GÜNCEL

SP Lideri Karamollaoğlu: AK Parti İktidarında Okula Başlayanlar Bugün 'Diplomalı İşsiz'

Düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, ekonomideki eşitsizliklerin eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirdiğine dikkat çekerek "Bugün övgüyle getirilenler, yarın yergilerin odağı haline geliyor. Ekonomide de durum böyle, eğitimde de. Cumhuriyetimizin 100., Ak Parti iktidarının ise 22. Yılında; hâlâ kalıcı bir eğitim sistemimiz ve politikamız yok" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Öncelikle Fas’ta meydana gelen deprem ve Libya’da meydana gelen sel ve fırtına felaketinde hayatını kaybedenlere baş sağlığı dileyen Karamollaoğlu, "Sudan’daki hava saldırısında hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Başta İslam alemi olmak üzere, tüm dünyaya afetzedelere el uzatmaları için çağrıda bulunuyorum. Büyük acılar var, büyük kayıplar var; el birliğiyle bu yaraların hızla sarılması gerekiyor" şeklinde konuştu.

12 EYLÜL’ÜN ÜZERİNDEN 43 YIL GEÇTİ

12 Eylül Darbesi'nin üzerinden 43 yıl geçtiğini fakat izlerinin hala görünür olduğunu dile getiren Karamollaoğlu, "Siyasi tarihimizin en kara lekelerinden, aşılamayan travmalarımızdan biri olan 12 Eylül ve ardından yaşanan sürecin derin izleri bugün hâlâ siyasi ve sosyal hayatımızda görünür durumda. Ne yazık ki, 600 binden fazla insanın gözaltına alındığı, binlercesinin yıllarca hapis hayatı yaşadığı, dahası işkence gördüğü, gencecik insanların idam edildiği, 1 milyondan fazla vatandaşımızın fişlendiği bir dönemden bahsediyoruz. Aradan 43 yıl geçti, bugün hâlâ bu acı tecrübelerden ders çıkarmayanların olduğunu görüyoruz" diye konuştu.

Kutuplaşma ve kamplaşmadan siyasi siyasi kazanç elde edildiği vurgusu yapan Karamollaoğlu, "Ne zaman ülkemizde iktidarlar kendilerinden farklı düşünenleri fişlemekten, farklı fikirlerini beyan edenleri damgalamaktan vazgeçecekler? Dünün mağdurlarının, bugünün zalimleri olduğu bu kısır döngüden ülkemizi ne zaman kurtaracağız? Aslında ülkemizi, vesayetin üniformalısından, cübbelisinden, takım elbiselisinden, forslusundan, hiç ama hiç fark etmez, her türlüsünden kurtarmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

'2A-2E: AHLAK, ADALET, EĞİTİM VE EKONOMİ'

Yeni eğitim öğretim yılının açılmasıyla eğitim sisteminde yapılan değişikliklere değinen Karamollaoğlu, "Hemen şunu ifade edeyim ki; her ne yapacaksak eğitimle yapacağız. Her ne adım atacak olursak olalım önce eğitimle başlayacağız. Zira eğitim açığı, başka hiçbir şey ile ikame edilemez. Tabiri caizse, 2A ve 2E birbirlerinden bağımsız düşünülemez! Nedir bunlar? Ahlak ve Adalet, Eğitim ve Ekonomi! Ahlak açığının olduğu bir yerde adalet açığı kaçınılmazdır. Adalet açığının olduğu bir yerde de eğitim açığı mutlaka vardır. Ve tüm bunların sonucunda ekonomide açıklar, yani kötü ekonomi ise sürpriz bir sonuç olmayacaktır" şeklinde konuştu.

'AK PARTİ İKTİDARININ 22. YILINDA HÂLÂ KALICI BİR EĞİTİM SİSTEMİMİZ YOK'

Eğitimde en temelde sistem sorunu ve istikrar eksikliği yaşandığını söyleyen Karamollaoğlu, şunları kaydetti: "Her gelen bakana, müsteşara, hatta genel müdürlere göre sınav adları, sistemi, müfredat ve kurallar sürekli değişiyor. Bugün övgüyle getirilenler, yarın yergilerin odağı haline geliyor. Ekonomide de durum böyle, eğitimde de. Zira her ikisinde de her şey sürekli değişiyor gibi görünse de; aslında zihniyet hiç değişmiyor. Deneme-yanılma yöntemiyle yol alınmaya çalışılıyor. Ancak deneme tahtası olarak kullandıkları; geleceğimizin teminatı gençlerimiz! Cumhuriyetimizin 100., Ak Parti iktidarının ise 22. Yılında; hâlâ kalıcı bir eğitim sistemimiz ve politikamız yok maalesef."

'DERS ZİLİ İLE BİRLİKTE ALARM ZİLLERİ DE ÇALIYOR'

"2023 Türkiye'sinde ders zili çalarken; aslında insanımız, ailelerimiz için de alarm zilleri çalmaktadır" diyen Karamollaoğlu, şöyle devam etti, " Zira eğitim-öğretim yılı hayat şartlarının çok zorlaştığı, alım gücünün oldukça düştüğü, eğitim-öğretim masraflarının kat be kat arttığı bir zeminde, hali hazırda var olan birçok sorunun gölgesinde başladı.

