Türkiye’de son günlerde gıda sahtekârlığına ilişkin yaşanan gelişmeler helal gıda hassasiyetinin ne kadar ihmale getirildiğini gözler önüne serdi. İktidarın Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne (AB) dâhil etme girişimlerinin bir sonucu olarak domuz eti kullanımının önünü açan uygulamaları, geldiğimiz bu noktada büyük bir yıkım etkisine sahip.

ÜRETİMİ DEĞİL, İTHALATI ÖNCELEYEN TARIM POLİTİKALARI 

Üretimi değil, ithalatı önceleyen politikalarıyla dört bir yanından bereket fışkıran cennet vatanımızın topraklarını tarım ve hayvancılığa küstüren hükûmetin yerli üreticiyi üretimden koparan basiretsiz politikaları da içinde bulunduğumuz durumun en açık sebeplerinden biri. Yüzde yüz helal et üretme potansiyelimiz varken, dinimiz İslâm’ın apaçık haram kıldığı domuz etinin Müslümanların sofrasına girmesine sebep olan hükûmetin, Allah’a ve milletimize vereceği hesabın boyutu giderek büyüyor.

DENETİM YOK, HASSASİYET YOK

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu sahtekârlığa karışan işletmelere karşı ciddi yaptırımlar uygulanacağını belirterek, denetimlerin daha da sıkılaştırılacağını ifade etse de domuz etinin bu kadar yayılmasında hükûmetin büyük ihmalleri ve sorumsuzluğu olduğu apaçık ortada duruyor.

DAHA SIK DENETİM YAPILSIN

İslâmi şuurla hareket eden vatandaşlarımızın dışarıdan yemek yeme konusunda daha dikkatli hareket etmesinin önemini ortaya koyan bu olay, ilgili birimlerin de denetimleri daha sık yapması gerektiğini gözler önüne serdi.

Çözüm belli: Hatadan dönülüp domuz eti  “kasaplık hayvan” statüsünden çıkartılmalı.

BÜYÜK TEHLİKE

Ülkemizde domuz etinin kasaplık et statüsünde yer alması, helal gıda konusunda hassas olan Müslüman halkımız için büyük bir tehlike oluşturuyor.

DÜZENLEME YAPILMALI

Dinimizin kesin emirle yasakladığı domuz eti, 2006 yılında Türk Gıda Kodeksi Avrupa Birliği mevzuatına uygun hâle getirilerek nasıl ülkemizde raflardaki yerini aldıysa tersi bir düzenleme yapılarak raflardan toplatılmalı.

Türkiye’de son günlerde gıda sahtekârlığına ilişkin yaşanan gelişmeler, helal gıda hassasiyetinin ne kadar ihmale getirildiğini gözler önüne serdi. İktidarın Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne dâhil etme girişimlerinin bir sonucu olarak domuz eti kullanımının önünü açan uygulamaları, geldiğimiz bu noktada büyük bir yıkım etkisine sahip.

19 YERDE “DOMUZ” İBARESİ

Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği’nde halen tam 19 yerde domuz ibaresi geçiyor. Yönetmeliğe göre hazırlanan Türk Gıda Kodeksi tebliğinde de “evcil tırnaklı hayvanlar” ibaresi ile domuza atıf yapılıyor. Ülkemizdeki gıda rafları, ülkemizin gerçekleriyle örtüşür hâle getirilmeli.

Türkiye’nin önde gelen yerli restoranlarının et ürünlerinde domuz eti ve tek tırnaklı et tespiti gündeme bomba gibi düştü. Türkiye’nin pek çok ilinde hizmet veren bu işletmelerin, dana eti olarak satılan ürünlerinde Müslüman toplumun tüketimine uygun olmayan haram etlerin kullanılması, gıda güvenliği ve dini hassasiyetlerle ilgili büyük bir tepkiye yol açtı. Ülkemizde domuz eti iktidarın Avrupa Birliği kriterleri kapsamında 2006 yılında yayınlanan Resmî Gazete ilanıyla kasaplık et statüsüne alınmıştı.

Devlet Kumarı Resmi Olarak Teşvik Ediyor, Demirören 500 TL Kazıtoyor, Kumarın Her Çeşidi Var Devlet Kumarı Resmi Olarak Teşvik Ediyor, Demirören 500 TL Kazıtoyor, Kumarın Her Çeşidi Var

SONUÇ; DOMUZ ETİ SOFRALARDA

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu sahtekârlığa karışan işletmelere karşı ciddi yaptırımlar uygulanacağını belirterek, denetimlerin daha da sıkılaştırılacağını ifade etse de domuz etinin bu kadar yayılmasında hükümetin büyük ihmalleri ve sorumsuzluğu olduğu apaçık ortada duruyor. İslami şuurla hareket eden vatandaşlarımızın dışarıdan yemek yeme konusunda daha dikkatli hareket etmesinin önemini ortaya koyan bu olay, ilgili birimlerin de denetimleri daha sık yapması gerektiğini gözler önüne serdi.

“HERHANGİ BİR TOLERANSIMIZ OLMAYACAK”

Ünlü restoranların haram et kullanıma dair çıkar haberlerden sonra ilk açıklamasını yapan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Tüketicinin güvenilir gıdaya ulaşması en doğal hakkıdır. Buna ilişkin herhangi bir uygunsuzluğu kabul etmiyoruz. Herhangi bir toleransımız olmayacak. Dolayısıyla Türkiye'deki 724 bin işletmenin senede bir kez mutlaka ama farklı gerekçelerle birden fazla denetlenmesi konusuna devam edeceğiz. Taklit ve tağşiş listelerini paylaşmaya devam edeceğiz. Ben bu konuda toplumun her kesiminden çok ciddi bir teşekkür aldığımızı ifade etmek istiyorum. Yine gıda üretimi yapıp bütün kurallara uyan, toplumun güvenilir gıdaya ulaşma konusundaki hakkını gözeten işletmelerimize de ayrıca buradan teşekkür etmek istiyorum. Bu sistem aynı şekilde devam edecek, yani kontrol, analiz eğer gerekiyorsa yaptırım ve sonra kamuoyu duyurusu guvenilirgida.tarimorman.gov.tr hesabımızdan yayınlanmaya devam edecek” şeklinde konuştu.

DOMUZ ETİ, KASAPLIK ET STATÜSÜNE 2006 YILINDA ALINDI

Yaşanan bu olayın ardından, bazı medya kuruluşları ve gazeteciler domuz eti satışı konusunda bir algı oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’de domuz eti satışının 2000 yılında düzenlendiği doğru olsa da, bu dönemde domuz eti kasaplık et statüsünde değildi. Domuz etinin kasaplık et olarak kabul edilmesi, 7 Temmuz 2006 tarihinde AK Parti hükümeti döneminde gerçekleşti. Bu tarihte yayınlanan Resmî Gazete ile domuz eti resmen kasaplık et statüsüne alındı. Bu düzenlemeyle, teorik olarak bir kasap, aynı tezgâhta hem dana eti hem de domuz eti işleyebilir hale geldi. Ülkemizdeki kasaplarımızın çoğu, dini hassasiyetlerine ve toplumdaki helal gıda anlayışına uygun hareket etmeye çalışıyor. Ancak mevcut yasa, domuz eti kesim ve satışını dini hassasiyetlere bırakmış durumda. Bu da domuz eti satışı konusundaki uygulamaların kasapların kendi inisiyatifine bırakıldığını gösteriyor.

Resim

Kaynak: Milli Gazete / Muhammed Ali Gökmen

Editör: Ahmet Kacır