Dost meclislerinin acı akıbeti!
DOST MECLİSLERİNİN ACI AKIBETİ !
“Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane”
Çoğu zaman bu sözü sevdiğimiz bir insanın yanında olmaktan duyduğumuz mutluluğu anlatmak için kullanırız. Oysa geçmişte sohbet mecralarının başında kahvehaneler gelmekte idi. Kahvehaneler, birer mahalle üniversitesi niteliğinde idi. İlmi, dini siyasi konuların konuşulduğu, kitapların okunduğu, beyin fırtınaların gerçekleştiği yerlerdi. Konusunda uzman olan, sevilen, ilmi bilgisine güvenilen kişiler ile saatlerce sohbet edilerek, onun bilgisinden istifade edilirdi. Önemli kararlar alınır, dostların maddi manevi sıkıntısı giderilirdi. Sohbet ile süslenen saatlerde içilen bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı kalırdı.
Bugün kahvehanelerde Saatlerce ıstakalara döşenen taşların eşliğinde, hükümet kurup, hükümeti devirirler. Zaman zaman savaş çıkartıp, asıp keserler. Ellerinde tüttürdükleri sigara ile dini fetvalar bile verirler. Azizim ben başbakan olsam sözü ile başlayan cümlelerin sonunda, ortada yoksul insan bırakmayan beyefendiler, ayağının dibinde bir lokma yiyecek için sürtünen kediciğe bir tekme sallayıp insanlıktan bahsederler. Kolay zengin olma yollarını arayanlar, iskambil kâğıtlarından kazanılan beleş çayların yudumlarken, evinin rızkını iddia kuponlarında telef ederler.
Kimi evdeki çocuk cıvıltılarını gürültü sanıp kaçar, kimi de karısının dırdırından bıkıp gelir kahveye. Bir de derbi maçlarının cazibesini kapılarak stres atmaya gelenler vardır. Küfrün en alasını sallarlar futbolcuya. O anda dünyanın en iyi teknik direktörü oluverirler. Maçı bırakıp taktik vermeye başlarlar.
Bir zamanların ilmi, dini, ahlaki konularının konuşulduğu, okunduğu kahvehanelerin bu gün bu hale gelmesinin sebeplerinden en büyüğü, toplumun yozlaşmasıdır.
Bir köşesinde duran kitaplıkla küçük bir kütüphaneyi andıran kahvehane kültürünün günümüzde kaybolması ve işsiz güçsüz insanların vakitlerini katlettikleri yerler haline gelmesi üzücü bir durum.
Bu yazıma bazı beyefendilerin tepki göstereceğine eminim ancak kızmak, acı gerçekleri ortadan kaldırmıyor.
Ülkemizde 1500 e yakın kütüphane varken, kesin olmamakla birlikte 450 bine yakın kahvehanenin oluşu, fazla söze hacet olmadığının açık bir ifadesi olduğunu düşünüyorum. Siz ne dersiniz dostlar?
Sizi En Sevgiliye Emanet ederim sağlıcakla kalın…
NURAN TAYDAŞ ÇAL