Haksızlık Karşısında Dilsiz Şeytan Olmak!
Yargıtay’ın İstanbul CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun cezasını onamasından sonra hukuksuzluğa karşı ortak tavır beklenirken tersine kutuplaşmayı daha da derinleştirmiştir.
Adaletin, bir gün ‘herkese lazım’ olduğuna inanılmasına rağmen ‘Adalet’ ortak paydasında bir araya gelememek gerçekten vahim bir durumdur. Kuşkusuz bunun birçok nedeni vardır.
En önemli nedenin, “Adalete iman” eksikliğinin olduğuna inanıyorum. Bir başka nedeni de “ortak payda” olabilecek ‘ortak değerlerin’ yitirilmesi olduğunu düşünüyorum.
Oysa zulüm insanlığın ortak düşmanı, Adalet ise insanlığın ortak ihtiyacıdır. Bir toplumda veya ülkede bu iki ilke hayat bulmamışsa imandan, ahlaktan ve insanlıktan söz etmek oldukça zorlaşır. Müslüman bir toplumun bunu nasıl başardığını izah etmek çok daha zordur.
Müslüman toplumu şu İlahi uyarı ile baş başa bırakıyorum:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olunuz. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olunuz; bu takvanın ta kendisidir. Allah`a isyandan sakınınız. Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.” (Maide/5:8)
Kime ve hangi kesime yapılırsa yapılsın, devlet/yönetim dahil, failler kim olursa olsun zulüm, haksızlık, ayırımcılık kabul edilemez. Sadece yapanlar değil, rıza gösterenler dahi büyük bir vebal altına girerler.
Kuşkusuz ülkemizde yaşanan adaletsizlikten ve hukuksuzluktan tek başına mevcut iktidar sorumlu değildir. Biliyoruz ki adaletin öldüğü topraklarda hak-hukuk-eşitlik yeşermez.
Açıkça belirtmeliyim ki Türkiye’nin bir “hukuk devleti” olarak tanımlanmasında beri hukuk alanında hiçbir iktidar övünülecek bir icraata sahip değildir. Ancak hiçbir iktidar da mevcut iktidar kadar hukuku çiğnememiştir.
Yine çok partili sisteme geçildiğinden beri hiçbir iktidar döneminde devlet kurumları bu kadar politize edilmemiştir. Özellikle farklı hassasiyet gerektiren Diyanet ve Emniyet teşkilatları, üniversiteler ve yargı organları hiç bu kadar siyaset ve bir parti odağı haline getirilmemiştir.
Ne yazık ki hiçbir dönemde de iktidar karşısında bu kadar çaresiz ve ceberut uygulamalara kayıtsız kalan bir muhalefet de olmamıştır.
Bugün yaşanan hukuksuzluk ve hak ihlallerinin sorumlusu mevcut iktidar olsa da hukuksuz uygulamalara karşı yeterli ve adil bir duruş sergilemeyen muhalefeti de kendimizi de sorumluluktan muaf tutamayız.
AK Parti’ye iktidar yolu açan sürecin, 28 Şubat zulmüne karşı muhalefetin adil ve demokratik bir ortak duruş sergilememesi ile başladığını hatırlatmak isterim.
Bugün de Türkiye’yi “Tek Adam” rejimine taşıyan sürecin, 15 Temmuz karanlık darbe girişimi karşısında muhalefetin “Yeni Kapı Mitingi” ve sonrası iktidarın hukuksuz operasyonlarına destek vermesi ile başlamadı mı?
Devletin “Tek Adam” inisiyatifine bırakıldığı bir sistemde iktidar kimin elinde olursa olsun, “tiranlık” kaçınılmaz hale gelecektir.
Açlık sınırında bir yaşam, yoksunluk, yoksulluk, yağma, talan, adaletsizlik, hak ve hukuk ihlalleri mevcut sistemin, yani “Tek Adam” rejiminin özetidir. Orta çağ ceza sistemine dönmüşsek bu sistem marifetiyle olmuştur.
Sistem değişikliğine destek verilmesi bir yana, ceberut uygulamalar karşısında suskun kalmanın sonucudur bugün yaşadığımız hukuksuzluk ve haksızlık.
Mağdur edilmiş yüzlerce Kürt siyasetçiye, Kayyım atamalarına, yüzlerce siyasi tutukluya, Gezi davasında verilen ağır cezalara, KHK ile yargısız ihraç edilenlere, kayıp yakınlarını ve adalet arayan Annelere, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa kayıtsız kalmanın bedelini ödüyoruz.
Haksızlık karşısında susmanın, ortak tutum sergilememenin ve ortak paydalarda buluşamamanın ağır bedellerini ödüyoruz.
Adalet herkese lazım. Bu nedenle “herkes ve her kesim için Adalet” ortak paydasında buluşmadıkça, adalet için yan yana ve omuz omuza durmadıkça hukuksuzluk ve zulüm egemen olmaya devam edecektir.
Ayrıca mahkemeleri adalet yerine muhalefeti susturmak için kullananlar, kendileri muhalif olduklarında aynı mahkemelerde yargılanacaklarını ve adaletin mutlaka onlara da gerekli olacağını unutmamaları gerekir.
İktidarı kaybedenlerin de adalete ihtiyaç duyacakları günler yakındır.
Abdulbaki Erdoğmuş