Kamu harcamalarındaki dengesizlik vatandaşa yük oluyor. Mali disiplinin tamamen bozulduğuna dikkat çeken Vergi Uzmanı Ozan Bingöl, gençlik ve spor il müdürlüklerine “Hazine Yardımı” adı altında yapılan devasa harcamaları mercek altına aldı.

Türkiye, son dönemde mali disiplinin tamamen bozulduğu bir dönem yaşıyor. Bütçe dengelerinin altüst olması ve vergilerimizin giderleri karşılayamamasındaki en önemli etken harcamalardaki etkinsizliktir. Bütçede mali disiplin sağlanmadan, harcamalardaki etkinsizliğe son verilmeden vatandaşın vergi yükü azalmayacaktır. Zaten 2025-2027 OVP verilerine göre de 2023 yılında 2.222 dolar olan kişi başı vergi tutarı 2027 yılında dolar bazında %68 artarak 3.731 dolara yükselecektir. Bütçedeki delikler kapanmadığı sürece daha fazla vergi vermeye devam edeceğiz. Aşağıda, Merkezi Yönetim Bütçesi’nden gençlik ve spor il müdürlüklerine “Hazine yardımı” adı altında yapılan harcamaları mercek altına alacağız. Çünkü, bütçeden bu harcama kalemindeki son yıllardaki artış dudak uçuklatacak kadar büyüktür. Ancak tek sorun büyüklük değil, şeffaflığın olmaması, bu harcamaların mali sistemin anayasası olan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu kapsamının dışında tutulmasıdır.

BÜTÇE KAYNAĞI NEREYE GİDİYOR?

Neye ne kadar vergi ödediğimiz kadar, bu vergilerin kimler için ve nerelere harcandığını da sorgulamak hakkımız. Bu kapsamda son yıllarda şeffaflıktan uzak, 5018 sayılı Kanun’a tabi olmadan harcama yapan gençlik ve spor il müdürlükleri kanalıyla dağıtılan Hazine yardımlarının nerelere, kimlere, nasıl dağıtıldığı önemli sorular olup ilgili kamu görevlilerince yanıtlanması gerekir.

Hazine yardımı adı altında yapılan ödemeler bütçenin cari harcamalar kalemi altında yer alır. Bunun anlamı, gençlik ve spor müdürlüklerine bütçeden gönderilen paralar, karşılıksız olarak kişi ve kurumlara dağıtılan paralardır. Karşılığında kamuya alınmış bir mal veya hizmet söz konusu değildir.

BÜTÇE SİSTEMİ DIŞINA TAŞINDI

Yukarıdaki tabloya göre 2017 yılında gençlik ve spor il müdürlüklerine yapılan Hazine yardımı tutarı 1.2 milyar lira iken 2024 yılının daha ilk sekiz ayında 75.3 milyar liraya çıkmıştır. Aylık bazda aynı hızda harcama yapıldığında bu tutar 113 milyar liraya ulaşacaktır. Bunun anlamı, 2017 yılında bu kalemden yapılan transfer kalemi 2024 sonu itibarıyla 92.7 kat artmış olacaktır. Bu denli yüksek artışın eğer bir izahı varsa kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Bütçede, cari transferler kaleminden kişilere, işletmelere, dernek ve vakıflara yapılan transferler ilgili bakanlıkların merkezinden yapılır ve koordine edilir. Örneğin tarım destekleri için tarım il ve ilçe müdürlüklerine Hazine Yardımı adı altında bir para gönderilmez. Bütçede, Gençlik ve Spor Bakanlığı dışında hiçbir kurumun il ve ilçe müdürlükleri üzerinden teşvik, destek, yardım ve benzeri adlarla doğrudan para dağıtımı yapamaz. Bunun tek istisnası gençlik ve spor il müdürlükleridir.

