BURNU SÜRTÜLDÜ SİYONİSTİN, BURASI FİLİSTİN (ZAFER YAZISI)

BURNU SÜRTÜLDÜ SİYONİSTİN, BURASI FİLİSTİN

(ZAFER YAZISI)

Filistin!

Mübarek belde!

Cenabı Allah’ın İsra Suresi’nin ilk Ayet’inde mübarek kıldığını bildirdiği topraklar. Neden mübarek kıldığını tam olarak Cenabı Allah kendisi bilir. İnsanlık tarihine baktığımızda bunun nedenlerinden birini biz de açıkça görmekteyiz:

Bütün insanlığı kana bulayıp ifsat eden en büyük zalimlerin burunları bu mübarek topraklarda sürttürülmüştür.

İsra Suresi’nin 4. Ayeti’nde Siyonistlerin iki defa dünyayı fesada boğacakları ifade buyurulmaktadır. Bu küresel fesadın ilkinin M.Ö. 6 ve 5. Yüzyıllarda olduğunu tarihçiler kaydeder. Cenabı Allah “güçlü, kuvvetli ve şedit” kullarını göndererek onları cezalandırdığını, aynı Sure’nin 5. Ayeti’nde ifade etmiştir. Tarihçilerin ifadesine göre Babilliler M.Ö. 586 yılında Siyonistlerin burnunu bu mübarek beldenin Kudüs şehrinde sürttürmüşlerdi. Bu olaydan sonra Zalim ve Müfsit Siyonistler yüzyıllarca kendilerini toparlayamamışlardı.

İnsanlığın gördüğü ikinci büyük küresel zulüm 1094 yılında başlayıp, yaklaşık 2 asır devam eden Büyük Haçlı Seferleridir.

Birleşik Haçlılar milyonluk orduları ile İslam diyarlarını işgal ettiler, bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden katliam üstüne katliam yaptılar. Ordularını çocuk eti ile besledikleri kendi tarihlerinde kayıtlıdır. Yaktılar, yıktılar, tecavüz ettiler, yağmaladılar. 1099 yılında Kudüs’ü işgal edip katliamlarına onlarca yıl devam ettiler. Her girdikleri savaşı kazanıyor, vahşetleri devam ediyordu. İslam’ın kutsal beldeleri olan Mekke ve Medine’yi de tahrip edebilmek için çabalıyorlardı. İmadettin Zengi, Nurettin Zengi, Selahaddin Eyyubi gibi kahramanlar; darmadağın olmuş İslam dünyasını birleştirip, İslam Birliği’ni kurdular. Selahaddin Eyyubi komutasındaki Birleşik İslam Ordusu bu zalimler sürüsünü, 1187 yılında bu mübarek toprakların Hıttin denilen mevkiinde “yenilmez kabadayılıklarını” alaşağı edip burunlarını sürttürmüştü. Haçlıların İslam topraklarından çıkarılması daha uzun yıllar sürecekti ama artık imajları yerle bir olmuş, şartlar değişmişti.

Üçüncü büyük küresel zulüm ise Moğol istilasıdır.

Orta Asya’dan yola çıkan Cengiz, Hülagu ve diğer zalim komutanlar ve milyonluk barbar orduları batıya doğru hareket etmişlerdi. Girdikleri yerleri darmadağın ederek canlı kimse bırakmamacasına katlediyorlardı. 1258 yılında Müslümanların Başkenti Bağdat’ı yakıp, yıkıp, Müslümanların Halifesi’ni şehit edip, halkını kılıçtan geçirmişler, yüzyıllarca biriken medeniyet değerlerini tahrip etmişlerdi. Her girdikleri savaşı kazanıp yeni katliamlar yapıyorlardı. Gele gele 1269 yılında Mübarek Filistin topraklarına dayandılar.

Bu barbarları Mübarek Filistin’in Ayn Calut denilen mevkiinde Müslüman Memluk Sultanı Seyfettin Kutuz ve Komutanı Baybars ordusu ile karşıladı. Onlarca yıldır yenilmezlik gururu ile bu Mübarek topraklara gelmiş ve oradan Mısır yolu ile Afrika’yı yağmalayacak olan Moğol ordusunun tamamına yakını imha edilerek, burunları sürttürülmüştü. Moğollar bu savaşla İslam dünyasındaki katliamlarını sonlandırmadılar elbette. Ama artık yenilmez olarak da devam edemediler. Belli operasyonlar ile yıllar içinde zalim ordulardan kimisi kovularak, kimisi de Müslüman oldukları için İslam diyarları ancak sükuna kavuşabildi.

Gelelim günümüze.

Çok değil bundan 15 ay öncesine kadar Siyonist İsrail; “yenilmezlik kabadayılığı ile” istediği zaman istediği zulümleri pervasızca yapıyor, arkasındaki zalimlerin ayak oyunları ile de kendisine dokunulmadan yeni zulümler planlayabiliyordu. Mübarek Filistin coğrafyasının Gazze kesimindeki bir avuç mücahidin, ciddi bir direnişi ile karşılaşana kadar. Sırtını Allah’ın yardımına dayamış, bu yardımı alabilmenin gereklerini hakkıyla da yerine getirmiş bu mücahitleri, bir iki devlet ve birkaç gönüllü mücahit örgütten başka destekleyen de yoktu. Bütün Haçlı dünyasının yöneticileri, İslam dünyasının gafil ve hatta hain idarecileri hep Zalim İsrail’in arkasında yer alıyordu. Mücahitler çok ağır bedeller ödediler ama aynı zamanda ağır bedeller de ödettiler. 15 aylık mücadele sırtlanın karınca ile mücadelesini andırdı. Ama Elhamdülillah sonunda karınca sırtlana karşı zafer kazandı.

Bu zaferin muhtemel sonuçlarına baktığımızda, İsra Suresi’nin 6 ve 7 Ayetlerinin tecellisini görmekteyiz. İkinci defa yaptığı zulümlerle ve kurduğu faiz düzeni ile küresel fesat çıkarıp, insanlığı köleleştirmek için burnu havada pervasızca yürüyen Siyonist İsrail’in, burnunun sürtüldüğünü, yenilmezlik imajının yerlebir edildiğini gördük. Yakın bir gelecekte de tıpkı ilk fesatlarında olduğu gibi, Moğollar gibi, Haçlılar gibi tarihin çöplüğüne sürüleceklerini tahmin etmek zor değildir.

Küresel zalimlerin Mübarek Filisitin beldelerinden geçemediğini tarih göstermiş, geçemeyeceklerini de Müslümanların bundan sonra İslam Birliğini kurmaları ile gelecek nesiller inşallah göreceklerdir.

Müslüman Türkiye’nin yöneticilerinin bu mücadele karşısındaki tutumu ise bizleri utandırmıştır ama uyanışın inşallah bu tarihi ibretlik olayla başlayacağını da ümit etmek istiyoruz.

TARİHİN KEŞFİ

Bugünü anlamak için, tarihi keşfe çık,

Yüce dağlarla derin denizler bulacaksın.

Hakk’ın batılla mücadelesi; bu apaçık,

“İbret”inden, “Nusret”inden izler bulacaksın…

Ekrem Şama

...