Son Terör; Taksim - Beşiktaş !
SON TERÖR : TAKSİM – BEŞİKTAŞ !
Abdulmecit YILDIZ
MEDİNEHABER.COM ; Milletin canı bir kez daha yandı, 10.12.2016 Cumartesi. OHAL yürürlükte ve güvenlik tedbirleri en üst seviyede iken.. En zor girilmesi gereken yerde, İstanbul’un göbeğinde katliam.. Beşiktaş – Bursa maçından sonra toplu katliam yapabilecek olan katiller neden seyirci çıkarken saldırmadı da bekleyip sadece polise saldırdı? Bu iyice araştırılmalı. Zira çok büyük bir güvenlik açığı var. Bunun bulunması için çalışanlar, Beşiktaş’ın seçilmesinin sebebini asla göz ardı etmemelidir. Beşiktaş Gezi olaylarından beri bünyesinde birçok haini barındıran komünist ve vatan haini grupların yuvalandığı bir yerdir. Elbette kimseyi suçlamak niyetinde değiliz, lakin sabıkalıların her vakada sorgulanması adli bir gelenektir. Evet burada olay mahalli hakkındaki fikirlerimizi daha açmadan esas meseleye gelelim..
İSTİHBARAT ZAAFİYETİ VAR
400 kg. patlayıcı yüklü bir araç şehir içinde yaklaşık 100 km. yol turladıktan sonra Mecidiyeköy tarafından olay yerine varıyor ve hiçbir kontrole yakalanmadan vakayı gerçekleştiriyor. Demek ki organize edenler ve failler çok ciddi manada korunmuşlar. Burada istihbarat örgütlerinin ihmali söz konusu olamaz. Olsa olsa istihbaratın içerisinde gizlenmiş hainler hala bulunamamış demektir ve bu durum gelecek için de endişe vericidir. Hemen akla FETÖ gelmektedir elbette. Bu örgüt devletten tamamıyla temizlenemez. Şu anda uykuya ve yer altına çekilmeye başlamıştır ancak zaman zaman hayati tehlikelere imza atmaları göz ardı edilmemelidir. FETÖ temizlenirken adaletsizlik yapılmaması adına bazı yöneticilerin merhamet göstermeleri veya kayırmaları işte böylesi belalara sebep olmaktadır. Devlet adil olmalıdır ancak evvela kendi insanının emniyetini sağlamak zorundadır. Bu durumda bazen kurunun yanında yaş da yanacaktır. Küçük ihmaller büyük belalar getirir. Ülke çapında yapılmakta olan temizliğin İktidar partisi içinde ve özellikle yerel yönetimlerde yapılmadığı takdirde çok hain rahatlıkla kendini gizleyecektir. Bu
durumun ilerisi için doğuracağı en büyük tehlike ise yer altına çekilen bu hainlerin değir cemaat ve gruplara sızarak onları ele geçirmesi durumudur.
HÜKÜMETİN OHAL UYGULAMASINDAKİ ESNEKLİK
OHAL kapsamında emniyet güçlerinin çalışmaları batı ülkelerinin aksine fazla mülayim ilerlemektedir. Yıllardan beri şehir meydanlarında, kurumlarda, Üniversitelerde, köylerde ve dağlarda olmadık eylemler yapanlar devamlı görüntüye kaydedilirdi. Nerede bu görüntüler. Neden o militanlar evlerinde basılıp toplanmıyor. Hala utanmadan ve korkmadan eylem yapabiliyorlar. En son İstanbul’da yaptıkları, bütün sol ve komünist, PKK; FETÖ, CHP, HDP ve diğer vatan hainlerinin katıldığı eyleme nasıl izin verildi ve neden önlenmedi. Bu tür gösteriler onların cesaretini arttırmaktadır ve arkasından da ses getiren bu eylemleri gerçekleştirmektedirler. Polis ve askere VUR EMRİ verilmişse neden hiç uygulamasını göremiyoruz. Vatan ve Millet söz konusu iken teferruatla uğraşıp ülkeyi hainlerin merhametine mi terk edeceğiz yoksa. Artık Ülke çapında bütün adresler basılmalı ve silah kullanılmalıdır. Paris’in, Londra’nın, Waşington’un ortasında polis basit bir suçluyu vururken bizim polisimiz OHAL durumunda hala bombalı ve silahlı katilleri teslim olmaya ikna etmeye çalışıyor. Nedir bu? Kimden korkuluyor ve kime hesap vermekten çekiniliyor? Allah’tan başka kimseden korkmadan bu işlerin üzerine gidilmelidir, yoksa vatan gidecek.
TSK İMHA HAREKATI YAPMALI
PKK artık can çekişiyor ancak kümelendikleri bazı yerler hala diri durmaktadır. Gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışındaki belirlenmiş yerler artık herkes tarafından bilinmektedir. Özellikle yıllardan beri üs haline gelmiş olan Kandil ve çevresi TSK tarafından tamamen imha edilmelidir. Ancak bu ihtimali göz önünde bulunduran hainler alternatif mekanları çoktan oluşturmuşlar ve yenilerini de elde etmeye çalışmaktadırlar. Suriye’de ve Irak’ta yeni üsler peşindeler. Buralar istihbaratımız tarafından zaten bilinmektedir. TSK bir an evvel bu imha harekatını bitirmelidir.
Yurt içinde kümelendikleri bazı il ve ilçelerde ve arazilerde de yerleri istihbarat tarafından bilinmektedir. Buralardaki operasyonlara artık son verilip toptan imhaları cihetine gidilmelidir. Uzaktan ve havadan yapılacak harekatlarla hiçbir vatan evladı zarar görmeden bu bataklıklar yok edilmelidir. Hükümet ve Meclis gereken her türlü desteği vererek hızla hareket edilmelidir.
