SAADET PARTİSİ MARDiN İL TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİ!..
Mardin İl Başkanlığı görev değişikliği sebebiyle yapılan toplantı, yeni üye katılımlarıyla Mardin'de Saadet Partisi'ne güç kattı.
Saadet Partisi Başkanlık Divan Üyesi Fesih Bozan, toplantıda Mardin, Bölge ve Türkiye konulu son gelişmelere yönelik bir konuşma yaptı.
Bu konuşma metni, İl Başkanlığı tarafından katılımcılara sunuldu.
Değerli Basın Mensupları,
Kıymetli Misafirler!..
Konuşmamın başında
Saadet Partisi Mardin İl Başkanlığı'na atanmış olan Mimar Sayın Hacı İlhan Bey'i tebrik eder, başarılar dilerken, bugüne kadar İl Başkanlığımızı yapan Av. Sayın Vejdin Koçhan Bey'e yapmış olduğu çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum.
Ankara Kahramankazan'da bulunan TUSAŞ’a düzenlenen hain terör saldırısını ve arkasındaki küresel güçleri lanetliyor; hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
"Ülke " ve "Millet" olarak hem iç politikada hem dış politikada çok ciddî sıkıntılar, hareketli ve hararetli günler yaşıyoruz.
*EKONOMİ REFAH VE ADALET*
•Çiftçi, Emekli, esnaf, üretici, genç ve kadınıyla vatandaş olarak çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.
Her gün gelen zamlar ve vergi artışları silindir gibi vatandaşı ezmektedir.
•Vatandaşımız markete, kasaba, pazara gidemez, çiftçi tarlasını ekemez oldu.
Bir avuç sermaye sahibi servetine servet katarken vatandaşlarımız giderek fakirleşiyor.
*MARDİN*
Bu ekonomik sıkıntıda Mardinli hemşehrilerimiz de nasibini alıyor
Mardinli çiftçilerimizin yıllardır TEDAŞ ile sorunları var
Çiftçilerimiz girdi maliyetlerinin fahiş artışından tarlasını ekemiyor, ürünü kaldıramıyor.
Tarlasını eken çiftçimiz İktidarın düşük verdiği fiyat yüzünden buğdayını arpasını, mısırını, hububatını zararına satıyor
Gençlerimiz işsiz, istihdam kapalı.
İmkan el veren yurt dışına giderken kimi aileler "mevsimlik işçi" olarak Batı illerine gitmek zorunda kalıyor.
*TÜRKİYENİN GENEL DURUMU*
Credit Suisse’in küresel Servet Raporu var, elimizde.
2022 yılındaki raporuna göre Türkiye’de çok ciddî bir gelir adaletsizliği söz konusu.
Türkiye'de nüfusun en zengin yüzde 1 diliminin toplam servetten aldığı pay yüzde 39,5 oldu.
Nüfusun en zengin %5'lik kesimi toplam servetten yüzde 59,2 pay alırken, nüfusun %95'lik kesiminin aldığı pay sadece yüzde 40,8 oldu.
Nüfusun en zengin %10'luk kesimi ise toplam servetin yüzde 69,8'ine sahip.
*VATANDAŞ BORCUNU ÖDEYEMİYOR*
UYAP üzerinden açılan ve icra dairelerinde derdest bulunan toplam dosya sayısı, 13 Eylül itibariyle 22 milyon 750 bine yükselmiş.
Gençlerimiz ve diğer yetişkinler gelecek ile ilgili umutları kalmadı, yolunu bulan yurt dışına gidiyor.
Bu yılın ilk altı ayında Türkiye’den Avrupa ülkelerine toplam 28 bin 224 iltica başvurusu yapılmış.
İlticada Türkiye 5. Sırada.
Büyük bir kısım Emeklimize reva görülen, "12.500 TL ile ölüme kadar sürünün!.." denilmektedir
*ÇİFTÇİNİN DURUMU*
İktidar, adeta “Tarım çiftçisine ekme, Hayvan besicisine besleme!..” diyor.
Çiftçimiz, girdi maliyetlerinin fazla oluşundan dolayı tarlasını ekemez hale geldi.
Buğdayı, mısırı maliyetinin altına satarken, sebze ve meyveler tarlada kaldı.
