FERASETLİ DEĞİLDİLER, HEP GÜCE EĞİLDİLER

FERASETLİ DEĞİLDİLER, HEP GÜCE EĞİLDİLER

Devlet yöneticileri için “adalet” ölçüsünü gösteren bir genel kaide vardır. Herkes bilir:

“Güçsüz de olsa haklının yanında, güçlü de olsa haksızın karşısında olmalı”

İsminde “adalet” yazan AKP’nin bu kaideyi nasıl uyguladığını örnekleri ile hatırlayalım:

Kuruluş aşamasında, kurucuların “feraset” donanımlarının eksikliğinden dolayı; sömürü dünyasının mütegallibesi ve süper gücü Amerika’yı su yolu edinip, onun şeytani planlarını uygulayacağına dair sözler vermiş ve dünyayı ifsat etmek üzere hazırladığı BOP Eşbaşkanlığı’nı üslenerek, siyaset dünyasına doğmuşlardı. Bu en baştan güce teslim olmak, güç karşısında eğilmek demekti. Bu aynı zamanda gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek anlamına geliyordu ve diğer düğmeleri iliklerken asla bunu düzeltme şansı olmayacaktı.

Nitekim Afganistan işgalinde haklı ve fakat zayıf olan Müslüman halkın değil, haksız ve zalim işgal güçlerinin yanında yer aldı. Afganistan’da yapılan katliam ve zulümleri burada saymasak da okuyucularımız bunun milyon rakamları ile ancak ifade edilebileceğini biliyor. Sonunda galip gelen haklı Afgan Müslümanları zalim güçlerin yanında Türkiye’nin askeri gücünü de ülkelerinden çıkardılar.

Irak’ın zalim sömürgeci Amerika tarafından bin bir zulüm ve yıkımla işgal edilmesi esnasında AKP iktidarı, haklı Irak’ın Müslüman halkının yanında değil, güçlü ve haksız işgalcilerin yanında durmuş, her türlü desteği vermişti. Neticede milyonlarca Müslüman katliama ve çeşitli zulümlere uğratılıp perişan edildiler. Zenginlik kaynaklarının dibini sıyırdılar. Bizim iktidarın gücüne eğildiği zalim Amerika ve avaneleri ise, bu topraklarda konuşlandırdıkları ve her türlü desteği verdikleri teröristleri başımıza bela etmeye devam ediyorlar.

Libya’da olanları hatırlayalım. Müslüman halkı ile bütünleşen Türkiye dostu Kaddafi ve yönetimi Kıbrıs davamızda bize destek verdi diye, onlarca yıl ambargo altında inletilmiş, bununla yetinmeyen batılı sömürgeciler, bu dost devleti parçalamaya ve katliama başladıklarında, AKP iktidarı mazlum ve haklı Müslümanlardan yana değil, zalim ve sömürgeci haydutlardan yana olmuş, her türlü desteği onlardan yana vermişti. Katliama uğrayan ve denizde boğulan Müslümanların haddi hesabı yok. Neticede güçlü Libya parçalanmış, zenginlik kaynakları yağmalanmış, AKP iktidarı ise Akdeniz’in zenginlik kaynaklarındaki payımızı kurtarabilmek umuduyla, bu yağmalanmış, zayıf ve parçalanmış Libya’dan medet umar hale gelmiştir.

Suriye ise BOP için daha değişik senaryolarla boş olarak İsrail’e teslim edilmek istendiğinde, AKP iktidarı hiçbir ikaza aldırmayarak haklı ve mazlum Müslümanlardan yana değil, BOP zorbalarının yanında yer almıştı. Facia üstüne facia yaşandı. Suriye adeta boşaltıldı, ülkemiz kaldıramayacağı bir göç dalgasına çarptırıldı. Durumu düzeltmeye çalışmakta olan Mehmetçik ise gün geçmiyor ki, onlarca şehit vermesin. Amerika ve avaneleri ise bu topraklarda eğittiği, donattığı, adeta ordulaştırdığı teröristleri ile yarınımızı tehdit altında tutuyor.

AKP kurucu ve yöneticileri en başından beri ferasetli hareket etmediler, daima güce ve güçlüye eğildiler. Hep haklıyı ezdiler veya ezdirdiler, ezenlere destek verdiler.

Son Katil İsrail’in Filistinli Müslümanlara yaklaşık dört aydır, tüm savaş suçlarını işleyerek uyguladıkları insanlık dışı katliamlar esnasında, AKP iktidarı yine haksız ve güçlü tarafa destek verdi, veriyor. Haklı ve mazlum Müslümanlardan yana imiş gibi bağırıp çağırıyor, telefonlar edip ziyaretler yapıyor ama zalimlere “ticaret” adı altında gemilerle, uçaklarla, tırlarla her türlü lojiktik desteği verdi, veriyor. Bırakın diplomatik ilişkileri kullanmak yerine, büyükelçilerini bile çağırıp, göstermelik olsa bile iki çift söz edemedi, edemiyor. Uluslararası mercilere vermek üzere bir şikayet dilekçesi bile hazırlayamadı. Çünkü gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendi, mecburen alttan artan düğmeyi gömleğe değil, pantolonunun iliğine geçirerek kamufle etmeye çalışıyor.

İsminde “Adalet” olan bir iktidar, herkesin gözünün içine baka baka hep haksız fakat güçlü olandan yana eğildi, eğiliyor, bundan sonra da asla ve kata düzelemez.

HAKLININ HAKKI

Güçlünün elinde oyuncak değil,

Sahibine teslim edilmeli hak;

Adaletin temel kuralıdır bu bil,

Hakkı hakkını almalı muhakkak!

Ekrem Şama 

...