YARGI PASİF DAVRANMAKTADIR
Emniyet güçleri ve Ordumuzun yapması gerekenlerle bu hainlerin bitirilmesi elbette mümkün değildir. Birçok yönden çalışma yapılmalıdır. En başta Yargı erkinin harekete geçmesi gerekir. Savcılar gece gündüz demeden ve kimsenin konumuna ve durumuna bakmadan en ufak belirtileri değerlendirerek baskınla yapmalı ve hainlerin izlerini takipte öncülük yapmalıdır. Yargılamalarda ise çok hızlı kararlar alıp en ağır cezaları vermeli.
Fakat maalesef, son yargı karalarından anlaşıldığına göre hala kriptolar ve vatan hainlerinin yargıyı içinde veya yargıyı dışardan etkilemeye devam etmektedirler.
ÇARE VE ÇÖZÜM NEREDEN GEÇER?
Hain örgütlerin zararını asgariye indirebilmek için evvela onların finans kaynaklarını kurutmak gerekir. Finans bulamayan ve silah bulamayan kanlı eylem yapamaz ve adam kazanamaz. Milletimiz çok iyi biliyor ki bu destekler özellikle yurt dışından gelmektedir. Bu mesele bir tarihi hesaplaşma meselesidir. Osmanlıyı yıkanlar son bir hamle ile milletimizi ortadan kaldırmanın hesabını yapmaktadır. Tarihi iyi bilmeyen milletler tarihi çöplüğünde kaybolmaya mahkûmdurlar. Bu acı gerçek karşısında artık uyanmak durumundayız. Yahudi 2000 yıl sonra vâd edilmiş
topraklara dönebildiyse, bu tarihe olan bağlılıktandır. Tarih bilgisi milletleri canlı tutar, düşmanına karşı daima hazır durur. Ancak son cumhuriyet döneminde maalesef tarihimizden ve inançlarımızdan koparıldık. Gençlik tarih şuurundan yosun olarak yetişmektedir. Bin yıllık hesaplarla bize düşman olan ve devamlı tuzak kuranları dost bilen ve onların yolundan giden bir gençlikle bu millet ne kadar ayakta kalabilir? Tarihten gelen bu düşmanlıklar neticesinde en başta İsrail, yani Yahudi ve tüm Avrupa ve diğer dünya ülkeleri bizi yok etmenin hesabı içindeler. Zira biz güçlenip ayağa kalkarsak muhtemel bir İslam birliğinin kurulmasından ve dünyaya hakim olmasından korkmaktadırlar. Şu eylemlere ve katliamlara bıkınız. Her eylemden sonra bu dost görünümlü ülkeler adeta seviniyor ve ardından katillere adil davranmamız hususunda uyarılar yayınlıyorlar. Türkiye’de patlayan her bombanın arkasında bu ülkeler vardır. Son vakada batılı TV’lerin olay yerini en iyi görecek yerden anında canlı yayın yapmaları en büyük delil değil midir: işte bu durumda yayın yasağı kapsamında neden savcılar bunları gözaltına almadı hala? Cumhurbaşkanımız bu ülkelerin terör seviciliğini eleştirmekte ve onların da bir gün başına geleceğini söylemektedir. Bence bizde meydana gelen her olayın ardından anında onların başkentlerinde de patlamalar olmalı. Onların da canları yanmalı ve halklarına hesap vermeliler. Dış düşmanlara anladıkları dilden konuşmak ancak böyle olur. Çünkü onlar bunu ülkemize ve bütün İslam ülkelerinde yapıyorlar.
İçeride ise ciddi tedbirler alınmalı. Bunların başında Osmanlıyı yıkan ve yerine Kriptoların yönetiminde kalıp kolayca yıkılabileceğini zannettikleri bir devlet kuran, işbirlikçi vatan hainlerinin yargılanması gelmektedir. Yani kendi tarihimizle hesaplaşmalı ve karanlıklar aydınlanmalı. Buralardaki tüm ihanetler ortaya çıkarılıp yargılanmalıdır. Bu ihanet harekâtının merkezi CHP dir. CHP yargılanıp ortadan kaldırılmadıkça ülke huzura kavuşmayacaktır. Yalnız CHP mi? Elbette hayır.. Ülkenin servetiyle oynayan kapitalist gizli Yahudiler, TÜSİAD, BAROLAR, SENDİKALAR, ODALAR, MASON DERNEKLERİ ve tüm yabancı misyoner kuruluşları ki başta yakında çok canımızı yakan FETÖ benzeri okullar, yakın tarihte yapılmış olan ülke aleyhindeki tüm uluslararası anlaşmalar ve bunları imzalayanlar elden geçirilip yargılanmalıdır. Tarihimizi, dilimizi, kültürümüzü ters çevirmiş olan kurumlar kapatılmalı. En kısa zamanda AYASOFYA açılmalı ve Cumhurbaşkanı tarafından Cuma namazı kıldırılmalı. Taksimde yıkılmış olan eserler hemen yapılmalı ve büyük bir Cami ile tamamlanmalı.
Son olarak tekrarlıyorum: Polisimiz ve askerimiz artık vurmalı ve eylemlerdeki vakalardan dolayı yargılanmamalı. Allah bu ümmeti korusun ve yüceltsin.
Vesselamu Âlâ men ittebeğel Hüda..
ABDÜLMECİD YILDIZ