- RUH - NEDİR - RUHLAR - ÂLEMİ - VARMIDIR -? Part -1
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.
Allah'a hamd Resulün'e sâlât ve selâm olsun.
Allah'ın rahmeti bereketi mağfireti daima yardımı üzerinize olsun.
• El-Muhsi: Celle - Celâlûhû' (Tüm varlıkların sayısını bilen )
• "...Rabbişrah-li sadri. Ve yessir li emri.
• Vahlul ukdeten min lisäni. Yefkahů kavli." Allahümme- Âmin...
• Değerli kardeşlerim bu hafta sizlere çok merak konusu olan ve hakkında çok,
- soru sorulan ruh ve ruhlar alemi hakkında Rabb'imin izniyle ve inayetiyle bir iki bölümlük bir yazı dizisi hazırladım.
• Önce şunu belirtelim ki, kâinatta hiçbir şey gayesiz, sahipsiz ve başıboş değildir.
• Hiçbir şey kendi hâline bırakılmamış, tesadüfe havale edilmemiştir. Kâinatta canlı-cansız her mahluk bir nizamın
- esiridir, bir murakabe ve te'sir altındadır.
• Hiçbir şey, Cenab-ı Hakk'ın koyduğu ihatalı ve şümullü kanunların hükmünden hariç değildir.
• Ruhlar alemi, Hz. Âdem (as)'den önce yaratılmıştır.
• Nitekim birer ruhanî alemlerin üyesi olan melekler ve cinlerin Hz. Âdem'den önce var olduğu bilinmektedir.
• Ruhlar aleminden anne karnına, oradan çocukluğa, gençliğe, ihtiyarlığa ve kabir, berzah, cennet veya cehenneme giden yoldayız.
- Bu yolun başı ruhlar alemidir.
• RUH NEDİR, RUHUN MAHİYETİ ANLAŞILABİLİR Mİ?
Ruh için aşağıdaki tanımlar yapılır:
“Can. Canlılık. Nefes. Cebrail (as.)...”
• “Bir kanun-u zîvücud-u haricî.” (Hariçte müstakil bir varlığı bulunan bir kanun.) Bediüzzaman hazretleri (Sözler)
• Ruh “Emir âleminden olup, beden ülkesini idare etmesi için kendisine müstakil bir varlık verilen bir kanun.
• Bedenden ayrılınca da varlığını devam ettirebilen lâtif bir cisimdir.”
• Sahabe efendilerimiz,Peygamber Efendimize (asm) ruhu sordular.
• Cevap vermeyip, vahyi bekledi.
- Gelen ayet gayet netti: “O, rabbimin emrindendir, de.
- ” Ruhun varlığı tasdik ediliyor, fakat mahiyeti açıklanmıyordu.
• Çünkü, muhatapların söyleneni anlamasına imkân yoktu. Akıl, “emir aleminden” olan bir varlığı kavrayacak kapasitede değildi.
• “Emir alemi” yani ruhlar âlemi ölçüden, tartıdan, şekilden, renkten uzak varlıkların dünyasıdır.
• Maddeler için söylenen uzun, kısa, mavi, sarı, yuvarlak, düz, ağır, hafif gibi kelimelerin o alemde karşılığı yoktur.
• Ölçülere mahkum akıllar, ölçülemeyeni nasıl anlasın?
• Bir Hadiste “Kendini bilen rabbini bilir.” buyuruluyor.
• Bir büyük mütefekkirimiz de, “Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku...” diyor.
• Şu halde, insanın kendini tanımaya çalışması şart. Kendimizden giderek Ona ulaşacağız!
• Ruhun kendisini bilemiyoruz.
- Ancak bazı özelliklerinden söz edebiliriz.
- mesela,Beden, anne karnında belli bir olgunluğa erişince, ruh verilir.
• Ruh, beden ülkesinin yegâne sultanıdır; birdir, şeriki yoktur.
Ruh, bedenin hiçbir cüzüne, hiçbir organına benzemez.
• Ruhun zâtı, bedenin zâtına benzemediği gibi, sıfatları da bedenin sıfatlarına benzemez.
• Ruhun bir meseleyi tefekkür etmesiyle, midenin bir lokmayı yoğurması arasında benzerlik düşünülemez.
• Ruh doğmaz, doğurmaz, bedende mekân tutmaz. Bunlar hep bedenin, maddenin özellikleridir.
• Hal böyleyken: RUHUN VARLIĞININ DELİLLERİ NELERDİR?
• ;İnsan, beden ve ruhtan meydana gelir.
• Beden, ruhun bineği ve aletidir.
• Ruh, bedende tasarruf etmektedir.
• Ruhu yoksa beden çürüyüp gitmeye mahkûmdur.
• İmam-ı Gazali, bedeni bir şehre benzetmiş, ruhu bu şehrin padişahı olarak görmüştür.
• Ruh, şuuruyla fark eder, aklıyla anlar, vicdanıyla tartar, karar verir, hayaliyle plânlar yapar, hafızasıyla bilgi depolar, kalbiyle sever.
• Onun sayılamayacak kadar çok kabiliyeti vardır.
• Bunların bir kısmı da maddi uzuvlarla ortaya çıkar.
• Ruh, eliyle tutar, gözüyle görür, kulağıyla işitir, ayağıyla yürür...
• Bedende bulunduğu sürece bedene muhtaçtır.
- Faaliyetleri bedenle sınırlıdır. Ölüm, onun beden zindanından kurtulup, hürriyetine kavuşmasıdır.
• O zaman bedene ihtiyacı kalmaz. Gözsüz görür, kulaksız işitir, beyinsiz düşünür.
• Mahşere kadar bedensiz bekler. Ahirette yeniden ve yeni bir bedene kavuşur.
Gelecek hafta görüşmek üzere Fİ EMÂNİLLÂH..
• "Sübhaneke lâ ilmelenâ illâ ma âllemtenâ inneke entel âlimul hakîm."
• "Ve ahiru davana enil hamdulillahi rabbil alemiyn..
Kablel-vuku..