DENGELİ YAŞAMDA DUYGUSAL ZEKA'NIN ROLÜ
Bizler insan olarak duygular ve çeşitli zeka türleri ile donatılmış sosyal varlıklarız. Duygular dünyamızda önemli rol oynar. Sosyal ilişkilerimizi duygularımızın ve zekamızın desteğiyle devam ettiririz.
Duygularımızı, davranışlarımızı ve iletişimimizi duygusal zekamızın sayesinde kontrolünü sağlarız.
Duygusal zekaya sahip bireyler empati gücü yüksek ve iletişimde kuvvetlidirler.
Duygusal zekadan yoksun çocuk şiddet eğilimine yatkındır.
Duygusal zeka sevgi verilerek geliştiği için sevgisizlik çocuğu şiddete sürükler.
Toplumun ıslahı ve huzuru için çocukların duyusallık ve duygusallık için sevginin faktörü çok büyüktür.
Çocukların istediği maddesel isteklerinden çok manevi açlıklarını gidermek onların geleceği için büyük bir yatırım olur.
Özellikle babalar kızlarını duygusal anlamda tok tutarsa dışarıda gidermek için türlü yollara girmekten korunurlar. Hayat boyu güçlü ve iradeli olurlar.
Eşlerarası problemlerin kaynağında duygusal zeka'nın önemi büyük ölçüde yer tutar. Çocukluğunda sevgi açlığı yaşayan çocuk duygusal zekadan yoksun kaldığı için eşini anlamakta ve anlaşmakta zorluk çeker.
Yani sevginin girmediği heryer karanlık kalır. Dokunmak ve sevgimizi sık dile getiren bir ebeveyn olmak bize ve topluma büyük manevi kazançlar sağlar.
Duygusal açlık çekmeyen nesiller manevî olarak da güçlü bir iradeye sahip olurlar. Kolayca iradeleri kontrol altına alınmayan, boyun eğmeyen toplumda yerlerini alırlar.
Duyguların yönetiminde büyük rol oynayan i duygusal zeka bir bireyin hayattaki mutluluk ve başarısını etkiler.
Otokontrol ve öfke yönetiminin direksiyonu olan duygusal zeka sosyal ilişkileri düzen sağlar.
Duygusal zeka; çocuğun 0- 3 yaş döneminde oluşur. Anneden gereken sevgi ve ilgiyi alan çocuk duygusal bir doyuma ulaştığı için empati gücünüde kazanır. Çünkü çocuk fark edildiğini, hissedildiğini ve değer verildiğini hisseder.
Duygusal zekanın en önemli rolü kişide fark ettirmek, hissettirmektir ve empati kurdurmaktır.
Kendinde farkındalığı yakalamak ve bunu geliştirmek duygusal zekanında gelişimine katkıda bulunur.
Duygusal zeka yoksunluğu olan bireyler sosyal çevrelerinde pek sevilmezler. Çünkü kolaylıkla bir insanı kırabilir ve rencide edebilir.
O yüzden ilişkileri sağlıklı olmamakla birlikte uzun süreli birliktelikler de kuramazlar.
Biz anne ve babaların en önemli görevi çocuklarımızı daha çok sevip onlara farkındalıkla yetiştirmek duygusal zekalarınında gelişimine katkıda bulunmaktır.
Duygu dünyası düzgün dizayn edilen ruhsal olarak da sağlıklı olan bireyler topluma yük değil birer ödül olurlar.
Hayırlı huzurlu bir Ramazan ayı diliyorum kıymetli okurlar...
Aslı Soylu