SAYIŞTAY: MALİ AÇIKLIĞA ENGEL

Kredi Kartlarındaki Batık Sürüyor: 10 Ayda 30 Milyar TL Takibe Düştü Kredi Kartlarındaki Batık Sürüyor: 10 Ayda 30 Milyar TL Takibe Düştü

3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun 6’ncı maddesi ile taşra teşkilatının bütçesinin özel bütçe olduğu, geçici 10’uncu maddesinde ise 5018 sayılı Kanun’un dış denetimle ilgili olanlar dışındaki hükümlerinin, gençlik ve spor il ve ilçe müdürlükleri hakkında uygulanmayacağı belirtilmiştir. Oysa 5018 sayılı Kanun, mevcut iktidar döneminde, mali işlemlerin sistemli bir şekilde yürütülmesi, mali saydamlığın artırılması, kamu kaynağının etkin, verimli ve tutumlu kullanılabilmesi amacıyla getirilmiş bir düzenlemedir. Gençlik ve spor il müdürlükleri bu düzenlemeyle birlikte, kamu mali sistemimizde olmayan ayrıksı bir yapı teşkil edilmiştir. Sayıştay tarafından hazırlanan Gençlik ve Spor Bakanlığı 2021 Yılı Düzenlilik Denetim Raporunda “…Bakanlığın taşra teşkilatı olarak teşkil edilen gençlik ve spor il-ilçe müdürlüklerinin mali faaliyetleri Bakanlığın bütçe ve muhasebe sistemi dışında yönetilmekte ve faaliyet sonuçları Bakanlık mali tablolarında yer almamaktadır” tespiti açıkça yer almaktadır. Sayıştay böyle dolambaçlı yapının açıklık, doğruluk ve mali saydamlığa engel olduğuna da vurgu yapmaktadır.

Birilerinin, bütçe ve muhasebe sistemi dışında, şeffaflıktan uzak şekilde yönetilmekte olan bu yapıyı veya sistemsel açığı fırsata çevirdiği görülmektedir. Normalde Bakanlık merkezinden kişi, kurum, dernek ve vakıflara doğrudan veya dolaylı şekilde yapılacak destek, teşvik veya sosyal yardımlar şeklindeki karşılıksız para dağıtımları bütçe ve muhasebe sistemi by-pass edilerek il ve ilçe müdürlükleri üzerinden yapılmaktadır. Bu çaba bile, dağıtılan yüz milyarlarca lira Meclis’in, Sayıştay’ın ve en önemlisi biz vergi ödeyicilerinin dikkatinden uzak tutulmaktadır. Böylece, istenilen kişi, kurum, dernek veya vakıflara para aktarmanın mekanizması kurulmuş ve işletilmiş olmaktadır.

Paralar nerelere kimlere gidiyor?

Sözcü'nün haberine göre, Yukarıda sadece 3 yılda 190 milyarın üzerindeki bir bütçe kaynağının şeffaflıktan uzak ve dolambaçlı yollarla dağıtıldığını gördük. Yani vergilerimizin “nasıl?” harcandığı sorusuna kısmen yanıt aldık. Özetle; vergilerimiz Sayıştay’ın tespitiyle bütçe ve muhasebe sistemi dışında, şeffaflıktan uzak bir şekilde dağıtılıyor. Şimdi kritik soru şu: Peki yüz milyarlarca lira vergimiz kimlere, hangi kurumlara, vakıf veya derneklere dağıtılıyor? Yaptığımız araştırmalar sonucunda bu tutarların bir kısmının nerelere, kimlere, hangi vakıf ve derneklere aktarıldığına ilişkin tespitler elimizde var. Ama bu soruyu cevaplamada asıl muhatap elbette Gençlik ve Spor Bakanlığı’dır. Ben burada bu paraların aktarıldığı alanlardan birine ilişkin bir örnekle yetineceğim. Devamını vergilerimizi harcayan ilgili Bakanlık’tan bekliyoruz.

Adrese teslim para için yönetmelik

Konuyu incelerken, para dağıtımının bütçe ve muhasebe sistemi dışına çıkarılmış gençlik ve spor il ve ilçe müdürlükleri üzerinden yapılması yanında, bazı mevzuat değişiklikleri de ayrıca dikkatimi çekti. Belirtmeden geçemeyeceğim. 2017 tarihli bu yönetmelik istenilen amaca tam hizmet etmemiş ki; bu destekten yararlanacak yurtlara ilişkin şartlar 2021 yılında değiştirildi. Desteğe hak kazanacak vakıf/dernek tespiti için aranan şartlar değiştirilerek belli bazı vakıf ve derneklerin önü açıldı. Örneğin, yurt kapasitesinin en az 1.000 kişi olması ve ülke genelinde en az üç ilde yurdu bulunması veya İstanbul, Ankara, İzmir illerinde toplam üç yurdu ya da bu illerin herhangi birinde üç yurdu bulunuyor olması gibi şartlar getirildi. Bu da yetmedi, önceliklendirme için yurt kapasitesi yüksek olan yurtlara ilave puanlar verilmesi yoluna gidildi. Böylece önceki yıllarda bu imkandan yararlanabilen bazı vakıf/derneklerin de önü kesildi, kaynağın adrese teslim verilmesinin yolu açılmış oldu.

