-OH-OLSUN-SEN-BUNU-HAKETTİN-
• Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
• Allah'a hamd Resulün'e sâlât ve selâm olsun.
• Allah'ın rahmeti bereketi mağfireti daima yardımı üzerinize olsun. Âmin...
• "Sübhaneke lâ ilmelenâ illâ ma âllemtenâ inneke entel âlimul hakîm."
• "Ve ahiru davana enil hamdulillahi rabbil alemiyn..
• "Zül celali vel ikram" Celle - Celâlûhû..
("Hem büyüklük hem fazl-ı kerem sahibi")
• Değerli kardeşlerim yazıma başlamadan önce geçtiğimiz günlerde,
- mazlum Filistin halkının sesi olduğu sırada kürsüde rahatsızlık geçirip,
- rahmeti Rahmân'a yürüyen değerli vekilimiz Hasan Bitmez'e Allah'tan,
- rahmet kederli ailesine başsağlığı ve selâmet dilerim ..
• Hiç şüphesiz ki insana sorulacak ilk su'allerden birisi ömrünü nerede harcadın ve ne yaparken öldün olacak .
• Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şeriflerinde; “Bir kimse kıyamet günü,
- ömrünü nerede tükettiğinden, ilmi ile ne gibi işler yaptığından, malını nereden,
- kazanıp nereye harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından,
- sorulmadıkça bulunduğu yerden ayrılamaz.” buyurmuştur.
• Ahir ömrün de mümin "Öyle insanların yanında olmalı ki onlarla aynı fotoğraf karesinde olduğu için şükretmeli!!
• Ve öyle insanlara da karşı durmalı ki o fotoğraf karesinde olmadığına şükretsin...
• insanoğlunun bu dünyada imtihan vesilesi çoktur ama en tehlikeli olanı ise dili ile olanıdır.
• Hiç şüphesiz ki " Dil insana hem büyük bir nimet hem de büyük bir felakettir.
• İnsanın " Kendisine dokunmayan felaketler hakkında konuşması ,
- Veyahut da kibrinden,kendini çok yüksek makamda gördüğü için başına gelmez eminligi ile konuşması kolaydır.
• Ancak başa gelmez sandığı herşey insanoğlu için olduğundan kendi başına geldiğinde ağırlığı ve acısı fark edilir.
• İster insanların sebep olduğu ihmallerin sonucunda vuku bulan, ister insan,,
- iradesinin doğrudan etkilemediği bütün felaketler insan olana büyük bir,
- elem ve acı vermiyor ise bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyor ise,
- işte orada itikat ve imanda büyük sıkıntı vardır.
• Abdullah b. Abbas (r.a) şöyle buyurmuştur..
• "Her şeyin bir afeti vardır:
• İlmin afeti unutmak, ibadetin afeti ise tembelliktir.
• Aklın afeti kendini büyük görmek, zamanın afeti ise verimsiz ve hayırsız çalışmaktır.
• Ticaretin afeti yalan konuşmak, cömertliğin afeti ise israftır.
Güzelliğin afeti kendini beğenmek, dindarlığın afeti de riyâdır. "
• Ne çok riya sahibi dindar varmış meğer ?!!
• 600 vekilin gözleri önünde bir can yitiyor amâ içlerinden gözünü dünya hırsı
- bürümüş bazıları ise yardım etmek yerine oh çekiyor.
• Üstelik sözde müslüman bunlar !!
• Halbuki, zalimin zulmüne “Dur!” demek, “mazlûmun hakkını korumak, haksızlığa,
- karşı gelmek, adil davranmak , hasta ve düşmüşe yardım etmek adaletli karar,
- vermek” hepimizin insanî, vicdanî, dinî borcumuzdur.
O zaman neden böyle davranıyoruz, Filistin/Gazze yanıyor kardeşlerimiz her geçen gün yok oluyor.
• Mazlûmun zulme maruz kaldığını,
- bile bile, bana ne benim derdim benim davam değil hasta olmuş bana ne “Oh olsun, hak etti!” diyoruz?
• Bunun kalbî, hissî vicdani boyutları nedir?
Psikolojinin alanına giren ma’rifetün-nefsi/nefis terbiyesi, yani,
- “müsbet-menfi nefsin hallerini, bütün duyguların terbiyesini” tahlil edip eğiten,
-terbiye eden Bediüzzaman teşhisi şöyle koyuyor:
“Ye’s ve sû’-i zandan neş’et eden zaaf-ı kalb (ümitsizlik ve başkaları hakkında,
- kötü düşünmekten doğan kalbin inanç bakımından zayıflığı), mazlûmun, zalim’in
- darbelerinden, mütevali alâmından in’ikas eden teellümatını (aralıksız devam
- eden üzüntülerinden yansıyan elemlerini, acılarını, kederlerini) kendi
- vicdanından izale (yok etmek) için; mazlûmun istihkakını (hak ettiğini) arzu
- edip bahaneler bulur, “müstehaktır” der.
• Sefil (perişan, düşkün, yoksul, fakir), güneş vermezse; gölge edip manen zulme de yardım etmesin.”
Bu cümlelerden şu çıkarımları yapabiliriz:
- Bu işler düzelmez, düzelmeyecek, bu zulümler bitmez, bitmeyecek deyip ye’se, ümitsizliğe düşen kişide…
- Başkaları hakkında su-i zanda bulunup, yani, “o zaten şöyle kötüdür, şöyle şöyle
- zaafları var” hak etti bu hastalığı yada ölümü diyen kişide zaaf-ı kalb vardır.
