Millete bir WhatsApp ateşi düşmüş ki sormayın!
WhatsApp’ın yeni gizlilik sözleşmesi deyim yerindeyse Türkiye’nin gündemine oturdu. Hesap bilgileri, mesajlar, konum bilgileri gibi birçok verinin Facebook’a ait şirketlerle paylaşılmasını içeren yeni koşulların onayı için Türkiye’deki kullanıcılara 8 Şubat’a kadar süre vermiş Whatsapp.
Bakalım WhatsApp bu nazik istek ile bir türlü erişemediği! hangi verilerimize erişmek ve nerelerde kullanmak istiyor?
WhatsApp’ın sitesindeki bilgilere göre, uygulamanın kullanıcılarından topladığı bilgiler arasında; hesap bilgileri, mesajlar, bağlantılar, durum bilgisi, işlem ve ödeme verileri, müşteri desteği ve diğer iletişimler, kullanım ve kayıt bilgileri, cihaz ve bağlantı bilgileri, konum bilgileri, çerezler, üçüncü taraftan sağlanan bilgiler yer alıyor.
Elde ettiği bilgileri; hizmetler, emniyet, güvenlik ve bütünlük, Facebook şirketleri hakkındaki iletişimler ve kurumsal iletişimler için kullanıyor…
Dedim ya; millete bir ateş düştü ki sormayın.
Son birkaç gündür “WhatsApp kullanmaya devam mı edeceksin, yoksa telegrama mı geçeceksin, yok efendim biz telegram’a geçiyoruz sen hangi uygulamaya geçmeyi düşünüyorsun” gibi temenniler tavsiyeler vesaire af buyurun bir sürü zırva!
Ne oluyor yahu? bugüne kadar bilgileriniz, verileriniz, kullandığınız sosyal mecralar tarafından saklanmıyor, yedeklenmiyor muydu, şimdi mi aklınız başınıza geldi?
Ne kadar kıymetliymiş verileriniz ve ne mühim adamlarmışsınız, etekler tutuşmuş herkese düşmüş bir ateş!
Şahsım adıma kesinlikle sıkıntılı bir durum gör(e)müyorum. Çünkü ne FBİ nin aradığı biriyim, Ne hakkımda bir kırmızı bülten kararı var, ne herhangi bir devlet adına ajanlık yapıyorum, ne bir devlet başkanıyım ne bürokratım, Dünya çapında bir şirketin Sio’su da değilim, bankada yüklü miktarda hesabım da yok, ki yedekledikleri ses kaydımı kullanıp banka hesaplarımı boşaltsınlar ve nede yazdıklarımdan bir korkum var, ki zaten gazetelerde sitelerde paylaşıyorum çekinmeden…
Belirttiğim bu kategoriler içerisinde girenler varsa, tabii ki korkabilirler hakları var.
Hal böyleyken neden çekinecek, neden korkacakmışım.
Milletin içine yerleşen bu yersiz korku neden?
Bunun yanında bir de yerli malı olan “BİP ve DEDİ”uygulaması varmış kii, Devlet büyüklerimiz de bizi oraya davet ediyor eksik olmasınlar. İşte benim korkum da tam burada başlıyor!
WhatsApp’ın kullanıcılarına yönelik ‘zorunlu güncelleme’ kararına ilişkin açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, ‘yerli uygulamaları’ kullanma çağrısında bulunarak “BİP ve DEDİ” gibi milli ürünlerimizde var. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın belirttiği gibi dijital faşizme hep birlikte karşı duralım!” diye bir açıklama yaptı.
Yukarıda da belirttiğim gibi yabancı istihbarat servisleri tarafından bu fakirin ismi çok bir şey ifade etmiyor, muhtemelen önümüzdeki süreçte de etmeyecek.
Ancak ifade özgürlüğü anlamında son dönemde Türkiye toplumunun alabildiğine sıkıntı yaşadığı böyle bir dönemde, insanların düşüncelerinden dolayı vatana ihanet ve terörist gibi ağır ithamlarla kolayca suçlanabildiği, eleştirel bir paylaşımın beğen butonuna dahi basmaya çekinildiği yeni türkiye’de, kimin kurduğu dahi belirtilmemiş olan, ancak buna mukabil devletin ısrarla tavsiye ettiği “BİP ve DEDİ” gibi uygulamalara geçerek hemen her konuşmamı her paylaşımı mı İstihbaratın, derin devletin veya ne idüğü belirsiz kişilerin veya kurumların eline teslim etmek istemiyorum. Bu noktada halihazırda kullandığım uygulama devletin bana tavsiye ettiğinden daha masum geliyor, Dedim ya, güven(e)miyorum.!
‘BIP veya DEDİ’ gibi tamamen yerli olduğu söylenen ve bizzat devletin en üst makamları tarafından kullanılması tavsiye edilen bir uygulamanın veritabanına aktaracağı bilgilerimi Devletin istihbarat kurumlarına benim onayım dışında vermeyeceğinin garantisini kimse verebilir mi bana böyle birşey düşünülebilir mi?
WhatsApp, Instagram ve Facebook’un sahibi Mark Zuckerberg benim ses ve görüntü gibi kişisel verilerime sahip olursa bana ne tür bir zarar verebilir diye düşünüyorum koskoca bir ‘Hiç‘ cevabı ile karşı karşıya kalıyorum. Bununla birlikte başını kimin tuttuğu belli olmayan, Ancak kati bir şekilde istihbarat örgütleriyle veri ve bilgi paylaşacağı kesin olan bu gibi uygulamaların benim tüm bilgilerime, aldığım nefese kadar her şeyime vâkıf olması düşüncesi beni oldukça rahatsız ediyor. Şimdi bütün bu tedirginliğimi ortaya koyduktan sonra “Suça karışmadığınız sürece korkulacak, sizi tedirgin edecek bir durum olmayacaktır Müsterih olun” diye haklı bir soru gelebilir.
El cevap; İnsanların en masum eylem, söylem ve hareketlerinden dolayı vatan haini ve terörist gibi isimlerle yaftalanabildiği böyle bir dönemde bu tarzda bir sorunun en azından benim nazarımda hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Abdestimden şüphem yok hamdolsun.
Haktan, hakikatten yana olmaya çalışıyorum.
WhatsApp mı Telegram mı, Bib mi Dedi mi.
Halihazırda ne kullanıyorsam oradayım hiçbir yere gitmiyorum Vesselam.