Ekonomist Mahfi Eğilmez, Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından piyasalarda yaşanan sert dalgalanmayı analiz etti. “Piyasalardaki çöküşün, ekonomideki bozulmanın nedeni protestolar, mitingler değil, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıdır” diyen Eğilmez, “Tıpkı faiz ve enflasyon meselesinde olduğu gibi neden - sonuç ilişkisini birbirine karıştırarak insanların kafası karıştırılıyor” ifadelerini kullandı.

Ekonomist Mahfi Eğilmez, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaların temel sebebinin protestolar değil, doğrudan bu gözaltı kararı olduğunu yazdı. Eğilmez, “Piyasalardaki çöküşün, ekonomideki bozulmanın nedeni protestolar, mitingler değil, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıdır” ifadesini kullandı.

'HİÇBİR PROTESTO YOKKEN DOLAR KURU 41,5'E ÇIKTI'

Eğilmez, kararın ardından piyasalarda yaşanan gelişmeleri tarihsel verilerle karşılaştırdı. “O gün henüz hiçbir protesto, miting falan yokken dolar kuru 41,5'e çıktı, borsa hızla düştü, devre kesiciler çalıştı, TCMB milyarlarca dolar satarak piyasaya müdahale etti, kamu kurumları milyarlarca liralık hisse satın alarak borsadaki çöküşü durdurmaya çalıştı. Bunlar olurken ortada ne protesto ne de miting vardı” dedi.

'İNSANLARIN KAFASI KARIŞTIRILIYOR'

Eğilmez, yaşananlara ilişkin neden-sonuç ilişkilerinin çarpıtıldığını belirttiği yazısında, “Tıpkı faiz ve enflasyon meselesinde olduğu gibi neden - sonuç ilişkisini birbirine karıştırarak insanların kafası karıştırılıyor. Bugün içinde olduğumuz durumun nedeni protestolar değil, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıdır” ifadesine yer verdi.

Eğilmez’in paylaştığı piyasa verilerine göre, 17 Mart Pazartesi günü haftaya başlarken USD/TL kuru 36,60, gösterge faiz 37,09, BIST 100 endeksi 10.811 puan, CDS risk primi ise 242 seviyesindeydi. Ancak İmamoğlu’nun 19 Mart’ta gözaltına alınmasıyla bu göstergeler sert şekilde bozuldu. Eğilmez, “Henüz protesto eylemleri, Saraçhane toplantıları başlamamıştı. O gün piyasalarda durum şöyleydi: USD/TL Kuru: 37,90, Gösterge Faiz: 41,23, BIST 100 Endeksi: 9.860, CDS Risk Primi: 262” bilgisini verdi.

'PROTESTOLAR VE GÖSTERİLER, NEDEN DEĞİL SONUÇTUR'

“Finansal piyasalardaki çöküşün nedeni protestolar, gösteriler değil, İmamoğlu’nun diplomasının iptali, gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıdır. Protestolar ve gösteriler, neden değil sonuçtur” diyen Eğilmez, bu sürecin ekonomik temelli değil, siyasi kaynaklı bir güvensizlik dalgası doğurduğunu belirtti.

Eğilmez’e göre, döviz kurundaki yükseliş, uygulanan para politikasının temelini oluşturan kur çıpasını zedeledi. “Carry trade yoluyla gelen yabancı yatırımcılar da döviz bozdurup TL’ye dönen yerli yatırımcılar da paniğe kapılarak yeniden dövize dönmeye yöneldiler. Piyasada panik arttı ve bunun üzerine yükselen USD/TL kurunu tutabilmek için TCMB piyasaya döviz satmaya başladı” değerlendirmesini yaptı.

28 Mart 2025 saat 14 itibarıyla tablo daha da bozulmuştu. Eğilmez, “USD/TL Kuru: 38,01, Gösterge Faiz: 45,53, BIST 100 Endeksi: 9.460, CDS Risk Primi: 294” bilgilerini paylaştı ve “TCMB’nin bugüne kadar piyasaya 30 milyar dolara yakın döviz sattığı tahmin ediliyor” dedi. Bu müdahalelerin TCMB rezervlerini zayıflattığını belirtti.