Bazı vakıf ve derneklerin boş kalan yurtları ve kasaları nasıl doluyor?

Yüksek öğretim öğrencileri için en önemli sorunların başında barınma ve beslenme gelmektedir. 2017 yılı Kasım ayında çıkarılan bir yönetmelikle Vergi Muafiyeti Tanınan Vakıf ve Kamu Yararına Çalışan Derneklere ait yükseköğretim yurtlarında barınan öğrencilere beslenme ve barınma yardımı yapılmasının yolu açıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı 2023 yılı Faaliyet Raporu’na göre; 2023-2024 eğitim döneminde 29 Ocak 2024 tarihi itibarıyla 15 vakıf/derneğe ait 78.989 kapasiteli 448 yurtta barınan 52.433 öğrenciden 48.277 öğrenci beslenme ve barınma yardımından faydalanmaktadır. Yukarıdaki veri bize şunu açıkça söylüyor, belli kesimlere ait dernek ve vakıf yurtlarının kapasitesi inanılmaz arttı. Her yerde yurtları var. Ama bu yurtları dolduramıyorlar. Bu yurtların doldurulması için kamu kaynakları seferber ediliyor. Öğrencilerin bu yardımı alabilmesi için ilgili vakıf veya derneğin yurdunda kalması şartı getirilmek suretiyle, belli vakıf ve derneklerin yurtlarına talebin artırılmasının yolu açıldı. Örneğin belediye tarafından işletilen yurtta kalan öğrenci bu destekten yararlanamaz. Anılan türdeki vakıf veya derneğe ait olmayan özel yurtlardaki öğrenciler bu destekten yararlanamaz. Dolayısıyla destek görünürde öğrenciye sağlanıyor gibi gözükse de aslında ilgili vakıf ve derneklere sağlanmış olmaktadır. İhlas Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı’nın yaptığı şu açıklamalar öğrenciye yapılan destek gibi gösterilen yapının belirli vakıfları desteklediğini açıkça ortaya koymaktadır: ‘Örneğin Bahçelievler yurdumuza gelen bir öğrencimize devlet 4 bin lira beslenme ve barınma yardımı ödüyor. Bizim yurdumuz ayda 5 bin 700 lira ücret alıyor. Zaten 4 bin lirasını devlet vermiş oluyor. Öğrencinin cebinden çıkacak tutar sadece bin 700 lira yani günlük 56 lira.” İlgili vakıfların internet sitelerinde yurtlarının bu avantajı özellikle vurgulanmaktadır. 

Kamu kaynakları birilerinin kasasına gitmesin

Ciddi bir ekonomik krizden geçiyoruz. Bütçe dengeleri altüst. Gelir dağılımı adaletsizliği had safhada. Vergi yükümüz artıyor ama bütçedeki açık her geçen gün daha da büyüyor. Önemli olan bütçedeki açıkları kapamaktır. Şeffaf olmayan tüm harcamaları şeffaf bir yapıya kavuşturmak, bütçe ve muhasebe sistemi içine sokmak gerekmektedir. Yüz milyarlarca vergimizin şeffaflıktan uzak bir şekilde birilerine dağıtılmasına ‘dur’ denilsin diyoruz. Kamu kaynaklarının birilerinin boş kapasitesini ve kasasını doldurmak için kullanılması engellensin istiyoruz. Gençlerimiz birilerinin kucağına itilmesin istiyoruz. Bu noktada Sayıştay’a çağrımdır. Çeşitli mevzuatla 5018 sayılı Kanun’un bütçe ve muhasebe sistemi dışına çıkarılmış olsa da dış denetim açısından gençlik ve spor il ve ilçe müdürlüklerinin bütçelerini denetleme yetkiniz var. En büyük illerden başlayarak bu müdürlüklere “Hazine yardımı” adı altında gönderilen vergilerimizin kimlere, hangi vakıf ve derneklere, nasıl aktarıldığını ortaya koyunuz. Bu sizin varlık sebebinizdir.

Editör: Ahmet Kacır