Baskın Oran
Tamam. Hiç böyle şey yaşanmadı. Hiçbir ülke yaşamadı. Tamam.
Ama insanların tepesine bi yandan Corona ve fakirlik binerken, bi yandan da acayip Rejim baskısı biniyor ve tablo birdenbire Frankensteinlaşıyor.
Aklıma şu anda gelenleri telgraf çeker gibi (veya gençler anlasın diye, tvit atar gibi) kısa kısa örnekleyeyim, yanlarına da haberin tarihini yazayım. Ondan sonra da bu kadar şer’den hayr nasıl çıkacak, bu yazının başlığı niye okuduğunuz gibidir, onunla bitiririz.
***
Bu Rejim altında hiçbir şey şeffaf olmadığı için bilemiyoruz, sadece tahmin edebiliyoruz: Kimsenin geçmediği, dövizle geçme garantisi bahşedilmiş köprülere vesaireye harcandı bütün paralar. Dımdızlak kaldık.
(İzninizle bir parantez: ‘İyi ki Corona geldi’ diyecek kadar berbat bi hale geldik çünkü gelmeseydi, bi de geri dönüşü olamayacak belaya, Kanal İstanbul’a batacaktık.)
Böylesi bir durumda, daha maskeyi nasıl dağıtacağına karar verememiş ülkemizde koruyucu ekipman yokluğu yüzünden enfekte olan sağlık çalışanı sayısı sadece İstanbul’da 2.000’e ulaşmışken (21 Nisan), İngiltere’ye bakan onayıyla 84 ton koruyucu ekipman ihraç ediyoruz. Çünkü para nanay. Öyle ki, bankadaki şahsi dövizlere Rejim’in el koyacağı dedikoduları çıkmış vaziyette.
Öyle bi durum ki, bu ihracat işinde bile ekstra fiyasko var: Bugün (Salı), Oxford’da kalıp dönemeyen avukatım Oya Aydın’la konuştum, geçen Pazar günü gitmiş olması gereken ekipmanlar hakkında İngiliz yetkililer (geleneksel kibarlıkları icabı) “Hayal kırıklığına uğradık” diyorlarmış TV’de. Çünkü olayın haberi bizim gazetelerde çıkınca “en yukarısı” paniğe uğramış olmalı ki, gönderilmemiş.
Aynı konuda bir fiyasko daha lazımsa: İngiliz hükümeti bu gecikme üzerine 3 kargo uçağı yollamış, yükleme halen yok.
Durumlar böyleyken bakın Rejimimiz bize hastalığı ve fakirliği hissettirmemek için neler yapıyor:
***
Özellikle böyle durumlarda halka en kolay ulaşacak kamu makamı olan belediyeler:
- Fakir ailelere yardım için para topluyor, bu durum yasalara tamamen uygun olduğu halde hesapları derhal bloke ediliyor, belediye başkanları hakkında soruşturma açılıyor (1 Nisan). Oysa, 21 Nisan’da bir haber çıkıyor ki, Diyanet tam 35 ülkede bu amaçla bağış toplamaktadır!
- Aşevlerini fayrap çalıştırarak fakirlere bedava sıcak yemek dağıtıyor, Rejim derhal durduruyor ve aşevlerinin hesaplarını da bloke ediyor (9 Nisan)
- Halk Ekmek Fabrikalarından bedava ekmek dağıtıyor, İçişleri Bakanlığı derhal el koyuyor ve yasaklıyor (18 Nisan). AKP, CHP’li belediyelerin ekmek dağıtmasını “Paralel yapı” olarak niteliyor. Oysa AKP’li belediyeler, AKP logolu yardım paketleri dağıtmakta (20 Nisan).
- Sahra hastanesi açıyor. Rejim derhal soruşturma açıyor ve derhal mühürlüyor (18 Nisan). Bu arada Rejim, son altı ay içinde sadece Ankara’da 6 tane tam teşekküllü hastaneyi kapatmış vaziyette.
***
Herhalde bunlar kamuoyunun dikkatini çekmesin diye, ne kadar muhalif varsa hallediyor Rejim:
- 3,5 yıldır Edirne Cezaevinde yatırılan Diyarbakırlı Selahattin Demirtaş’a bu sefer de 8 yıl önceki bir konuşmasından yeni dava açıyor (21 Nisan). “Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış” derler ya, o hikaye.
- Fahrettin Altun’un evinin yanındaki araziyi Vakıflar’dan aylığı 258 (ikiyüzellisekiz) TL’ye on yıllığına kiralaması olayına ilişkin haberlere, Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergahında arazi aldığına ilişkin haberlere, Independent Türkçe sitesine erişim yasağı getiriliyor.
- İBB’nin Başakşehir hastanesine metro ve karayolu yapımını engellediği haberleri üzerine açıklama yapıldı: Metro inşaatının 2017, karayolu inşaatının da 2018’de, yani CHP’li E. İmamoğlu’nun Haziran 2019’da göreve başlamasından önce AKP’li yönetim tarafından durdurulduğu ortaya çıktı (28 Mart).
- Hepsinden önemlisi, bir “infaz yasası” çıkarılıyor ve mafya liderleri başta olmak üzere cezaevlerinden 90.000 kişi tahliye ediliyor, “suç”u yazı yazmak ve haber vermek olan gazeteciler ve görevi muhalefet yapmak olan siyasetçiler içeride kalıyor.
***
23 Nisan Perşembe günü yine sokağa çıkma yasağı başladığı için Agos yazıyı bugün istiyor, hemen bitirip yollamam lazım, daha sürüyle yazılacak “şey” olduğu halde.
Başlık’la bitirelim:
Böyle bir Rejim’e muhalefet ne gerekir. Böyle bir Rejim kendi kendine yeter.
Yetiyor. Büyük şer’den büyük hayr çıkıyor.
Üç vakte kadar.
Not: Kolonyaya yüzde 25 ek gümrük vergisi kondu; unutmuşum (21 Nisan).