GÜNCEL

Seçimden Sonra Üç Paket:Özgürlüğü, Adaleti ve Gelir Adaletini Mutlaka Sağlayacağız’

Sandık yolunda vaatlerden çok provokasyon girişimleri ve siyasi polemikler gündemi meşgul ederken muhalefet 14 Mayıs sonrası atılacak somut adımların altını çiziyor. Liderler, yönetimde dürüstlük, liyakat, istişarenin esas alınacağına vurgu yaptı. Üç başlığa dikkat çeken Davutoğlu da ‘Özgürlüğü, adaleti ve gelir adaletini mutlaka sağlayacağız’ dedi.

Karar'ın manşetinde yer alan habere göre, Türkiye sandığa giderken iktidar kanadının muhalefete dönük söylemleri sertleşti. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Cumhur İttifakı’na dönük “Bunlar bir araya gelip karşımıza ittifak kuramaz diye düşünüyorlardı. Altılı Masa’ya düşmanlıkları ondan. Biz masayı kurunca oyun düzeni bozuldu” dedi.

Muhalefetin vaatleri de öne çıktı. “Adaleti, liyakati, istişareyi, şeffaflığı esas alacağız” mesajı veren Karamollaoğlu’nun ardından Davutoğlu da ortak metinlerle mutabakat altına alınan adımlara atıfta bulundu. “Birinci vaadimiz özgürlük. İkinci vaadimiz adalet. Üçüncü vaadimiz hayat standardı” ifadesini kullandı. Siyasi ahlak yasasının çıkacağını bir kez daha hatırlattı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu “Alanda büyük bir değişimin ayak izlerini görüyorum. Dip dalga geliyor” dedi. Habertürk TV’ye konuşan Davutoğlu, Erdoğan’ın Sultanahmet Camii’ndeki sözlerini eleştirdi. Davutoğlu “Cumhurbaşkanı cami avlusunda yalan söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracakmışız. Mutabakat metninde bu var mı? Yok. Altı liderden birinin böyle bir ifadesi var mı? Yok. Camiyi siyasi mekan gibi kullanıp yalan söylerse bir dakika dersiniz. Camiyi bunun için kullanmayalım” ifadesini kullandı.

Davutoğlu, şunları söyledi:

“Alanda büyük bir değişimin ayak izlerini görüyorum. AK Parti’nin en güçlü olduğu yerlerde… Nurdağı’nda ben sormadım ama halk feryat etti. Halk değişim istiyor. Rotayı çizecek olan da Millet İttifakı. Dip dalga geliyor. Sultanahmet Camii’nde kullanılan bu dil dahi geri tepecektir. Halkın iradesine ipotek koyma çabası olarak geri tepecektir.”

“Kimlik konusunda 2 uç nokta var, karşıyım. Kimliği dominant kabul edip diğer kinlikleri reddeden. Milli birliğin tek kimlikle tanımlanacağını iddia eden yaklaşım. Öbür tarafta ise kimlikleri çatışmacı dil olarak gündeme getirmek. Kendi kimliği esas alıp diğer kimliklerle çatışmacı dil kullanmak. Olması gereken Kılıçdaroğlu ve benim dile getirdiğim husus. Benim kimliğim bu ve gocunmuyorum. Milli birliği ancak bu yolla, barış içinde yaşayarak sağlarız. Sayın Kılıçdaroğlu’nun verdiği mesaj takdire şayandı. Tarihi bir gerçeğe işaret etti sayın Kılıçdaroğlu. Benim de verdiğim iki mesaj var. Ben sünniyim, çoğunluğu temsil ediyorum ama 28 Şubat’ta ben de dışlandım. Ben de baskı gördüm. Mesele devlet aygıtını ele geçirenin diğerlerini ötekileştirme çabası. Bu mesajlarda ana şey sünni ve alevi kimliğini öne çıkarmak değil. Türkiye’de dışlanmış olmak kaderi bir etnik kimliğe ya da mezhebe ait değil.”

“Teşkilatımızda bazı arkadaşlar, sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığını, Cumhuriyet Halk Partisi ile olmamızı içine sindiremedi. Şimdi CHP listelerinde olanlar var. ‘Alanda devrim görüyoruz, kimse bize niye CHP listesindesiniz diye sormuyor artık’ diyor.”

“Erdoğan kazanırsa zaten MHP’nin ne kadar vekil aldığı önemli değil Bahçeli için. Nasıl olsa Erdoğan’ın üzerinde ipoteğini sürdürecek araçlar var. Bürokrasiye, yargıya hakim. Sinan Ateş olayı kapanacak diyor, Erdoğan açılacak diyemiyor. Ama ya kaybederse? ‘Zaten biz seçimlere ayrı girmiştik…’ Ama onun listesinde girmiş olsaydı, 18 Mayıs’ta AK Parti listelerindeki MHP’lilerin hepsi acaba MHP’ye dönecek miydi? Ayak oyunları kendi ayaklarına dolandı. Ben “MHP ile ittifak kurmayın” dedim, siyasetin doğasını bozacaksınız. “Büyük balık küçük balığı yutar Ahmet Bey” dedi. Ne oldu? AK Parti MHP’lileşti. MHP, AK Parti’nin yolsuzluklarını örten bir parti oldu. Bahçeli’yle Erdoğan’ın hesabı hep şuydu, bunlar bir araya gelip bizim karşımızda ittifak kuramaz. Altılı Masa’ya düşmanlıkları ondan.”
“Seçimi kazanırsak Mayıs’ta Cumhur İttifakı dağılır. Cumhur, iktidar ortaklığı üzerine kurulan bir ittifak. Kriz çıkar, hayatın doğası bu. Bu bir geçiş seçimidir. Yüzlerce sayfalık metin ürettik. Anketler son derece yanıltıcı. DEVA Partisi kendi ambleminde ısrar etti. 400 vekil çıkaracağız diyemem. Topluca isimler üzerine bir konuşma olmadı. Buradan kimse geri dönemez. Birinci vaadimiz özgürlük. İkinci vaadimiz adalet. Üçüncü vaadimiz hayat standardı. Gelir adaleti sağlayacağız. Vergi sistemini değiştireceğiz. İl bazlı İmar Yasası çıkacak. Siyasi Ahlak Yasası çıkacak.”