Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, bugünkü köşe yazısında FETÖ içindeki kavgayı kaleme aldı. Üç yıl önce hazırlanan istihbarat raporunu paylaşan Erkin, “Raporda, başarısız darbe girişimiyle birlikte örgüt içinde yaşanan krize yer verilirken, Fetullah Gülen’in demans hastalığının ilerlemesi, örgüt içinde mantıklı kararlar alamaması ve otorite boşluğuna işaret edilerek, örgütün tepe yöneticileri arasındaki güç savaşına değiniliyor” dedi
“Son bir haftadır Fetullahçı Terör Örgütü’nde yaşanan “iç savaş” gündemde. Fetullah Gülen’in yeğeni Ebuseleme Gülen, amcasının Cevdet Türkyolu tarafından Pensilvanya’daki malikaneden götürüldüğünü açıkladı. Bu olayla örgüt içi kavga ayyuka çıkarken, Türkyolu’nun Gülen’i markaja alıp kimseyle görüştürmediği belirtiliyor. Şimdi sizlerle Türk istihbaratının üç yıl önce hazırladığı “istihbarat raporunu” paylaşacağım.
“İç savaşın” kodları bu bölünmede:
Raporda, başarısız darbe girişimiyle birlikte örgüt içinde yaşanan krize yer verilirken, Fetullah Gülen’in demans hastalığının ilerlemesi, örgüt içinde mantıklı kararlar alamaması ve otorite boşluğuna işaret edilerek, örgütün tepe yöneticileri arasındaki güç savaşına değiniliyor. Rapora göre, Gülen’in ilk öğrencileri olan ve örgütün “kadim abileri” olarak geçen, yine örgütte etkili konuma sahip olan; İsmail Büyükçelebi, Mehmet Ali Şengül ve Abdullah Aymaz’ın tasfiyesine ve Mustafa Özcan’ın bu tasfiyedeki rolüne işaret ediliyor. Özcan’ın “kadim abileri” yanına çekmeye çalışması anlatılıyor.
Rapordan okuyalım:
“Bu mücadelede ‘kadim abilerin’ desteğini aldığı takdirde bu savaşı kazanacağını düşünen Mustafa Özcan, Mehmet Ali Şengül ile yaptığı bir görüşme esnasında ‘Şengül hocam, biliyorsunuz ki hocamız çok hasta ve yaşlandı. Hizmet hareketimizi idare edemiyor, son 6 yıl içerisinde büyük sıkıntılar çektik ve mağduriyetler oluştu fakat kendisi bu mağduriyetleri giderebilmek adına herhangi bir strateji belirleyemedi. Eğer siz de uygun görürseniz ben cemaatin yeni lideri olmaya talibim ve sizden benim yanımda yer almanızı istirham ediyorum” dediği, buna cevaben ise Şengül’ün ‘sen bu harekete gönül vermiş, büyük fedakarlıklarda bulunmuş, elini taşın altına sokmaktan çekinmemiş ve bu cemaat için önemli görevler üstlenmiş bir kardeşimizsin fakat ne kadar sana vefa borcum olsa da ne sen ne de başka biri için büyüğümüzün karşısında yer alamam’ dediği, bu cevabından sonra Mehmet Ali Şengül’ün yanında yer almayacağını anlayan Mustafa Özcan’ın farklı stratejilere yöneldiği bilinmektedir.”
Raporun bundan sonrası ilginç.
Şengül’ün şüpheli ölümü
“Lider” olmak isteyen Mustafa Özcan’ın bu konuşmadan sonra Mehmet Ali Şengül’ü tasfiye ettiği iddia ediliyor: “Bu konuşmadan kısa bir süre sonra, herhangi bir sağlık sorunu olduğu bilinmeyen Mehmet Ali Şengül’e 15 Nisan 2021 tarihinde Covid-19 teşhisi konmuş ve evinde istirahat etmesine rağmen Mustafa Özcan’ın hastaneye yatmasının sağlığı için daha elzem olacağı telkinleri neticesinde hastaneye yatan Şengül’ün doktorların tavsiyesiyle uyutulduğu bilinmektedir. Mayıs ayı başlarında tecrit edilmiş bir ortamda devam eden tedavisinin olumlu seyrettiği söylenen Şengül’e doktorlar tarafından uygulanmaya başlanan ‘yeni’ ilaçların kullanımı neticesi oksijen miktarının azaltılarak uyandırılma safhasına geçileceğini öğrenen Fetullah Gülen’in 55 yıllık dostu ile irtibat kurmak istediği, fakat Mustafa Özcan’ın kamptaki truva atı olan, Fetullah Gülen’in özel kalemi pozisyonundaki Cevdet Türkyolu tarafından bu irtibat kurma girişiminin çeşitli bahanelerle engellendiği bilinmektedir.”
