İktidarın ve iktidar partisinin 1994’te İBB seçimlerini kazandığına dair açıklamalarına cevap veren Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, 94 ruhunun bireylere değil teşkilata ait bir ruh olduğunu belirtti. Hem seçim öncesi çalışmalarda hem seçim sonrası verilen hizmetlerde teşkilatın yapıp ettikleriyle 94 ruhu denilen olguyu ortaya koyduğunu söyledi. O dönem büyük hizmetlerde ve hamlelerde bizzat Erbakan'ın yönlendirmesinin olduğunu ve teşkilat mensuplarının karşılıksız hizmet verdiğini söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev yaptığı 1994 dönemi Refah Partisi Belediyeciliğini TV5 televizyonunda katıldığı Gündem Türkiye programında açıkladı. Karamollaoğlu, 94 ruhunun bireylere değil teşkilata ait bir ruh olduğunun altını çizdi. Hem seçim öncesi çalışmalarda hem seçim sonrası verilen hizmetlerde teşkilatın yapıp ettikleriyle 94 ruhu denilen olguyu ortaya koyduğunu söyledi. O dönem yapılan büyük hizmetlerde ve hamlelerde bizzat Erbakan Hoca'nın yönlendirmesinin olduğunu ve teşkilat mensuplarının karşılıksız hizmet verdiğini söyledi.
Saadet lideri şunları söyledi: "Tayyip bey tabi oraya kendi yönünden kendine bir pay çıkarmak için yaklaşıyor böylece 94 ruhu diye. Ama şunu o da biliyor ki kendisi seçimde kazanan 29 belediye başkanından sadece 1 tanesiydi. İstanbul bizim için önemliydi ama İstanbul'da bütün buna rağmen yani biz yüzde 40-50'lik bir oyla kazanmadık. Oylar dağıldı. Cenab-ı Hak bize lütfetti. Böylece biz İstanbul'u kazanmış olduk. Çok önemli bir adımdı ama. İstanbul'u kazanmak aslında Türkiye'ye damga vurmak manasına geliyordu. İstanbul'dan sonra bizim yönümüzden daha da zor olan yer Ankara'nın kendisiydi. Biz Ankara'da çok büyük bir teşkilata ve varlığa sahip değildik. Ama Ankara'da hakikaten çok ciddi bir gayret gösterildi ve biz Ankara'yı da Melih Gökçek ile kazandık. Ve uzun yıllar bizde kaldı. İstanbul da bizde kaldı uzun yıllar. Neden? Çünkü özellikle o dönemde verilen sözlere sadık kalındı. Bir başka husus, tabanımız bize gönül vermedi.
‘İSTANBUL’DAKİ ÇÖP DAĞLARINI BELEDİYE DEĞİL VATANDAŞ KENDİSİ KALDIRDI’
Aynı zamanda emeğini de verdi. (Yani İstanbul'da evet kişisel bir başarı değil bir teşkilat emeğiyle). İstanbul'da şimdikiler aradan epey bir zaman geçtiği için tam hatırlamayabilir ama İstanbul'da çöp yığınları vardı. Kim kaldırdı? Belediyenin onu bir hamlede kaldıracak gücü yoktu ki. Vatandaş kendisi kaldırdı. Kamyonlarla o çöp yığınlarının tamamı kaldırıldı. Su problemi vardı.
Çok kısa bir zamanda su problemi böylece halledilmiş oldu. İsraf akıl almaz boyutlardaydı. Onun için İstanbul denildiği zaman sadece Tayyip bey, evet İstanbul İl Başkanımızdı bizim. İstanbul İl Başkanlığı önemli. Ama Türkiye'ye mal olabilmesi için Türkiye'ye hitap edebilecek bir makama gelmesi lazım. İşte o da Belediye Başkanlığıydı. Belediye Başkanlığında muazzam bir destek aldı. Ve belediye başkanlığını biz kazandık. Erbakan Hoca, sürekli olarak İstanbul'daydı. Biraz belki fazla müdahale ediyordu ama İstanbul'un problemlerini en az sayın Erdoğan kadar biliyordu, vakıftı.
Bundan dolayı da gerek su işleriyle ilgili, gerekse diğer problemlerle çünkü su apayrı bir mesele ve önemli, bunlarla ilgilendi. Sayın Erdoğan'a da bir takım tavsiyelerde bulundu. Kişileri tavsiye etti. Yöntem belirtti. Ama Tayyip beyin meselelere yaklaşımı biraz daha farklı. O zaman da farklı yaklaşıyordu. Bugün de farklı yaklaşıyor. Yani genelde birisine bir vazifeyi verdiği zaman kendisi onun takibini yapmayı kendi görevi olarak addetmiyor bende öyle bir kanaat var. Ben yanılmış olabilirim. Ama bundan dolayı da İstanbul'da çok büyük hamleler çok kısa sürede gerçekleştirildi."
SAADET PARTİSİ ANKARA'DA DA ADAY ÇIKARACAK
Son olarak İBB başkan adayını açıklayan Saadet Partisi'nin Ankara'da da aday çıkarıp çıkarmayacağı merak konusu idi. Karamollaoğlu konuya ilişkin açıklama yaptı:
‘’Biz kendi adayımızı İstanbul'da çıkardık Ankara'da da çıkaracağız. Biz bunu bugunkü belediye başkanlarına duyduğumuz güvensizlik ve husumetten dolayı değil siyasi bir parti olarak bir sorumluluk gereği olan görev olarak atfediyoruz.’’