Barut fıçısına dönen Orta Doğu’da bir kıvılcım daha... Gazze’deki kanlı savaşı yaymayı isteyen Tel Aviv’in, İran destekli gruplara tahrik saldırıları sonrası Tahran, Irak ve Suriye’den sonra Pakistan’ı da vurdu. İslamabad’dan jetlerle karşılık geldi. Uzmanlar, Türkiye’yi de etkileyebilecek ateşin kontrolden çıkması ihtimaline dikkat çekti. Tansiyonun merkezindeki Tahran’ın tavrının kritik olduğu belirtildi.
Gazze’deki soykırıma karşı hem iç hem dış kamuoyunda artan tepkiler İsrail’i zorlamaya başladı. Kritik süreçte İsrail’in Lübnan’da İran’a yakın gruplara saldırı düzenlemesi ve eski komutan Kasım Süleymani’nin anma töreninde bombaların patlaması ‘Netanyahu savaşı Orta Doğu’ya yaymayı amaçlıyor’ yorumlarını getirdi. ABD’nin Yemen’de İran destekli Husileri vurması da tansiyonu yükseltti. Tahran’dan ardı ardına misilleme saldırıları geldi.
İSLAMABAD: AYRILIKÇI BELUÇ MİLİTANLARI VURDUK
Irak ve Suriye’nin kuzeyinde Mossad noktalarına hava saldırısı yapan İran önceki gün de Pakistan’da Ceyş el-Adl grubuna ait hedefleri füzelerle vurdu. Pakistan ise İran’da, Belucistan’ın özerkliğini savunan ayrılıkçıların bulunduğu bölgeye jetlerle saldırı düzenledi. İki ülkenin 48 saat içindeki bombardımanında 10’a yakın can kaybı yaşandı. Bölgedeki tansiyon tehlikeli seviyeye yükselirken bundan sonraki süreçte her hamlenin kritik önemde olduğu vurgulandı.
Karar'ın manşetinde yer alan habere göre, Hamas’ın 7 Ekim’de başlattığı saldırılara karşılık Gazze’de soykırıma girişen, İsrail, ezeli düşmanı İran rejimini de giderek yangının içine çekiyor. İsrail ve ABD ile doğrudan bir çatışmadan kaçınan Tahran, daha çok vekil güçleri üzerinden mücadele ediyordu. Lübnan’da Hizbullah, İsrail mevzilerini vururken, Yemen’de Husiler Kızıldeniz’de dünya ticaretini aksatan füze saldırılarına imza atıyorlardı.
Ancak 3 Ocak’ta İran’da eski Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’yi anmak için düzenlenen törendeki saldırılarda 100’den fazla kişi hayatını kaybedince İran bölgede art arda saldırılar düzenlemeye başladı. Saldırıyı IŞİD üstlense de İsrail ve ABD’yi işaret eden Tahran rejimi Irak ve Suriye’de bu ülkelere ait hedeflere füze saldırısında bulundu. Ardından Salı günü bir başka Amerikan müttefiki olan Pakistan’la sınırındaki Sünni milisler Ceyş el Adl’ın üslerine füze yağdırdı.
Tüm bu saldırılar bölgeyi yangın yerine çevirirken, önceki gece Pakistan’ın da karşılık vermesi üzerine endişeler arttı. Pakistan, İran’ın Sistan-Belucistan bölgesindeki “terör hedeflerine” füze saldırısı düzenlediğini açıkladı. İran devlet televizyonuna konuşan Sistan-Beluçistan eyaletinin Vali Yardımcısı Ali Rıza Merhameti, Pakistan’ın sabah saatlerinde eyaletin sınır bölgesindeki bir köye füze saldırısı düzenlediğini bildirdi. İranlı yetkili, “Bu saldırıda İranlı olmayan 3 kadın ve 4 çocuk hayatını kaybetti.” dedi. Çarşamba akşamı İran medyasında yer alan haberlerde, Pakistan sınırı yakınlarında, Saravan kenti civarında birkaç patlama sesi duyulduğu bildirildi.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada saldırıları doğruladı ve “teröristlerin saklandığı yerlere yönelik istihbarata dayalı operasyon sırasında çok sayıda teröristin öldürüldüğünü” söyledi. İki ülke birbirini yıllardır şiddet yanlısı militan grupları barındırmakla suçluyor. İslamabad yönetimi, İran’ın Salı günü gerçekleştirdiği saldırıyı kınamıştı.
İran, silahlı militan grup Ceyş el-Adl’ı hedef aldığını söylerken, Pakistan iki çocuğun öldürüldüğünü açıklamıştı. Tahran’ı “yasa dışı eyleminin ciddi sonuçları” olacağı konusunda uyaran Pakistan, büyükelçisini geri çağırmıştı. İran ise sivilleri hedef almadığını tekrarladı. Pakistan ise dün İran topraklarına yaptığı saldırıları savunarak, “Marg Bar Sarmachar” (Gerillalara Ölüm) adı verilen harekatın sadece “teröristleri” hedef aldığını söyledi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada ayrıca, “Bu eylem Pakistan’ın ulusal güvenliğini tüm tehditlere karşı koruma ve savunma konusundaki sarsılmaz kararlılığının bir göstergesidir. İran’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz. Bugünkü eylemin tek amacı Pakistan’ın kendi güvenliği ve ulusal çıkarlarıdır. Her şeyden önemli bu prensiplerden ödün verilemez.” ifadeleri dikkat çekti. Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi de, İran ile yükselen tansiyonun ardından Tahran ile kardeş ülke olduklarını ancak topraklarını savunmak için her türlü tedbiri alacaklarını belirtti. Alvi, İran ile sorunların diyalog ve karşılıklı istişare ile çözülmesi gerektiğine dikkati çekti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, iki ülkeden mevkidaşları ile telefonda görüştüğünü ve ülkelerinin bölgede gerginliği tırmandırmak istemediklerini söylediklerini kaydetti. Dışişleri Bakanlığı da konuyla ilgili bir açıklama yaparak İran’ın önce Irak’a daha sonra Pakistan’a yönelik saldırıları ve ardından Pakistan’ın karşılık vermesi ile tırmanan gelişmelerden endişe duyulduğu belirtildi.
ABD HUSİLERİ DÖRDÜNCÜ KEZ VURDU
Yemen’de İran destekli Husilere ait hedefleri dördüncü kez vuran ABD, Kızıldeniz’de bu hafta ikinci kez ABD tarafından işletilen bir gemiye saldıran grubu yeniden terör listesine aldı. Husileri, “Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist” olarak adlandıran ABD, “Yabancı Terör Örgütü” olarak tanımlamadı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Husilerin “Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist” listesine alınmasının, hareketin gemilere saldırmak ya da kaçırmak için kullandığı finansmanı ve silahları kesmeyi amaçladığını bildirdi. Sullivan yaptığı açıklamada, “Husiler Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ndeki saldırılarını durdurursa, ABD bu kararı derhal yeniden değerlendirecektir.” dedi.
Husi sözcüsü Muhammed Abdulsalam ABD’nin aldığı kararın grubun İsrail gemilerini ya da İsrail’e giden gemileri hedef aldığını söylediği operasyonları etkilemeyeceğini belirtti. Nitekim, Husi hareketi tarafından çarşamba günü yapılan açıklamada füzelerinin ABD’ye ait Genco Picardy dökme yük gemisini vurduğunu duyurdu. Bu gelişmenin ardından ABD ordusu, Yemen’den ateşlenmek üzere yüklenen 14 Husi füzesine saldırı düzenlediğini duyurdu.
