SEÇİMİN GALİBİ YOKSULLUK
31 Mart Seçimlerini çok iyi okumak gerektiğini düşünüyorum. Her siyasi parti payına düşen dersi almalı ve geleceğini buna göre şekillendirmelidir. AKP iktidara gelirken esasen 3’Y diye bir politikayla gündeme geldi. Bunlar; Yolsuzluk,yoksulluk,yasaklar. Ama bugün gelinen noktaya baktığımızda halkımızın mutlak yoksulluğa düştüğü,yolsuzlukların arttığı ve yasakların devam ettiğidir. AKP kendi burjuvazısını meydana getirdi. Zenginin daha fazla zengin olduğu ve ortaya çıkan zenginlikten işçi ve emekli sınıfı daha az pay aldığı bir düzen kurdular. Aynı zamanda bir işçi aristokrasisi(bürokrasisi) bu dönemde oluştu.
AKP zaman içerisinde o kadar güçlendi ki, istemediği kim olursa kapının önüne koydu. Bu dönemde bürokrasinin güçlendiğini görüyoruz. AKP’yi ayakta tutan bürokrasidir. Biliyorlar ki, AKP giderse nemaları kesilecektir.
Mutlak yoksulluğun sebeplerinden biri özelleştirmelerdir. Bugün elektrik ve doğal gazın pahalı olması aracı şirketlerdir. Siyasi iktidarsızlık bu anlamda dengelerin yerine tam oturmaması, ekonomiye darbe vurmaktadır. Dolaysıyla ülkemiz politik istikrarsızlık(adil ve adalet,hukukun üstünlüğü) sorununu çözmedikçe ekonomik koşullarını geliştirme imkânına sahip olamayacaktır. 22 yıldır yaşadıkları bütün olumsuzlukları sorgulamayan halkımız, muhakeme edemesinler diye azar azar dozlarda din ve milliyetçilik duygularını yandaş televizyon , gazeteler ve tarihi dizi filmlerle verdiler.
31 Mart yerel seçimlerinde bütün bu duyguların önüne tencere girdi. Asgari ücretin yaşam ücreti olduğu, emeklinin 2008 yılında emekli yasasında yapılan değişiklikle gasp edilen maaşları bardağı taşıyan sebeplerden sadece bir kaçı
Zenginleşen bürokratlar,ülkenin beton cennetine çevrilmesi, yabancılara satılan madenler,işçi ve maden kazaları,mülteci problemleri ve benzer bir çok sorun olmasına rağmen bu halk hep AKP’ye destek verdi. AKP’nın güçlü algı oluşturması,devlet gücünü kullanması, yandaş iş adamları ile Amerika ve İsrail’in desteğiyle bu güne kadar gelebildi.
Artık 31 Marttan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu durum aynı zamanda muhalefet içinde geçerlidir. İYİ Parti kurucusu Aytun Çıray, Kasım 2023 yılında katıldığı Flash TV’deki yayında;Meral Akşener’in Altılı Masa’yı tekmeleyip kalkmasının ardından “Ben devlete karşı son görevimi yaptım” dediğini ayrıca Çıray,”üstelik bu sözlerin edildiği toplantı gizli değildi” ifadelerini kullanmıştı.(17.11.2023 Barış Yarkadaş,TV100)
Altılı masaya seçim kaybettiren ve AKP’den ve MHP’den kaçan seçmenin muhalefete gitmesin diye kurulan İYİ parti de gerekli mesajı altı. UmuyorumCHP ile işbirliği yapan ve halka nedenlerini bir türlü anlatamadığı Saadet Partisi de gerekli dersleri alıp bir yol haritası belirleyecektir.
Ama ilerleyen zamanlarda İYİ Parti,Gelecek ve DEVA, AKP ile birlikte ittifak içine girebilirler. Başka türlü yaşamaları mümkün gözükmüyor. Bu seçimler başkanlık sisteminin iki partiye evrildiğinin de bir göstergesidir. Ülkemizde gerçek anlamda sol ve sağ partiler yerini konjonktür(dönemsel) partilerin alacağını düşünüyorum. Halkımız köklü dünya görüşüne dayanan, toplumla kültürel,dini,tarihsel bağlar kuran, toplumsal talepleri siyasi programa, siyasi projeye dönüştüren partilere destek vermiyor.
Halk yoksul bırakılacak hem de benim olacak anlayışı halkın promosyona alıştırılmasına neden olmuştur. Aday olduğum Ergene ilçesinde sahada çalışma yaparken, “bana ne vereceksin?” talebiyle karşılaştım. Geleceğini düşünmeyen sadece nemalanmaya çalışan bir güruh meydana gelmiştir. Bu 22 yılın siyasetinin bir sonucudur. Belediyeleri almak için korkunç para harcayan partilere sormak lazım: “Neden belediye bu kadar önemli?” Bu fakir halk sandığa gider, sandıktan bir zengin çıkar. 5 yıl sonunda bu zenginin daha çok zengin olduğuna tanık oluruz. Ama yine uyanmayız kafamızı kuma gömeriz. Velhasıl hep güçlünün yanında olup,asla haklıyı desteklemeyiz. Alışmış olduğumuz hayatlar ve günahlar var. Bunlardan asla vazgeçmeyiz.
Değişimden korkarız. Kahvehane köşelerinde memleketi kurtarıp dururuz. Allah hepimize akıl versin İnşallah. Aminn