İman ve İslâm'ın Hakikatın Beyanı
بِسْــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla!
Gerçekten Hamd Allah'a mahsustur.O'na hammdederiz ve O'ndan yardım dileriz. Mağfireti O'ndan ister, doğru yola iletilmemizi O'ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerden ve amellerimizin fenaliklardan Allah'a sığınırız.
İman: Peygamber Efendimize Hazret-i Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Allah'ü (Teâlâ) tarafından getirmiş olduğu zaruretle ve yakinen bilinen şeylerde onu tasdik etmeye İman denir. Buda Allah'ü (Teâlâ) hazretlerine, meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine, ahiret gününe ,kaza ve kadere,namazın farziyetine ve diğer islam'a ait olan zekat, oruç ve gücü yeten için hac gibi ibadetlerin farziyetine inanmak.Suçsuz insanı haksız yere öldürmek, zina ve bunu benzerlerinin haram olduğuna inanmak gibi.
İsam: Peygamber Efendimizin getirdiği zaruretle bilinen şeylere zahiren ve batınen teslim olmaya ve boyun eğmeye İsam denir.
İman ve İslam’dan her birileri kurtarıcıdır.Biri değerinden ayrılmaz. Her Mü'min Müslümandır ve her Müslüman Mü'mindir. Çünkü bu şekilde peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i tasdik eden, onun getirdiğine elbette boyun eğmesi lazımdır. Bu teslimiyetle boyun eğene,aynı tasdikle tasdik etmesi lazım gelir.
İsam zahiren teslim olma manasında kullanılır.Şu âyet-i kerîmede olduğu gibi.;
بِسْــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
قَالَتِ الْاَعْرَابُ اٰمَنَّاۜ قُلْ لَمْ تُؤْمِنُوا وَلٰكِنْ قُولُٓوا اَسْلَمْنَا وَلَمَّا يَدْخُلِ الْا۪يمَانُ ف۪ي قُلُوبِكُمْۜ وَاِنْ تُط۪يعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ لَا يَلِتْكُمْ مِنْ اَعْمَالِكُمْ شَيْـًٔاۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ
"Araplar dedi ki. İman ettik .(Rasülüm) De ki: Siz iman etmediniz velâkin Korkumuzdan) teslim olduk deyiniz .Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir:
(Hucurat Sûresi 14).
Mü'min kimse üzerine dünya hükümlerinin icra edilmesi için Kelime-i şehadeti:
; اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
Diliyle söylemesi kesin şart kılınmıştır. Ona bu Kelime-i şehadet arz edildiği halde inad edip söylemekten imtina ederse, Allah korusun o kimse kâfir olur. Onun kalbindeki tasdike itibar edilmez. Çünkü imtina etmeyi (kaçınmayı)şeriat imana zıt kılmış ve sahibine küfürle hükmetmiştir.
İmanın sahih makbul olması için üç şart vardır.
Birincisi: İman, ümitsizlik ve ölüm sarhoşluğu hâlinde olmamalı. Zira bir kâfir ölüm sarhoşluğu hâlinde ilâhî azâbı gördüğü anda İman etse bu İman makbul olmaz.Çünkü İman gaybadır.Azabı görme hâlinde İman etmesi gayba İman etmek olamaz.
بِسْــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
فَلَمْ يَكُ يَنْفَعُهُمْ ا۪يمَانُهُمْ لَمَّا رَاَوْا بَأْسَنَاۜ سُنَّتَ اللّٰهِ الَّت۪ي قَدْ خَلَتْ ف۪ي عِبَادِه۪ۚ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْكَافِرُونَ
"Artık onlara azabımızı gördükleri zaman iman etmiş olmaları bir fayda vermiş olmadı. "(Gafir Sûresi 85)
بِسْــــمِ اللّٰهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ
"Onlar gayba İman ederler. "( BakaraSûresi 3)
İkincisi:Musaddık olan kimse zarûriyeti diniyyeden bir şeyi inkâr veya yalanlama alametlerinden bir şeyi kendi isteğiyle yapmamalı.
Zarûriyyatı Diniyye:
Hz Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz tarafından tebliğ buyrulduğu kesin bir şekilde malum olan hükümlere, haberlere denir.
Bir kimse Allah'ü (Teâlâ'yı)ve bütün Peygamberi tasdik ettiği halde Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Peygamberliğini veya farziyeti kat'i olan bir şeriat hükmünü inkâr etse veya kendi isteğiyle puta tapsa,Hıristiyanlık alâmeti olan zünnar bağlamak gibi kendisinde dini yalanlama alametleri görülse derhal kâfir olmuş olur. Farziyeti veya haramiyeti kesin olan bir hükmü inkâr eden , Kelime-i şehadet ve Kelime-i Tevhid'i de iptal etmiştir.
Üçüncüsü : Ahkâmı diniyyienin hepsini kabul edip ve güzel görüp hiçbirisinin ifasında kibirlilik ve inatçılık etmemelidir.
Bir kimse namaz oruç gibi şeriatın bir emrini güzel görmese veya Allah'ü (Teâlâ)’nın emrine muhalefet kastıyla bir şeriat hükmünü terk veya şeriat yasağına karşı inat ederek bir haram işlese o kimseye artık mü'min denmez.