İsrail'le ticaretin devam ettiğinin, TRT'nin İsrailli firmayla işbirliği yaptığının ortaya çıkmasının ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı'nın da İsrailli siber güvenlik şirketiyle çalıştığı öğrenildi. Konuyla ilgili Karar'a konuşan Siber Güvenlik Uzmanı Ziyahan Albeniz, "Bu ürünler dijital sınırlarınızı koruyor. Sadece üretici firmanın bildiği bir zafiyet ya da arka kapı; gardınızın düşmesine yardım edebilir." uyarısında bulundu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Genel Kurmay Başkanlığı'nın ve Türkiye'deki çözüm ortağı firma yoluyla devlet kurumlarının çoğunun İsrail menşeli siber güvenlik şirketi "Check Point"ten ürün aldığı ortaya çıktı.

Şirketin kurucusu ve CEO'su Gil Shwed, İsrail teknoloji endüstrisindeki büyük çaplı çalışmalarıyla biliniyor. İsrail'de ve ABD'de merkezi bulunan "Check Point Yazılım Teknolojileri" şirketi, kendisini "Dünya çapında kurumsal işletmeleri ve hükümetleri korumaya adanmış, siber güvenlik çözümlerinde küresel bir lider" olarak tanımlıyor.

g.jpgHAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI'NIN İHALESİ ORTAYA ÇIKTI

Gazeteci Metin Cihan'ın paylaştığı belgeler, Türk devlet kurumlarının da bu "güvenlik" hizmetinden faydalandığını gösteriyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın açtığı "CheckPoint Güvenlik Sistemi Lisansları Güncellenmesi" ihalesi ile Genelkurmay Başkanlığı'nda bulunan CheckPoint Güvenlik Duvarı Yazılımı ile entegre olarak GATA'da kullanılmak üzere "Güvenlik Duvarı Yazılımı Alımı" ihalesi, İsrailli şirketle kurulan işbirliğini gözler önüne serdi.

ggg.jpg

Onların Yeri Cezaevi Değil: İsrail İle Ticareti Protesto Eden 7'si kadın 9 Gencin Tutuklanması Tepki İle Karşılandı Onların Yeri Cezaevi Değil: İsrail İle Ticareti Protesto Eden 7'si kadın 9 Gencin Tutuklanması Tepki İle Karşılandı

ÇÖZÜM ORTAĞI FİRMANIN REFERASNLARI ARASINDA YOK YOK

Karar'dan Seda İncirkuş'un haberine göre, O dönem bakan koltuğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın oturduğu Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2019'da açtığı ihaleyi alan Trio Entegrasyon Bilişim Teknolojileri'nin çözüm ortakları arasında Check Point de yer alıyor. Trio Entegrasyonun referaslarına bakıldığında ise aralarında Cumhurbaşkanlığı, TBMM, İçişleri Bakanlığı, Türk Deniz Kuvvetleri, SGK, Devlet Malzeme Ofisi ve daha birçok devlet kurumu karşımıza çıkıyor.

BU DA MI GURUR VERİCİ?

Gazeteci Cihan, Check Point'in, İsrail ordusunun resmi savunma şirketi Israel Aerospace Industries (IAI) ile konsorsiyum kurduğunu paylaştı. IAI kısa süre önce Azerbaycan'da düzenlenen savunma fuarının sponsorlarından biri. Fuarın bir diğer sponsoru da yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın yönetim kurulu başkanı olduğu Baykar Holding. Baykar ve IAI'nın ortak sponsorluğu tepki çekmiş, Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar konuyla ilgili, "Türk firmalarının dominant bir rol üstlenmesi ve büyük sponsorlar arasında yer alması başarının en somut göstergesidir. Bu gelişmeden ancak gurur duyulabilir." demişti.

İSRAİL TEHDİT Mİ, DOST MU?

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ekim'de TBMM 3'üncü yasama yılı açılışında, "İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye'dir." ifadesini kullanmıştı. "Nasıl oluyor da Türkiye'ye saldırması beklenen İsrail'in önde gelen siber güvenlik şirketi, Türk devlet kurumlarıyla çalışıyor?" sorusu ise henüz yanıtsız.