• Yani, zaaf-ı kalb, inanç bakımından zayıflığı vardır.
• Bediüzzaman hazretlerinin teşhisi nekadar yerinde değil mi?
• Bir insanda itikad zayıf ise iman da okadar zayıf ve hastadır.
• Cehalet bataklığında debelenen ve biribirinin gözünü oymaya çalışan,
- Müslümanların da, doğumundan kabre kadar hayat safhalarının bütününü en,
- güzel, en faydalı, en hikmetli kaideleri tanzim eden ilacı, şifası ise Kur'an ve Sünnet-i Seniyye’dir.
• Ez cümle ; Ne kadar olumsuz sıfatlarımız da olsa, “iman cihetinde” kardeşiz.
• Herhangi bir haksızlığa veya zulme maruz kaldığımızda, olumsuz,
- sıfatlarımızdan veya başka sebeplerden “Oh olsun, cezasını buldu!” diyemeyiz.
• Mutlaka haksızlığa ve zulme karşı çıkmalıyız.
• Âlemlere rahmet peygamber efendimiz aleyhisselam da bu konuda bir kaç hadisi şeriflerin de şöyle buyurmuştur.
• Her Müslümanın, diğer Müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır.
• Takvâ buradadır.
• Bir kimseye şer olarak Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter.” (Tirmizî, Birr 18)
“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir” (Buhârî, İman: 4)
“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve başkalarının zulmetmesine de razı olmaz...” (Buhârî, Mezâlim, 3
• Ve bütün bu hadisi şerifleri yaşamak için kulun önce diline hakim olması onu,
- kötü konuşmaktan men etmesi koruması şarttır.
• Dili korumak imanı ve amelleri korumaktır..
• Allah’ın güzel ahlakı tamamlamak üzere peygamber göndermesi ve peygamberin
- yüce bir ahlak üzere olduğunu beyan etmesi, İslam’ın ahlaka verdiği,
ehemmiyeti göstermektedir.
• Allah Resulü (sav) güzel ahlak üzere olmak için dualar etmiş, sahabeleri de bu
- konuda uyarmış ve tavsiyelerde bulunmuştur.
• İnsanın dışa yansıyan tüm hal ve hareketleri, kendisinin ahlaki yapısının bir
- göstergesi olup kalbin dışa vurmasıdır.
• Bu konuda İmam Gazali şöyle demektedir:
• “Kalbde yer eden her meziyet, azalar vasıtasıyla kendini gösterir, diğer bir
- ifadeyle kişinin hareketleri, mutlak surette kalbde yerleşik olan ahlâka uygun olarak cereyan eder”...
• Güzel ahlaklı olabilmek, hayırlı olmak ve Allah resulünün en çok sevdiği kişilerden
- olabilmek için mutlak surette dilimize sahip olmamız gerekiyor.
• Dil, vücudumuzda küçük bir organ olmasına rağmen diğer organlarımıza
- nazaran kullanım ve etki alanı açısından daha geniş ve kapsamlı bir işleve sahiptir.
• Bu nedenle “dil” Allah’ın insanlara verdiği en büyük ve en önemli nimetlerinden biridir.
• Doğru kullanılması ve korunabilmesi halinde insana rahmet olup cennete
- götürebilirken, ifsadı halinde ise azap olup cehenneme götürebilir.
Ne buyuruyor yüce Allah bizlere (Kâf, suresi 18) ayetin de ?!!
• Estauzubillah ; “İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”
• Bu cihette yine ' peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor.
• "Kul, iyice düşünüp taşınmadan bir söz söyleyiverir de bu yüzden cehennemin,
- doğu ile batı arasından daha uzak bir yerine düşer gider". (Buhârî, Rikak 23; Müslim, Zühd 49, 50)
• "Kul, Allah'ın hoşnut olduğu bir sözü önemsemeksizin söyleyiverir de Allah
onun derecesini yüceltir.
• Yine bir kul Allah'ın gazabını gerektiren bir sözü hiç önemsemeksizin söyleyiverir
- de Allah onu bu sözü sebebiyle cehennemin dibine atar."
(Buhârî, Rikak 23. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 10; İbni Mâce, Fiten 12)
• Değerli kardeşlerim her müslüman önce dilinin sahibi sonra dininin görevlisidir.
• Bizler önce kendimizi düzeltip sonra müminlere örnek olarak tebliğ ile sorumluyuz.
• Kim ne derse desin ne yaparsa yapsın ayıplamak kınamak yerine uyarmak şarttır.
• Yüce ve Baki olan Rabbimiz ;ÂLÂ Sûresi 9,10,11,12 de şöyle buyurur.
• Estauzubillah ;
9 - Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse
10- Saygısı olan öğüt alacaktır.
11 - Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.
12- O ki, en büyük ateşe girecektir.
• Bu ayetlerden anlıyoruz ki bizler önce örnek olup sonra da tebliğe mecburuz..
• Kardeşlerim şunu hiç unutmayalım ki İslam dini önce temsil sonra tebliğ dindir.
• Kişinin ders alıp alamayacağı ise onun kendi bileceği iştir...
• Üstad Necip Fazıl'ın şu dizelerini içimizden tekrar edip sükut etmeliyiz anlamayanlara ..
• Ya İslam'la yükselir, ya inkarla çürürsün, bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün.
Selam ve dua ile,,
___ Fi _ EMÂNİLLÂH ___
Kablel-vuku....
• "...Rabbişrah-li sadri. Ve yessir li emri.
• Vahlul ukdeten min lisäni. Yefkahů kavli." Allahümme- Âmin...