DÜZGÜN BİREYLER DÜZGÜN ANNE VE BABALARIN ESERİDİR 

DÜZGÜN BİREYLER DÜZGÜN ANNE VE BABALARIN ESERİDİR 

"Çocuk ailesinin aynasıdır " bu hafta bu sözü açmak geldi içimden kıymetli okuyucular! 

İzninizle ruhumuzun idraki ölçüsünde  açmaya çalışalım. 
  
Bizler dünya denen bu aleme geldiğimiz andan itibaren öğrenmeye aç bir şekilde doğarız. 
Hatta anne karnında bile başlar terbiye. Annenin harama helale dikkat etmesi, bulunduğu ortamı ve sosyal aktiviteleri bile daha doğmadan çocuğun ruhunu şekillendirmeye başlar. Demek oluyor ki insan doğmadan eğitimi başlıyor. 

Peki doğduktan sonra bize düşen pay nedir onların daha iyi bir eğitim ve öğretim hususunda?
Dünyada ilk bizlerin kollarına düşen evlatlarımız bizlere yaradanın birer emaneti. Onlara güzel bir isim vermek, hakkı hukuku idrak etme konusunda yardımcı olmak, iyi bir terbiye vermek asli  görevimizdir. İyi bir anne baba olma şuuruyla hareket etmek toplumsal bir sorumluluktur ayrıca. 

Bizlerin gözbebeği evlatlarımız bizlere sunulmuş boş bir kağıt, yada bir şekil almamış bir hamur gibidirler. Bizler onlara ruhen ve bedenen şekil veren bir heykeltıraş gibiyiz.  Onların görünen her bir ayıbı yada takdir edilecek davranışları hepsi bizlere aittir. 

Özellikle  çocuğun eğitimi konusunda anne büyük bir pay düşüyor. Üstad Bediuzzaman hazretlerinin bu konudaki sözü ışık oluyor bizlere.  Şöyle diyor Üstad;
"Evet, insanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir... Validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esâsiye müşahede ediyorum." 

Evet insanın bir ömürde yaşadığı herbir anda annesinden aldığı eğitimi ve terbiyesi eşlik eder ömrüne. Yüce Rabbimiz boşuna cenneti sermemiş annelerin ayakları altına.
Kutsal bir görev olan annelik çokta sorumluluk gerektiren bir iştir. 


Eskiden büyüklerimiz abdestsiz süt vermezmiş çocuklarına vatanına dinine zarar verecek bir davranış sergilemesin diye.  O zamanki incelik ve farkındalık sanki yok oldu annelerimizde.  Toplumun en küçük yapı taşı olan bireyler düzgün yetişmediği sürece toplumda iyileşme sergilenemez. Buradaki küçük detay en değişim için büyük bir faktördür. Annenin eğitimi çocuğunda eğitimidir.  

Evlenmeden önce bireylerin bilinçli anne baba olmarı konusunda eğitim almaları bir çocuğun en büyük şansı olur. Cahil ellerde büyüyen çocuklar toplumda birer yara oluyor. 
Ağaç yaşken eğilir sözü terbiye konusunda çocukluk çağının cok önemli olduğunu bize belirtiyor.


Bizler büyürken ilk anne ve babamızın vermiş olduğu sevgi ile tanıştık ve dünyayi tanıdık.  Onların gösterdiği pencereden baktık. Yemek yeme tarzımız, konuşma uslubumuz, davranışlar şeklimiz insanlara hepsi bir bir işlendi ruhumuza. Çocuklarımıza dürüst olmaktan bahsedip kendimiz dürüst olmadıkça bir  etki etmez sözlerimiz . Hal dili bedenin dilinden tesirlidir. Evde bolca dedikodu yapan ailenin çocuğuda arkadaşlarının dedikodusunu yapar. Kitap okuyan ailenin çocuğu söylemeye gerek kalmadan kitap okur.  Yani çocuklar bizim yaptığımız herşeyi doğru kabul eder şartsız koşulsuz. 

Yani karakterimizin yansımasıdır evlatlarımız . Yalanın kolaylıkla söylendiği gören bir çocuk arkadaşlarınada kolaylıkla yalan söyleyen biri olur. Karakter inşası ailede başlar ve çevresinde devam eder. Dürüst çocuğun dürüst arkadaşları olur. 

Onlara bolca nasihat vermek yerine kendimize odaklanıp her gün yeni bir güzellik katmak onlara rol model olma konusunda isabetli bir şey yapmış oluruz. 

Bizlerin vermiş olduğu sevgi evladımıza en güzel gıdadır eğitim konusunda . Sevgi dolu bir dokunuş onların daha dingin ve ruhsal olarak sağlıklı olmasını sağlar.  Daha çok bizden almaya meyilli olur herşeyi. Sevgi iletişime en büyük katkıyı sağlar. 

Sonuç itibariyle çocuğuna faydalı olmak isteyen önce kendine faydalı olsun. Boş bir ebeveyn çocuğunu dolu bir şekilde yetişkinler sınıfına koyamaz. Kendinin inşası çocuğuna en güzel örnektir.  Eğri çomağın gölgesi düz olmaz. 

Hayırlı haftalar sevgili okurlar...


[  ] Aslı Soylu