KARAR 6 YIL ÖNCE GÜNDEME GETİRMİŞTİ

gg-001.jpg

KARAR, siber güvenlik konusunda Türkiye'yi bekleyen tehlikeyi 2018 yılında manşete taşımış, stratejik öneme sahip bir alanda devlet kurumlarının yerli ürünler yerine yabancı yazılımları tercih ettiğini yazmıştı. 6 yıl önce de yerli siber güvenlik yazılımı ile kendilerine piyasada yer edinmeye çalışan firmaların çoğu, ihale şartnamalerinde adeta yerli firmaları diskalifiye etmek için maddeler konulduğundan şikayet ediyor, hatta bu maddelerin global markalar tarafından sözleşmelere eklettirildiğini düşünüyorlardı.

ASIL TEHLİKE

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan KARAR yazarı Siber Güvenlik Uzmanı Ziyahan Albeniz, "Checkpoint Firewall ya da yabancı menşeli diğer güvenlik ürün ya da donanımları, günün sonunda ticari ürünler. Esas tehlike bu yazılım ya da donanım üreticilerinin, ülkeler arasındaki gerilime taraf olup ellerindeki imkanları 'taraf' oldukları ülke lehine kullanma kapasiteleri. Bu ürünler dijital sınırlarınızı koruyor. Sadece üretici firmanın bildiği bir zafiyet ya da arka kapı; gardınızın düşmesine yardım edebilir." uyarısında bulundu.

bjkxliskvb.jpg
Siber Güvenlik Uzmanı Ziyahan Albeniz

İSRAİL, HİZBULLAH'A AİT CİHAZLARI PATLATMIŞTI

Siber güvenlik ürünlerinin ülkeler arası gerilim ve savaşlarda nasıl kullanılabileceğinin somut örneklerini veren Albeniz, İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'ın kullandığı cihazlar üzerinden gerçekleştirdiği patlamaları hatırlatarak, "Sadece birkaç hafta önce Lübnan’da pager cihazları üzerinden gerçekleştirilen saldırı, tedarik zincirinde kontrol edilebilen bir halka ile ilgiliydi. Elon Musk, Kadirov’a armağan ettiği Tesla marka aracı, amacına uygun kullanılmadığı gerekçesiyle uzaktan bir komutla servis dışı bırakabilmişti. Aynı senaryo siber güvenliği emanet ettiğimiz dijital bekçiler için de tabii ki hem teorik hem de pratik olarak mümkün." şeklinde konuştu.

'ÜRETİCİ FİRMALAR SAVAŞIN DİJİTAL CEPHESİNDE YER ALABİLİR'

Söz konusu ürünlerin dijital güvenliğin kapı muhafızları olduğunu vurgulayan Albeniz, "Bu donanımlarda üreticinin kontrolündeki bir arka kapı yahut menşe ülkenin istihbarat servisinin emrine amade bir sıfırıncı gün zafiyeti, sistemleri allak bullak edebilir. üretici firmaların dahil olacağı, savaşın dijital cephesinde yer alacağı bir konjonktürde neler olabilir, bunun tahayyülü okurların hayal gücüne bağlı." şeklinde konuştu.

23 YILLIK İKTİDARIN HAYAL KIRIKLIĞI...

Albeniz, Bu ürünler için yeterince yerli alternatif kurulmamış olmasını ise hayal kırıklığı olarak tanımladı:

"Sözünü ettiğimiz özellikle İsrail menşeli siber güvenlik firmalarının en eskisi yaklaşık 30 yıl önce kurulmuş firmalar. İktidarın 23 yıllık ömründe defaatle dile getirdikleri yerli ve milli kaygılarla bu konuda bir hamle yapamamış olması, bu konuda ürün geliştirilen yerli siber güvenlik üreticilerinin yeterince desteklenmemiş oluşu tam bir hayal kırıklığı."

Editör: Ahmet Kacır