Gudubet Ablanın Kritik Köşesi İlk Yazı...

Gudubet Ablanın Kritik Köşesi

                                                                                                                        Gudubet Haksever

Merhaba Sayın halkım!

Bu günden itibaren gudubet Abla'nın Kritik Köşesi'nden sizlere sesleneceğim.

(Bu zamanda insanın bir köşesi olması çok havalı evet)

Herkesin köşeyi dönmeyi hayal ettiği bir zamanda, biz derdimizi anlatacak bir köşe bulduğumuz için önce Meridyen Habere ve Meridyen Haber Genel Yayın Yönetmeni Firdevs Çağlayan Hanımefendi’ye teşekkür etmeyi bir borç bilirim.

(Bu kısım, site yönetimine ayıp olmasın diye yazıldı.)

Derdimiz var. Hiç kimsenin şahsi hayatı kolay değil mutlaka... Fakat bizler gibi düşünmekle ve düşüncecin doğal sonucu olan fikirlerle başı dertte olanların, şahsi hayatında derdi olmasa da derdi olan kardeşlerinin derdini omuzlarında hissetmesi, bireysel mutluluklardan çok, toplumsal mutluluğu hedeflemesi anormallikler içinde en normali diye düşünüyorum.

(Bu bölüm için emir erlerimden yardım aldım, ayaklarım da tabii ki masaya dayalı şu an.)

Aşırılıkları seviyoruz. Evet, önce yadırgıyoruz ama sonra ilginç bir şekilde de hoşlanıyoruz bu aşırılıktan.

En üzücü, en komik, en anlamsız, en çılgın paylaşımların dikkat çektiği, sosyal medyadan geçtiğimiz günlere damga vuran bazı konuları tarihe not olsun (gelecek nesiller okuduğunda ne kadar saçma ve acayip atalarının var olduğunu bilsin diyerek) şu köşeye kaydediyorum.

1-Poşet:

Poşetlerin paralı olmasıyla Türkiye sallandı!

Poşetle ilgili birçok espri yapıldı. Hala da yapılmakta çünkü bu konu çok su kaldırır.

Nihayet bugün izlediğim bir Roman ablanın muhteşem Çingenece’siyle çektiği videoda dediklerinin özetiyle; “A be her şeylere aylardır zam geliyor da poşet paralı olunca mı uyandınız?”

Öyle maalesef biz biraz geç uyanıyoruz. Türk filmlerinde kafa travmasıyla kör olanların ikinci bir kafa travmasıyla ayılması gibi (hii ne dedim ben!)

Eski Türk filmleri güzeldir. (Tamamen sanatsal bir tespit bu üstelik en nostaljisinden.)

2-Doğu Türkistan’ın sesini duymamıza engel olan ne ve kim varsa Allah onları Doğu Türkistanlı kardeşlerimizden beter etsin. (Başka yorumum yok!)

3-Ziraat bankasının Futbola yaptığı yatırımı kınıyorum. Allah topa yatırım yapanları  Topluca şey etsin!

Daha fazla maddeler var gündemimizde ama şu üç konudan sonra ne midem ne yüreğim müsaade etmiyor daha fazlasını yazmaya.

Son olarak:

Ayasofya’da ibadet etmekten daha çok dans etmeyi hayal edenlerin düşü gerçekleştiyse suçu Zambiya’lılarda aramalıyız, kesinlikle kendimizde değil!

Ve…

Biz yemek yerken, telefonla konuşurken, sosyal medyada karakter yarıştırırken, yine duyamadık bir çocuğun çığlıklarını.

“Bir baba…

6 yaşındaki evladını…

Demirle…”