24 Ağustos 2016 tarihinde Türkiye, Birleşmiş Milletler’in üye devletlere tanıdığı 51’inci maddeye göre ‘meşru müdafaa’ hakkını kullanarak Suriye’nin kuzey kesimine yerleşen PYD ve İŞİD’i Türkiye’ye zarar vermeye çalıştıkları için bu eli kanlı terör örgütünü Fırat’ın batısından uzaklaştırmak amaçlı operasyon başlatmıştır. Türkiye güvenli bölgeler oluşturarak 29 Mart 2017 tarihinde Azez, Cerablus, Çobanbey, Dabık ve El-Bab bölgelerinde sınır güvenliğini kontrol altına almıştır. Türkiye 911 km lik Suriye sınırında adeta hem askeri strateji hem de siyasi bir strateji izleyerek gerekli zamanda gerekli yerleri hem masada hem de harekât alanında uygun hamleleri uygulayarak başarı sağlamıştır. Böylelikle Türkiye, Fırat kalkanı harekâtı ile TSK birliklerinin taktik ve stratejik ilerleme şekillerinin bir örneğini tüm dünyaya göstermiş oldu.
Sahada Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı Taburu aktif bir şekilde görev alarak yürütmüş olduğu harekat sonucu, bölge halkına huzur ve refah içerisinde yaşayabileceği 2055 km² lik alanı güvenli bölge olarak sunmuştur.
Harekat sonucunda 3500’e yakın İŞİD/PKK/PYD/SDG/YPG’ li terörist öldürülürken, 600 ÖSO, 72 Türk Askeri ise şehit olmuştur.
Türkiye 185.180 km² lik Suriye topraklarının 1 (bir) santimetresinde dahi gözü olmadığını her defasında dile getirmiştir. Eli silahlı gruplar arasında gerektiğinde ÖSO’nun askeri bir güç olarak daha etkili kullanılabileceğini de başta PYD’yi destekleyen ABD olmak üzere tüm dünyaya göstermiştir.
Bu operasyonu sahada uygularken diplomatik ilişkiler açısından Suriye yönetimiyle görüş farklılıkları oluşmuş olsa da Türkiye operasyonun ilk gününden itibaren Suriye devletinin toprak bütünlüğünden yana olduğunu belirtmiştir. Beşşar ESAD ise Türkiye’nin kendi topraklarını işgal ettiğini dünya kamuoyuna yaymaya çalışarak Türkiye’ye karşı gerekli yerlerde PYD terör örgütünün yanında yer almıştır. Türkiye bölgeden çekileceğini ve bölgede ÖSO ekseninde bir güvenlik koridoru oluşturacağını belirtmiştir. Bunun en güzel örneğini Cerablus’da görmekteyiz. Cerablus bölgesinde hastaneler, eczaneler, okullar, postaneler, marketler ve en önemlisi de ÖSO’ya gerekli teçhizatları sağlamıştır. ÖSO Bölgede sürekli güvenlik devriyesi atmasını sağlayarak bölgedeki halkın hem güvenliğini hem de sempatisini kazanamıştır.
Bu harekât Reyhanlı, Gaziantep ve sınır ötesinden Türkiye tarafına gönderilen havan saldırılarının DAEŞ’in yanına kâr kalmadığının açıklaması olmuştur.
Diplomasi açısından bakacak olursak; Türkiye Rusya, ABD, İsrail ve arka planda ESAD ile görüşmeler yaparak bu operasyonun alt zeminini hazırladığını operasyon başladıktan sonra görmekteyiz. Özellikle ABD Başkan Yardımcısı BIDEN’in operasyon başlangıcından sonra Türkiye’ye gelmesi ve harekâtı ne kadar uygun gördüklerine dair güzellemeler yapması diplomasi alanında Türkiye’nin gerekli diyalogları geliştirdiğinin göstergesi olmuştur.
Türkiye’nin Suriye’de kendi halkına zulüm yapan bir yöneticinin varlığından sürekli şikâyetçi olduğunu yüksek sesle her zaman için dile getirmiştir. Her fırsatta Beşşar ESAD’ın ülke yönetimini demokratik seçimler sonucunda bırakmasını yüksek sesle gündeme taşımıştır. Fakat görüldüğü üzere Beşşar ESAD hala ülkenin yöneticisidir. Türkiye, Beşşar ESAD ile arka planda görüşmelerini devam ettirmekle birlşkte buna zorunlu olduğunu söyleyebilirim. Çünkü Suriye topraklarında PYD tarafından kurulacak bir Kürdistan Özerk Bölgesi Türkiye’yi her zaman için rahatsız edecektir. Türkiye’nin Suriye yönetimine (Beşşar ESAD) en başından karşı çıkması ve sonuç olarak ABD ve Rusya’nın ESAD’ın gönderilmesini istememesi üzerine Türkiye’nin Suriye’ye karşı yapılan her operasyonda anlaşmaya gitmesini gerektirmiştir. Türkiye ise Fırat Kalkanı Harekâtı sonucunda yüksek ses ile ESAD’ın gönderilmesini istemek yerine ESAD ile ilgili söylemlerini alçak ses tonuyla dile getirmeye devam etmiştir.
Suriye’deki Beşşar ESAD yönetimini tanımayan Türkiye Hükümeti operasyonu başlatabilmek için ABD ve Rusya’nın Suriye yönetiminin değişmemesini istemesi üzerine Beşşar ESAD ile arka planda görüşmeler yapmak zorunda kaldığı aşikârdır.
Son bir soruyla siz değerli okurlarımı düşünmeye sevk etmek istiyorum.
Fırat Kalkanı Harekâtı icra edilirken, Türkiye’ye bir kere dahi karşılık vermeyen Beşşar ESAD yönetimi ile ülkemiz arasındaki bağlantıyı kim sağlamaktadır?
FIRAT KALKANI HAREKÂTI öncesinde SURİYE HARİTASI
24 Ağustos 2016, Çarşamba
FIRAT KALKANI HAREKÂTI SONRASINDA SURİYE HARİTASI
29 Mart 2017, Çarşamba