Merkez Bankası’nın haftalık repo ihalesiyle borç verme işlemini askıya alarak gecelik borç verme uygulamasına geçtiğini hatırlatan Eğilmez, “TCMB, politika faizinin temelini oluşturan haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme işlemini askıya alarak yerine gecelik borç verme uygulamasını devreye soktu ve bunu yaparken de faizi yüzde 44’ten 46’ya çıkardı. Böylece gecelik borç verme faizi politika faizi yerine geçti” ifadelerine yer verdi.

“FAİZ İLLÜZYONU” ELEŞTİRİSİ

Ancak Eğilmez’e göre bu artış kamuoyuna farklı sunuldu. “TCMB’nin politika faizini artırmayıp gecelik borç verme faizini onun yerine yükseltmesinin nedeni hem siyasetçiye hem de dünyaya politika faizinin yüzde 42,5’te kaldığı izlenimi vermekti. Mesela sürekli güncellenen bu iki sitede TCMB faizi yüzde 42,5 görünüyor. TCMB, bu illüzyonu eskiden de uygulardı” diye yazdı.

KUR GEÇİŞKENLİĞİ VE ENFLASYON UYARISI

Kurun yükselmesinin olası sonuçlarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Eğilmez, “Kur geçişkenliği nedeniyle yükselen kur enflasyonu da yükseltir” dedi. CDS primindeki artışın dış borçlanma maliyetini, gösterge faizdeki yükselişin ise Hazine’nin iç borçlanma maliyetini artıracağını kaydetti.

“BAYRAM TATİLİ DURULMA GETİREBİLİR AMA YETMEZ”

Son olarak 9 günlük bayram tatilinin kısa vadeli bir sükûnet sağlayabileceğini belirten Eğilmez, “Ne var ki bu durulma, ortaya çıkan büyük güven kaybının ve karşılaşılan büyük maliyetin giderilmesini sağlayamaz” yorumuyla yazısını sonlandırdı.

Eğilmez'in yazısı şu şekilde:

En sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, bilançoyu sonra çıkarırım: Piyasalardaki çöküşün, ekonomideki bozulmanın nedeni protestolar, mitingler değil, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıdır. Toplumun önemli bir bölümü ve muhtemelen piyasalarda karar alıcı konumunda olan çok sayıda kişi ve kurum bu durumu bir yargı kararı olarak değil siyasal bir müdahale olarak algıladı. O gün henüz hiçbir protesto, miting falan yokken dolar kuru 41,5'e çıktı, borsa hızla düştü, devre kesiciler çalıştı, TCMB milyarlarca dolar satarak piyasaya müdahale etti, kamu kurumları milyarlarca liralık hisse satın alarak borsadaki çöküşü durdurmaya çalıştı. Bunlar olurken ortada ne protesto ne de miting vardı. Tıpkı faiz ve enflasyon meselesinde olduğu gibi neden - sonuç ilişkisini birbirine karıştırarak insanların kafası karıştırılıyor. Bugün içinde olduğumuz durumun nedeni protestolar değil, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıdır.

17 Mart Pazartesi günüyle başlayan haftaya girdiğimizde finansal piyasalarda durum şöyleydi (kaynaklar: TCMB İstatistikleri, Bloomberg HT, Tradingeconomics.com):

USD / TL Kuru: 36,60

Gösterge Faiz: 37,09

TCMB Gecelik Borç Verme Faizi: % 44

BIST 100 Endeksi: 10.811

CDS Risk Primi (5 yıllık): 242

19 Mart günü Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı. Henüz protesto eylemleri, Saraçhane toplantıları başlamamıştı. O gün piyasalarda durum şöyleydi (kaynaklar aynı):

USD / TL Kuru: 37,90

1 Nisan'dan İtibaren Geçerli Olacak: Elektriğe Zam Yolda 1 Nisan'dan İtibaren Geçerli Olacak: Elektriğe Zam Yolda

Gösterge Faiz: 41,23

TCMB Gecelik Borç Verme Faizi: % 44

BIST 100 Endeksi: 9.860

CDS Risk Primi (5 Yıllık): 262

Açık bir şekilde görülüyor ki henüz hiçbir protesto ortada yokken yalnızca diploma iptali ve ardından gelen gözaltı ile piyasalar bozulmaya başlamıştı. Burada neden – sonuç ilişkisini bir kez daha açık biçimde ortaya koyalım: Finansal piyasalardaki çöküşün nedeni protestolar, gösteriler değil, İmamoğlu’nun diplomasının iptali, gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıdır. Protestolar ve gösteriler, neden değil sonuçtur.

