Kürşat Ayvatoğlu denilen tek vasfı Ankara da dayısı olmak olan şahıs çok zorluklar çekmiş,çektiği zorluklar onu kesmemiş lüks araçta kokain çekme ihtiyacı hissetmiş.Yetmemiş bu şahıs önce pudra şekeriydi diyip insan aklıyla dalga geçmiş. bakmış bu da tutmayınca annesini ve rahmetli babasını kendisine kalkan yapmaya çalışmış.Öyle acılar yaşamış ki Kürşat Bey bu acıları giderebilmenin reçetesi;lüks son model araçlarda,jakuzilerde,bizlerin aynı yıldız sayısını anca gökyüzünde görebileceğimiz otellerdeymiş.
Kürşat Bey iyi ki Khk lı değilmiş.İyi ki diyorum
Çünkü;
Meriç nehrinde evladını kaybetmiş khk lı baba,
Cezaevinde tek kişilik bir hücrede beyaz sandalye üzerinde hayatını kaybetmiş bir polis,
Bomba imha ederken Gazi olmuş yetmemiş %98 engelli raporuna rağmen yıllarca ceza alan bir Gazi,
Annesi ve babası cezaevinde kendisi ise ağır lösemi hastası 12 yaşında ki bir çocuk,
Babasının cenazesine elleri kelepçeli giden bir Harbiyeli,
Her gün Evladının masumiyetini anlatmaya çalışan Harbiyeli Babası,
Bir gece de mesleği elinden alınmış kendisini ölüme götüreceğini bilmeden inşaatta çalışan bir akademisyen,
Hakkında hiçbir soruşturma olmadan okulla ilişkisi kesilen ve daha sonra kuryelik yaparken hayatını kaybeden bir askeri Öğrenci,
Sadece yasal olan bir sendikaya üye olduğundan dolayı hayatı alt üst olmuş bir devlet memuru,
Kimi zaman gözü kimi zaman ayakları tutmayan bir MS hastası khk lı olabilirmiş.
İyi ki KHK lı olmamış Kürşat Bey.
Çünkü;KHK lı olsaymış kendisine ülkenin bütün Savaş Uçaklarını verip,üzerinde kokain içmesini izleyecekmişiz.Acısı anca bu şekilde giderilebilirmiş.
Tabi Kürşat bey i bunlar keserse...