KALANLAR

KALANLAR

Bugün toplamadaki kalan konumuz…

Matematikte değil, hayatın toplamında…

KALAN TANIMI 

Kalan olmak zordur. Herkes başaramaz. 

Kalandan bahsedebilmek için ilk önce gideni tanımalı insan.

Gidenlerin kimi kolayca basıp gider. Ardına bile bakmaz. Gereğini bile duymaz.

Kimi gidenler de için için gider… Kimseye dert olmadan, asilce.

Sessiz bir başkaldırıdır bazen gidişler, türlü zorbalıklara bir nokta koyup yeniden başlayabilme cesareti göstermedir bu isyanın motivasyonu…

GİDEN OLMAK MI ZOR, KALAN OLMAK MI?

Karşılaştırılamaz ki…

Bazı gidişler nasıl uçarcasına ise bazı kalışlar da yerin dibine geçercesine olur. En yakın arkadaşınız sadece iki günlüğüne yakın bir yere gidiyor olsa bile…

Bazen de sonsuza dek kalan olursunuz. Tekrar görme ihtimaliniz olmadan…

Kalan olmak; birinin arda kalanıysanız eğer paha biçilemez değerde de olabilir.

Bazen iki çift pati, bazen bir cıvıltı, bazen gürültülü bir sessizlik kalır size miras.

Bir ailenin geride kalan son ferdi olmak ise hayattaki köklerinden olmak anlamı taşır. Buz kesiği bir acı…

Derslerden kalan olmak bazı öğrenciler için apolet iken, bir diğeri için kurtarılması gereken bir kabahattir.

Şu sıralar gündemin liste başı ise herhalde maaştan geriye kalandır. Şayet hala olabiliyorsa sizden daha çok imrenilecek biri daha olmayabilir etrafınızdakilerden…

Yıllarca ödenen bir borcun kalan bakiyesi de sayılan şafak gibi bir kronometriktir.

İmtihanın kalan son dakikaları da hayatının geri kalanını şekillendirebilecek güçte karşında tüm iştah açıcılığı ile senin değerlendirmeni bekleyebilir.

YOLDA KALMAK MI ZOR, GERİDE KALMAK MI?

Moda işiniz ise geride kalmak ölümcül olabilir elbette.

Kar bastırınca bir dağ yolunda arıza yapan araçta kalmak kadar hayatın zorlukları bastırdığında bir başına kalakalmak da zordur… Zifiri bir ıssızlıkta.

İlk görev yerinde, ilk evinde, ilk kez yalnız kaldığında kendinle baş başa kalmak ve hayatının geri kalanının “yaşamak planını” kurgulamak, iç sesinle muhabbet kurabilmektir bazen.

Ailenle kalabalık bir organizasyon sonunda güvenli yuvanda ilk kez baş başa kalmanın huzurlu tadı…

Kendine “tatlı bakmak” bazen, en ihtiyacın olduğunda herkese gösterebildiğin şefkatinden bir kepçe de kendine pay çıkarabilmektir.

KALMALI MI, GİTMELİ Mİ?

Hayat rengarenk, desen desen, motif motiftir dostlar. Robot gibi tekdüze algoritmalarla yaşanamayacak kadar çok sesli ve çok renkli…

Torbadan günümüze ne çıkacak bilmeden hevesle yaşıyoruz çoğunlukla. 

Kimi için gitmektir milat, kimi içinse dağ gibi olduğu yerde kalmak. Sığınılacak en güvenli liman olmak.

Beş yaşında her gidenle gitmek arzusunda iken yetişkin olununca kalmanın dahi hesabını tutabilecek kadar olgunlaşmak gerekir.

Lütfen kendinize ve sevdiklerinize tatlı bakınız!

Acı biberse acı biber gerekenlere de bir tutam acı biberi ihmal etmeden…

Dr. Meryem ÇILDIR