Marmara Cezaevi'nde tutukluluğu devam eden Dilan Polat'tan ilk açıklama geldi. Bir mektup yazan Dilan Polat, 'intihar' iddiaları sonrası konuşurken dışarıdaki hayatıyla hapishanedeki hayatı arasında taban tabana zıtlık olduğunu ifade etti. "Keşkelerimle ilgili daha objektif ve samimi bir mektup yazacağım" şeklinde konuşan Polat, "Şirketin mali ve vergisel konularında haberdar değilim" dedi.
'Kara para aklama', 'vergi kaçırma' gibi suçlar sebebiyle 4 Kasım'da gözaltına alınan ve 8 Kasım'da tutuklanan Dilan Polat'tan geçtiğimiz günlerde hakkında çıkan İntihar haberlerine ilişkin açıklama geldi. Marmara Cezaevi'nden tutukluğundan kısa bir süre sonra Çorlu Cezaevi'ne gönderilen eşi Engin Polat'ı arayarak intihar etmek istediği iddiaları ile ilgili olarak Dilan Polat, Sözcü Gazetesi yazarı İsmail Saymaz'a bir mektup gönderdi.
Kara para aklama, vergi kaçırma, suç örgütü kurma suçlarından tutuklanan sosyal medya fenomeni Dilan Polat'ın Çorlu Cezaevi'nde bulunan eşi Engin Polat'ı telefonla arayarak "İntihar etmek istiyorum" dediği iddia edildi.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, mal varlığı değerlerini aklama, vergi usul kanununa muhalefet ve resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla tutuklanan Engin Polat ile Dilan Polat çifti gündemden düşmüyor.
Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Dilan Polat'ın, bugün Çorlu cezaevinde kalan eşi Engin Polat’la telefon görüşmesi yaptığı öğrenildi.
AVUKATLARI CEZAEVİNE GİTTİ
Sözcü'de yer alan habere göre, Dilan Polat eşine, "İntihar etmek istiyorum" dedi. Dilan Polat’ın psikolojisinin bozulduğunu düşünen avukatları, görüşmek için cezaevine gitti.
Gazeteci İsmail Saymaz'ın bugünkü köşesinde verdiği bilgilere göre; Saymaz'ın sorulara yanıt vermeyen Dilan Polat, ileriki zamanlarda daha geniş bir mektup daha yazacağını kaydetti.
Daha sonra yazacağı mektupta soruları yanıtlayacağını ifade eden Dilan Polat'ın avukatı Hüseyin Kaya üzerinden gönderdiği mektup şu şekilde:
“Saygıdeğer İsmail Bey, avukatım Hüseyin ağabey ile göndermiş olduğun soruları zaman az olduğundan tamamı ile cevaplandıramıyorum. Soruların bir kısmı şirketin mali ve vergisel konuları ile ilgili olduğu için haberdar değilim zaten.
Diğer kısmı ile ilgili samimi olarak şunları söyleyebilirim. Evet, burada çok üzgünüm. Üzüntümün en büyük kaynağı çocuklarımı göremeyişim. Hakkımdaki haksız suçlamalara karşı çaresiz oluşum da beni üzüyor. Ama Allah dayanma gücü veriyor. Dışarıdaki hayatım ile buradaki hayatım arasında taban tabana zıtlık var. Özellikle son günlerde hayatın bir cilvesi olduğuna inanıyorum. Keşkelerimle ilgili daha objektif ve samimi bir mektup yazacağım. Çocuğunuz aydınlığınıza sebep olsun. Başarılarının devamına dilerim ağabey.”