İktidarın kendisinin çıkardığı kanuna göre Milli Gelirin %'i olan desteğin 411 Milyar TL olması gerekirken, 2024 bütçesine sadece 91 Milyar TL ayırıyor. Diğer taraftan faize 1 Trilyon 254 Milyar TL ödenek olmazsa olmazlardan.
**VATANDAŞ VERGİ KÖLESİ **
2020-2025 Yılları arası vergi artışı, %1.241 olmuş.
AKP iktidarı bu yıl akaryakıta 48 kez zam yaparak vatandaştan geçen yıla göre 3.2 kat artışla, 243 milyar lirayı "vergi" adıyla toplamış
*KRİZ DERİNLEŞTİ KEPENKLER İNİYOR*
• Bu yılın ilk 8 ayında 28 bin 172 firma ve 57 bin esnaf kepenk kapattı.
Baba ekonomist, Oğul ekonomist, Damat ekonomist...
Türkiye Enflasyonda bu duruşuyla Dünyada 3. Oldu.
G-20 ülkeleri arasında 2., Avrupa’da ise açık ara ile birinciliği kimseye kaptırmadı.
31 ülkenin yıllık enflasyonu Türkiye’nin temmuz ayındaki aylık enflasyonun altında iken başarı nerede aranmalı?
Vatandaşa "tasarruf" derken, devletin bütün kurumları israf ve savurganlık deryası haline gelmiş.
Hele bir saray var ki para dayanmıyor!
*ADALET VE HUKUK VAR MI?*
İktidar, Hakkın değil, güçlünün hukukunu uyguluyor.
Hukuk, parası ve dayısı olana çalışmıyor.
Türkiye Hukukun Üstünlüğü kategorisinde 2023 yılı raporuna göre 173 ülke arasında 148., Avrupa’da 45 ülke içeresinde ise sondan ikinci sırada yer alıyor.
Küresel Organize Suçlar Endeksi 2023 ne durumdadır?
Türkiye Avrupa’da 1., Dünyada 193 ülke içinde 14. sırada.
*VATANDAŞIMIZ MUTLU MU?*
Dünya'nın en mutlu ülkeleri sıralamasında 2022 yılındaki bir rapora göre Türkiye Toplam 137 ülke arasında ancak 112. sırada yer alabiliyor.
*CUMHUR İTTİFAKININ SON GÜNLERDEKİ ÇIKIŞI VE KÜRD MESELESİ*
*“Yumurta içerden kırılırsa hayat bulur, dışarda kırılırsa hayat son bulur.”*
Cumhuriyet Dönemi'nden bugüne kadar, farklı dozda devam eden Kürd halkına yönelik yapılan inkâr, asimilasyon, baskı, güvenlikçi politikalar, terör ve dış mihraklar yüzünden kırk yıldır yaşanan acıların son bulması, barışın sağlanması, annelerin ağlamaması ve gençlerin ölmemesi için samimi olarak söylenecek her söz ve atılacak her adım önemli ve desteklenmelidir.
Kürd Meselesi'ne, günlük ve mevsimsel konjöktüre, siyasi beklentilere, çeşitli iç ve dış zorlama ve planlara göre yaklaşılmamalıdır.
Kürd Meselesi, Kürd halkının insanî, İslâmî ve Hakk'ın gereği olan haklarının, anayasa, adalet, eşitlik ve kardeşlik zemininde değerlendirilmesi ve çözülmesi gereken en önemli sorunumuzdur.
Hakk, birileriyle pazarlıklar sonucu veya birilerinin lütfetmesiyle değil, adalet gereğidir.
Rûm 22, Hucûrat 13 Ayetinde belirtilen çerçevede evrensel insan hakları, eşit yurttaşlık ve kardeşlik hukuku insanımızın gasp edilen hakkıdır.
Bu birlik, beraberlik, huzur, barış ve iç cephenin güçlenmesi için önemlidir.
Küresel güçlere ve şiddet yanlılarına malzeme verilmemelidir.
Bu sorunun öneminden dolayı, 2018 yılında Genel Başkanımız Sayın Temel Karamollaoğlu, Coğrafyamızda ‘kardeşlik iklimi’nin sağlanması gerektiğini, Türkiye, İran, Irak, Suriye ve teröre bulaşmamış Kürd Parti, aşiret ve temsilcilerinin katılmasıyla ‘Barış, İstikrar ve Kardeşlik’ başlığı altında “Diyarbakır’da geniş katılımlı, bölgesel bir konferans organize edilmeli” demişti.