Türk istihbarat birimlerinin hazırladığı raporda, örgüt liderliğini ele geçirmek adına ‘kadim abilerden’ kurtulmadan örgütü ele geçiremeyeceğinin farkında olan Mustafa Özcan’ın ‘savaşta yapılan her şey mübahtır’ anlayışıyla Alman istihbaratı ile işbirliği yaptığı öne sürülüyor:
“Mehmet Ali Şengül’ün saf dışı bırakılması için doktoruna çok yüklü miktarda para verdiği, ölümün şüphe çekmeden gerçekleşmesi için bağışıklık sistemini çökerten ilaçlardan gün aşırı hafif dozlarda verildiği, sağlık durumu günden güne iyiye giden Mehmet Ali Şengül’ün bu günden sonra durumunun bir anda tersine döndüğü ve 26 Haziran 2021 tarihinde durumunun ciddileştiği, uygun zamanı bekleyen Mustafa Özcan’ın 11 Temmuz 2021 tarihinde, makinelere bağlı yaşayan Mehmet Ali Şengül’ün doktoruna ‘artık fişini çekebilirsiniz, zamanı geldi’ diyerek ölmesini sağladığı bilinmektedir.”
“Truva atı” üzerinden tasfiye
Raporda, Fethullah Gülen’in “İsmail Efendi” diye hitap ettiği ve “...benim yokluğumda örgütün başına birisi geçecekse o kişi İsmail Efendi’dir” dediği kişi olan İsmail Büyükçelebi’nin de “itibar” ve “güven” kaybıyla tasfiye edilişine yer veriliyor. Özcan, “İsmail Efendi”yi de saf dışı bırakırken, raporda Cevdet Türkyolu’yla ilgili bir cümle dikkat çekti:
“İsmail Büyükçelebi’nin referansıyla ABD’de fizyoterapistlik yapan Dr. Haldun Çetinkanat’ın ‘hipnoz yoluyla ağrıları gideriyorum’ diyerek örgüt mensubu kadınlara taciz ve tecavüz ettiğinin ortaya çıkması üzerine İsmail Büyükçelebi’nin örgüt içerisindeki itibarını ve güvenilirliğini kaybettiği bilinmektedir. Mustafa Özcan, ilk başlarda kamuoyunda gündem olmayan, üstü kapatılan bu hadisenin gündeme getirilmesini amaçlayarak İsmail Büyükçelebi’yi örgüt üyeleri ve tabanı nezdinde küçük düşürmek ve bu olaydan herkesin haberinin olmasını sağlamayı hedeflemiştir. Bu olayın gündeme taşınmasında ‘Truva Atı’ Cevdet Türkyolu’nu kullanarak İsmail Büyükçelebi’ye; ‘sosyal medya hesabından açıklama yapması ve bu tatsız olaydan sonra bu kişiye olan referansını çektiğini’ açıklaması gerektiğini telkin ettikleri, hatta sosyal medyada paylaşılan metnin Cevdet Türkyolu tarafından hazırlanarak, açıklamanın sosyal medya hesabından paylaşmasının sağlandığı ve bu paylaşımın örgütte deprem etkisi yarattığı bilinmektedir. Bu paylaşımdan sonra örgütün kadim abisine karşı örgüt tabanında duyulan sempati yerle yeksan olmuştur. Mustafa Özcan, Cevdet Türkyolu’nu kullanarak normalde üstü kapatılmış olan, belli isimler harici kimsenin bilmediği olayı herkesin duymasını sağlamış ve İsmail Büyükçelebi’ye itibar suikastı düzenleyerek tuzağa çekmiştir. Örgüt liderliğine soyunduğu bu dönemde kamptaki truva atını kullanarak ‘kadim abileri’ tasfiye etmiş ve örgütü içeriden dizayn etmeye başlamıştır.”
İstihbarat raporunda; örgüt içinde, Mustafa Özcan’ın Gülen’in ölümünü beklemeden liderliği ele geçirebileceği değerlendirmesinde de bulunuluyor: “Mustafa Özcan, örgüt liderliğine giden yolda sırasıyla en güçlü rakiplerini tek tek tasfiye etmekte ve amacına her geçen gün yaklaşmaktadır. Örgüt elebaşının yaşadığı kampı da içerideki Truva atı sayesinde kontrol altına alan Mustafa Özcan, Mehmet Ali Şengül’den boşalan koltuğa kendi güdümündeki Mustafa Yeşil’in geçmesini sağlayarak Al-i Heyet’teki dengeleri de kendi lehine çevirmeye başlamıştır. Mustafa Özcan’ın hamlelerine karşılık verebilen birisi çıkmamakla birlikte, Özcan’ın sıradaki hedefinin örgütün ABD yapılanmasında etkin olan Barbaros Kocakurt olacağı değerlendirilmektedir. Barbaros Kocakurt’un da ekarte edilmesi halinde Mustafa Özcan’ın örgüt elebaşının ölümünü beklemeden liderliği ele geçireceği değerlendirilmektedir.”
SONUÇ: Bugün örgüt içinde yaşanan kavganın ayak sesleri üç yıl önce hazırlanan bu raporda yer alıyor.”