Sendikaların yaptığı bir araştırmaya göre;

-Okul öncesinde geçtiğimiz yıl eğitime başlama maliyeti 7 bin 626 TL iken, bu yıl 17 bin 234 TL’ye,

-İlkokulda ise geçtiğimiz yıl okula başlama maliyeti 12 bin 500 TL iken, bu yıl 28 bin 295 TL'ye yükselmiş.

-Sadece kırtasiye ürünlerindeki artış oranı da %92 ile %318 oranları arasında değişim gösteriyor.

Okula başlamanın maliyetiyle de bitmiyor üstelik. Okulda karnını doyurmak isteyen evlatlarımız kantin fiyatlarıyla da baş etmek zorunda.

-Hesaplamalara göre; içinde bir meyve, basit bir sandviç ve sütün yer aldığı menülerde haftalık maliyet yaklaşık 200 Liraya, aylık da 800 Liraya ulaşıyor."

'EKONOMİDEKİ EŞİTSİZLİKLER, EĞİTİMDEKİ EŞİTSİZLİKLERİ DAHA DA DERİNLEŞTİRİYOR'

Eğitim maliyetlerinin arttığını ve eşitsizliklerin derinleştiğini belirten Karamollaoğlu, "Babasının hafta başında verdiği 100 liranın iki gün bile yetmediği öğrencilerimiz, iktidarın diline pelesenk ettiği “yüzyıla” nasıl hazırlanacaklar? Özetle ekonomideki eşitsizlikler, eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirmektedir. Tabi, yaşanılan problemler sadece bununla da sınırlı değil. Daha 2018 yılında eğitim sisteminin tüm sorunlarının çözümü olarak ortaya konulan 2023 Eğitim Vizyonu belgesindeki hedeflerin, neredeyse hiçbirine 2023 yılının sonuna gelindiği halde ulaşılamamıştır. Eğitimde büyük bir belirsizlik ve güvensizlik krizi yaşanmaktadır. Ne öğrencilerimiz ne öğretmenlerimiz ne de velilerimiz bu gidişattan memnun değil. Ak Parti iktidara geldiğinde hayata gözlerini yeni açan evlatlarımız bugün üniversiteli, o zaman ilkokula başlayan evlatlarımızın bir çoğu ise bugün “diplomalı işsiz” ne yazık ki" ifadelerini kullandı.

Eğitimde niteliğin göz ardı edilerek sadece niceliğe odaklanıldığını söyleyen Karamollaoğlu, eğitimdeki problemlerimizi şöyle sıraladı:

"-Kalıcı bir “Milli Eğitim Politikası” ve Kararlılık Eksikliği,

-“Sınav için Eğitim” Anlayışı,

-Eşitsizlik Sorunu,

-Eğitimden İstihdama Geçişin İşlevsizliği,

-Öğretmenlik Mesleğinin Değer Kaybı ve Çalışma Koşullarındaki Adaletsizlikler

-Niteliksiz Üniversiteler."

'EĞİTİMDE KALİTE VE İSTİKRAR SAĞLANMADAN OLMAZ!'

Kişilere veya siyasi çıkarlara dayalı olmayan, uzun vadeli hedefleri ve vizyonu olan bir milli eğitim programının hayata geçirilmesi gerektiğini dile getiren Karamollaoğlu, "Sınav odaklı değil, yaşam becerilerine odaklı eğitim anlayışı benimsenmelidir. Eğitim sistemi, sınavları sadece bir ölçme aracı olarak görmeli; eğitim-öğretimin merkezine yerleştirilmemelidir. Öğrencilere ahlaki ve manevi değerlerimiz, eleştirel düşünme, problem çözme ve iletişim becerileri kazandırılmalıdır. Bu çerçevede, okul önlerinde artış gösteren uyuşturucu ticareti ile daha ciddi mücadele edilmelidir" diye konuştu.

Eğitimdeki eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini söyleyen Karamollaoğlu, "Özellikle köy, belde ve ilçelerimizdeki okulların fiziki altyapıları iyileştirilmeli ve teknolojik imkanlara kavuşturulmalıdır. Ayrıca, ekonomik olarak dezavantajlı ailelere yönelik burs ve destek programları genişletilmeli ve öğrencilerin temel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Eğitim ve istihdam bir bütün olarak ele alınmalıdır. Meslek okullarının ve uygulamalı eğitim programlarının yaygınlaştırılması, öğrencilere hem teorik bilgi hem de pratik beceriler kazandırmak için önemlidir" dedi.

'NİTELİKLİ EĞİTİMİN TEMİNATI NİTELİKLİ ÖĞRETMENLERDİR'

Nitelikli eğitimin teminatının nitelikli öğretmenler olduğuna dikkat çeken Karamollauğlu, şunları söyledi: "Öğretmen yetiştirme süreçlerinin kalitesi artırılmalı, öğretmenler arasındaki ücret adaletsizlikleri de giderilmelidir. Ayrıca öğretmenlerin barınma ve ulaşım sorunlarına çözüm bulunmalı; kira ve ulaşım desteği sağlanmalıdır. Yükseköğrenime gelince; üniversitelerin yeniden bilimsel özgürlüğün merkezi haline gelmesi için öncelikle siyasi müdahaleler sınırlandırılmalı ve özerklikleri sağlanmalıdır. Bazı üniversiteler hâlâ öğrencisiz iken, yeni üniversite açılmasından vazgeçilmeli; hatta bazı üniversiteler birleştirilmelidir."

Kaynak: Karar