TÜRKİYE’DE SON 12 YILDA RİSKLİ YAPILARIN SADECE YÜZDE 4’Ü YENİLENDİ Her depremden sonra anlatılan önlemlerin rafta kaldığı, 6 Şubat’ta en korkunç şekilde bir kez daha anlaşıldı. Ne uzman uyarıları ne acılar ders oldu. İnsan canı yerine rantın öncelendiği, kıymetli yılların heba edildiği sürecin sonunda 2012’den beri 81 ilde kepçe vurulan bina sayısının 238 binde kaldığı ortaya çıktı.
Marmara depremi sonrası 24 yılda adım atılmayınca Kahramanmaraş afetinde 50 bin insanımız can verdi. 1999’dan sonra toplanma alanları AVM’ye, kaçış yolları otoparka dönüştürüldü. Uzmanların ‘Artık hiç vakit kaybedilmeden önlem alınmalı’ uyarıları karşılık bulmadı. Siyaset üstü kalması gereken kentsel dönüşümün rant odaklı yürütüldüğü eleştirileri yöneltildi. İBB ise 7.5’luk bir sarsıntıda kentteki 500 bin binanın hasar alacağını raporlaştırdı.
‘YAPILARIN ÇOĞUNLUĞU YÖNETMELİĞE AYKIRI’
Bilimsel raporlara rağmen bir arpa boyu yol alınmadığını İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç dile getirdi. TBMM’nin 2023 raporuna vurgu yapan Yüzgeç “2012’den beri riskli yapı miktarının yaklaşık yüzde 3-4’ü yenilenebilmiş” dedi. Yüzgeç “Ülkemizde var olan yapı stokunun büyük çoğunluğu deprem yönetmelikleri dikkate alınarak yapılmamış” uyarısıyla harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
MÜTEAHHİT SAVUNMASI: SORUMLU DEĞİLİM İNŞATTAN ANLAMAM
Kahramanmaraş depremlerinde bin 400 kişinin hayatını kaybettiği Ebrar Siteleri’nin davalarının ilk duruşmasına müteahhit Tevfik Tepebaşı’nın (81) ifadesi damga vurdu. Tepebaşı “Ben inşaattan anlamam ancak herkes beni sorumlu gösterdi. Suçum nedir anlayamadım” dedi. Deprem tahminlerinin 6.5 şiddetine göre yapıldığını söyleyen müteahhit “Tahmin edilenin üç katı yaşandı. Zemin de çürük olunca bölgedeki 40 bina yıkıldı” diye konuştu.
Karar'ın manşetinde yer alan habere göre, Türkiye 6 Şubat depremleriyle felaketi yaşarken dikkatler başta İstanbul olmak üzere fay bölgelerindeki illerde toplandı. Uzmanların 7 büyüklüğün üzerinde deprem beklediği İstanbul’da ise riskli bina sayısı korkutuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki geçen ay yaptığı açıklamada, İstanbul’da 600 bin konutun ‘çok riskli’ durumda olduğunu bildirmişti.
Özhaseki açıklamasında, “İstanbul’da 1 buçuk milyon civarında da iş yeri var. Bunun içerisinde 600 bin konut çok riskli görünüyor. Bir an önce dönüşmesi gerekiyor. Bunun yapılması için elzem olan şey kentsel dönüşüm” ifadelerini kullanmıştı. İBB’ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) 2019’da yaptığı çalışmaya göre ise İstanbul’da 7.5 büyüklüğünde bir deprem olması halinde 86 bin binanın ağır ve üzeri hasar alacağı düşünülüyor. İPA’nın raporunda olası 7.5 büyüklüğünde bir depremde hafif, orta ve yüksek hasarlı bina sayısının 500 bine ulaşacağı saptandı. Bunlardan 48 bin binanın ağır, 146 bin binanın orta hasar alacağı tahmin ediliyor.
Öte yandan Adana’da düzenlenen ‘Şubat 2023 Depremleri Sempozyumu’nda konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, Türkiye’nin riskli yapı stokundaki korkutucu tabloyu paylaştı.
Türkiye’deki binaların büyük çoğunluğunun deprem yönetmelikleri dikkate alınmayarak yapıldığını belirten Yüzgeç, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İzmir depremi sonrası kurduğu araştırma komisyonunun Temmuz 2001 tarihli raporuna göre, Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Bu risk ortadan kaldırılmadığı ya da azaltılmadığı sürece ülkemiz büyük yıkımlarla defalarca yüzleşeceği gibi depremler sonrası mücadelede de yetersiz kalmaya mahkum kalacaktır. Bu riskli yapılara bırakın müdahale etmeyi, varlıkları dahi tespit edilemiyorsa sorunumuz çok daha büyük demektir. Bu söylediklerime itiraz gelebilir, 12 yıldır yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları örnek gösterilebilir. Fakat TBMM’nin 6 Şubat depremlerine ilişkin çıkardığı Mayıs 2023 tarihli raporundan anlaşıldığı üzere son 11 yıl içerisinde ülke genelinde sadece 238 bin civarında riskli yapıya kentsel dönüşüm adı altında müdahale edilerek yenilenmesi sağlanmıştır. Yani 2012 yılından bu yana riskli olduğu var sayılan yapı miktarının sadece yüzde 3, yüzde 4 civarında kısmı yenilenebilmiştir” ifadelerini kullandı.