Dört ülkede yaşayan Kürd halkının sorunlarını bu dört ülke İslâmi İnsanî hak ve adalet zemininde çözmezse dış güçler ilgilenir ve bölgeye huzur ve barış gelmez.
Unutmayalım ki, “Yumurta içerden kırılırsa hayat bulur, dışarda kırılırsa hayat son bulur.”
*GÜNDEM DEĞİŞTİRMEK YENİ ANAYASA VE YUMUŞAMA*
•1982 Darbe Anayasası bugüne kadar 19 Kez değiştirilmiş.
Bu anayasanın kimi maddeleri AKP iktidarı tarafından 12 kere revize edilmiş.
177 Maddeden, 134 maddesinde değişiklik yapılmış.
AKP mevcut darbe anayasasına uymuyor. Doğrudur da değiştirme gücü varken de değiştirmedi. Bu çelişki nasıl izah edilebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olsun, Anayasa Mahkemesi olsun, aldığı kararlara uymuyor.
AKP İktidarı ekonomide, yatırımda, tarımda, insan hakları ve özgürlükleri, Adaleti sağlamak istiyor da mevcut anayasanın hangi maddesi engel oluyor?
AKP İktidarının yeni Anayasa ve Yumuşama ile ilgili söylemlerinde samimi olmadıklarını bize gösteriyor.
Temel maksadın Erdoğan’a tekrar Cumhurbaşkanı seçme yolunun açılması olduğu açıktır.
Özetle son 22 yıldır tek başına iktidar olan Erdoğan/AKP iktidarı, ekonomide, tarımda, üretimde, insan hakları ve özgürlüklerinde, yargı mekanizmasında, devletin yönetim kademelerinde, dış politikada, eğitim ve ahlaki yozlaşmada, sağlıkta, can güvenliğinde, kutuplaştırmada, çete ve mafya liderlerinin söz sahibi olmasında öyle kötü bir yönetim ve icraat gösterdi ki insanları hayatından bezdirdi ve çok çok yordu.
*İSRAİL TERÖR ÖRGÜTÜ ve MAZLUM GAZZE*
Katliam vahşet ve soykırımda 1 Yılı geride kaldı.
Aslında bir yıl değil, 76 yıl, bu işgal ve soy kırım devam ediyor.
Bütün dünyanın ve halkı Müslüman ülkelerin gözü önünde, Gazze ve Lübnan’da İşgal, katliam, vahşet, soykırım, sürgün, hapis, zindan, işkence
Türkiye "Kestim" dediği ticaretine devam ediyor.
Kürecik’ten istihbarat sağlamaya ve Azerbaycan petrolünü Ceyhan üzerinden akıtmaya devam ediyor.
Türkiye, bir an önce ticareti kesmelidir, Kürecik ve Ceyhan’daki vanaları kapatmalıdır.
İsrail’e karşı protestolar, basın açıklamaları, yürüyüşler, mitingler ne gerekiyorsa hepsi yapıldı.
Son seçenek Türkiye’nin öncülüğünde ASKERİ MÜDAHALE KALMIŞTIR.
Hani Erdoğan “İslam Ordusunu Kurmuştu”
BM ve NATO gibi Uluslararası kurumlar ABD’nin güdümünde İsrail’i korumaya devam ediyor.
Müslümanların tek kurtuluş çaresi, farklılıklarını bir kenara bırakarak bizim yıllardır söylediğimiz şudur:
İslam Birleşmiş Milletleri, İslâm NATOsu, İslâm Dinarı, İslâm Ortak Pazarı, İslâm Kültür İş Birliği...
Çünkü güce karşı, güç gerekli.
Müslüman ülkelerin dağınıklığı böyle devam ederse ve işbirlikçi liderler tarafından yönetilmeye devam ederse, İsrail inancına göre "Arz-ı Mev'ud" haritasını oluşturmak için adım adım, ülke ülke işgal ve katliamlarını sürdürecektir.
Fesih Bozan
Saadet Partisi
Başkanlık Divanı Üyesi