EKONOMİ

MEDYANIN HALLERİ... İthalatı Savunan Medyayla Türkiye’nin Hangi Sorunları Göğüslenir? Nerde Yerli ve Millilik...?

Bir anda et fiyatları artacak söylentisi çıktı. Üretici uyardı; Bu söylenti ithalatın önünü açmak için çıkarıldı! Aydınlık üreticinin uyarısını ve sesini kamuoyuna duyurdu. Bir yanda da ithalat adımını sevinçle karşılayan medya var...

Bir anda et fiyatları artacak söylentisi çıktı. Üretici uyardı; Bu söylenti ithalatın önünü açmak için çıkarıldı! Aydınlık üreticinin uyarısını ve sesini kamuoyuna duyurdu. Bir yanda da ithalat adımını sevinçle karşılayan medya var...

20 Kasım Çarşamba günlü  Aydınlık'ın birinci sayfasında şöyle bir haberimiz vardı: “ithalat  için yapılıyor.”

Haberimiz şuydu: 'Et fiyatları artacak!' söylentileri vatandaşı da üreticiyi de tedirgin etti. Üretici, 'fiyatlar bizde değil reyonda fazla.' dedi. Kasaplar da 'Bu açıklamalar ithalatın önünü açmak için yapılıyor.' diye konuştu.

O sırada Sayın Cumhurbaşkanı uçaktaydı. Brezilya dönüşü uçakta soruları yanıtlıyordu. Saat 13.00’te o yanıtlar geldi. Cumhurbaşkanı şöyle diyordu:

“Yeni bir adım daha atmayı planlıyoruz. Bu da büyükbaş hayvan ithalini yaparak kırmızı ete çok daha iyi imkanlarla erişimini sağlamaktır. Bunu Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı ile de değerlendirdik. Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye gerekirse süratle Uruguay’dan Brezilya’dan bu büyükbaş hayvan ithalini yapalım talimatını verdim. Bunu değerlendireceğiz ve bu adımları da atacağız.”
Türkiye gazetesi bunu “Et oyununu bozacağız” manşetine taşıdı.

Önce şunu tespit edelim.

Et oyununu kim yapıyor?

Üreticiyi kambur ilan edip, girdi maliyetlerine seyirci kalanları, çiftçinin-besicinin toprağını ve hayvanlarını satıp, kesime gönderip büyükşehirlere göçmesine neden olanlar…

'Et fiyatları artacak!' söylentileri çıkaran manipülasyoncular…

Üreticide düşük olan fiyatların reyonlarda pahalıya satılmasını izleyenler.

Meraları rant alanlarına çevirenler…

Yaşanan sorun Avrupa Birliği, IMF, Dünya Ticaret Örgütü ve benzeri örgütlerin dayatmalarının neticisidir.

Sıcak para ekonomisinin bizi getirdiği yerdir.

Bakınız daha 6 Kasım’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2025 yılı bütçe sunuş konuşmasın Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 2025-2027 yılları arasında hayvan varlığını artırarak et ithalatını sona erdirmeyi hedeflediklerini açıkladı. Bu sözlerin üzerinden birkaç hafta geçmeden ithalat kararı alındı.

Şimdi bu ithalat kararıyla üretici mi kazanacak? Tüketici mi kazanacak? Hayır. Sadece bazı şirketler zengin edilecek.

Üretim Devrimi ihtiyacı en başta tarımda ve hayvancılıkta.

Köye yatırım yapmakta.

Aile işletmelerini geliştirmekte.

Girdi maliyetlerini düşürmekte.

Üreticiyi desteklemekte.

Pansuman tedaviler, yıllardır çözüm getirmiyor.

Üretici eziliyor, üretmeyi bırakıyor. Tüketici eziliyor, sağlıksız besleniyor.

Tarımda hedef, köylüyü efendi kılmak, her tür bağımlılığa son vermek, Türkiye’yi beslenme, giyim, gübre, tohum ve damızlıkta yeniden kendine yeterli bir ülke haline getirmek, üreticinin hayat düzeyini yükseltmek ve dışsatıma azami katkı sağlamak gerekiyor.

Çiftçiye, besiciye ve balıkçıya, mazot, gübre, tarım ilacı, tarım aleti, sağlıklı tohum ve damızlık gibi tarımsal üretim girdilerinin ucuz sağlanması için gerekenler planlanmak ve daha da önemlisi uygulanmak zorundadır.

Üretim yapan her çiftçinin faizsiz ya da düşük faizli krediye ulaşması için tarım kredilerine ayrılan kaynaklar yeterli düzeye getirilmelidir.

Kooperatifler yaygınlaştırılmalıdır.

Aydınlık'ta yer alan habere göre, Daha birçok çözüm sayabiliriz ama işin esası, Üretim Devrimi hedefini en başa yazmaktır.

Yoksa sayın bakanın sözleri iki günde çöp olur.

Medyamız da Üretim Devrimine omuz vermelidir.

Aydınlık’la diğer medya arasındaki fark budur. Birimiz ithalatseverlerin oyununu yazar, diğeri ithalata mahkûmiyeti alkışlar.

Allah aşkına, ithalatı savunan medya ile Türkiye’nin hangi sorunlarını çözebiliriz?

***