye’ye sınırları olan ülkelerin bölünmesini de beraberinde getirir.

Suriye’ye yaklaşık bin kilometre sınırı olan ülkemizin bundan etkilenmeyeceğini söylemek mümkün ve doğru olabilir mi? BOP’u hazırlayanların merkez olarak Diyarbakır’ı planladıklarını ve maalesef bu planlarını da bu planın Eşbaşkanı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a açıklattıklarını asla unutmamalıyız. “Efendim Erdoğan bu açıklamayı aldanarak söylemiştir. Sonra bundan vazgeçmiştir” diyen olursa deriz ki, kendilerinin bu açıklamayı düzelttiğini duymadık. İlaveten Büyük İsrail Projesi’nin hayata geçmesi için “ticarette ve diplomaside” ne gerekiyorsa yapılmasını sağlamaktadır. Sözleri ile aksini konuşsa da. Bunları dile getiren 9 genç insanın başına neler geldiğini hepimiz gördük. Ticaret konusunda, petrol akışının devamı konusunda, Kürecik tesisleri konusunda, her zorluğun “özel usüller” kullanılıp nasıl aşıldığını bunların birer birer TBMM kürsülerinde dile getirildiğini kahrolarak görmekteyiz. Şam’a doğru hareket eden İsrail güçlerinin yakıt ve istihkam malzemeleri ikmali halen bu “özel usüllerle” bizden sağlanmaktadır. Bunu dile getirenlerin de “Siyonizm’in dili olmak” şeklinde akla ve mantığa uymayan ithamlarla suçlandığını görmekteyiz.

Suriye’de bu olayları planlayanların maalesef halkımıza gösterilmek üzere de bir “mavi boncuk” verdiği anlaşılmaktadır. Yandaşların ve yandaş medyanın her gün bu mavi boncuğu cilalayıp pazarlamaları, doğruların üstünü örtme çabaları ibretle izlenmekte.

“Suriye’yi böldürmek bölgeyi öldürmektir” diye yazıya başlamıştık. Suriye’ye sınırı olan ve BOP’un içinde gösterilen her bir bölgeye sahip olan ülkelerin bölünüp öldürülme tehlikesi altında olduğu açıktır.

Ölüm tehlikesi altında bulunan bu devletlerin yetkililerinin acilen bir araya gelerek bu vahim gidişin durdurulması ve bu had hudut tanımayan Katil İsrail’in önüne “fiilen” dikilmelerinden başka bir çözüm görünmüyor.

Sanal “mavi bocuk parlatma” seanslarını bir kenara bırakarak.

Asla unutulmasın:

Böldürmek öldürmektir.

BAKSANA

Katiller kol geziyor, insanlık ölüyor,

Her gün felaket, her gün kıyamet;

Karanlık çöküyor, akşam oluyor,

Mavi bocuğu bırak da, kıyam et!

Ekrem Şama

...