USD/TL kurunun yükselmesi uygulanan para politikasının temelini oluşturan kur çıpasını yerinden oynattı. Bunun sonucu olarak yüksek TL faizi ve sabitleşen kurdan yararlanarak para kazanmak için carry trade yoluyla gelen yabancı yatırımcılar da döviz bozdurup TL’ye dönen yerli yatırımcılar da paniğe kapılarak yeniden dövize dönmeye yöneldiler. Piyasada panik arttı ve bunun üzerine yükselen USD/TL kurunu tutabilmek için TCMB piyasaya döviz satmaya başladı.

Piyasaların 28 Mart 2025 saat 14 itibarıyla görünümü şöyleydi (kaynaklar aynı):

USD / TL Kuru: 38,01

Gösterge Faiz: 45,53

TCMB Gecelik Borç Verme Faizi: % 46

BIST 100 Endeksi: 9.460

CDS Risk Primi (5 Yıllık): 294

TCMB’nin bugüne kadar piyasaya 30 milyar dolara yakın döviz sattığı tahmin ediliyor. Kuşkusuz bu satışlar TCMB’nin rezervlerinde ciddi kayıplara yol açtı. Kamu kurumları borsadaki değer düşüşünü durdurabilmek için milyarlarca liralık hisse senedi alımı yaptılar. TCMB, politika faizinin temelini oluşturan haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme işlemini askıya alarak yerine gecelik borç verme uygulamasını devreye soktu ve bunu yaparken de faizi yüzde 44’ten 46’ya çıkardı. Böylece gecelik borç verme faizi politika faizi yerine geçti. TCMB’nin politika faizini artırmayıp gecelik borç verme faizini onun yerine yükseltmesinin nedeni hem siyasetçiye hem de dünyaya politika faizinin yüzde 42,5’te kaldığı izlenimi vermekti. Mesela sürekli güncellenen bu iki sitede TCMB faizi yüzde 42,5 görünüyor (https://www.cbrates.com/ ve https://tradingeconomics.com/turkey/indicators) TCMB, bu illüzyonu eskiden de uygulardı.

Kurun yükselmesi birkaç sonuç doğuracaktır. Her şeyden önce Euro kurunun yükselmesi ihracatın ve turizm gelirlerinin ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ve Avrupalı turistlere dayanması nedeniyle olumlu sonuç yaratır. Buna karşılık ithalatımız ve dış borçlarımız ağırlıklı olarak dolara dayalı olduğu için dolar kurunun yükselmesi aleyhte sonuçlara yol açar. Kurdaki yükselmenin bir başka olumsuz yanı enflasyonla mücadele uygulamasının temel dayanağı olan sıcak para girişi ve yerli yatırımcıların dolar bozdurması eğilimini düşürmesidir. Döviz bozdurulması kurun sabitleşme eğilimine girerek enflasyonu düşürme mekanizması yaratırken şimdi iş tersine dönmektedir. Kur geçişkenliği nedeniyle yükselen kur enflasyonu da yükseltir.

CDS risk priminin yükselmesi Türkiye’nin dış borçlanma maliyetlerini yükseltecektir. Gösterge faizin yükselmesi Hazine’nin iç borçlanma maliyetini yükseltecektir. TCMB’nin gecelik borçlanma faizini yükseltmesi sonucunda bankaların da mevduat faizlerini yükseltmesi bankaların maliyetini artıracak bu da ister istemez kredi faiz oranlarının dolayısıyla firmaların finansman maliyetlerinin artmasına yol açacaktır. Bütün bu saydıklarımızın da enflasyonu artırıcı etkiler yaratması kaçınılmazdır.

Bundan sonra neler olur? 9 günlük bayram tatili piyasalara ister istemez durulma getirir, piyasa aldırmazlığı devreye girer ve durulmaya katkı yapar. Ne var ki bu durulma, ortaya çıkan büyük güven kaybının ve karşılaşılan büyük maliyetin giderilmesini sağlayamaz.