15 Mart 2011 yılında başlayan Suriye’de ki iç savaş maalesef ülke insanını zorunlu göçe zorladı.
Bunun neticesinde ise 400 mülteci Suriyeli vatandaş Hatay sınır kapımıza kadar dayandı.
Aradan geçen 10 yılın ardından ise bu rakam 3 milyon 684 bin 412 kişiye kadar çıktı.
Her ne kadar mazlumların yanında olan bir ülke olsak da bunun bir sorun olduğu alenen ortada.
Bu bağlamda da sınır dışı operasyonlar yapılarak hem gelmekte olan göçü durdurmak, hem de içerdeki göçmenleri vatanlarına geri gönderme politikası izlendi.
Her ne kadar sonuç alındıysa da içerdeki göçmen nüfus yoğunluğu istenilen düzeye gelmedi.
O kadar aidiyet ruhuna kapılmışlar ki sorsanız birçoğunun ortak düşüncesi ülkemizde mutlu oldukları.
Birçoğu ise kendilerine Avrupa kapılarının açılmasını beklemekte.
Yunanistan ile yaşadığımız krizlerden biride bununla alakalıydı.
Yunanistan üzerinden Avrupa ya açılmak isteyenlerin verdiği yaşam savaşını günlerce hepimiz izledik.
Batılı ülkelerin Yunanistan’a kurduğu baskı yüzünden, Yunan hükümeti kapılarına dayanan mültecileri silah zoruyla ülkelerine bile almadı.
Yine ülke olarak kurduğumuz kamp alanları ile bu soruna çözüm üretmekte geç kalmadık.
Parasıyla Mülteci Bakın, Bakış Açısı Yanlış
Almanya Başbakanı Merkel’in yaptığı açıklamayı asla yerinde bulmuyorum.
Mülteci konusunda Türkiye’ye mali desteğin devam ettirilmesinin altını çizen Merkel, Avrupa ülkeleri olarak ne kadar da mültecilerden korktuklarını dillendirmiş oldu.
Parayla bu sorunun bütün yükünü Türkler çeksin anlayışının bir başka kaba anlatımı.
Sizin vatandaşlarınız rahat yaşasın diye benim vatandaşım her türlü riskli hayata göz yummamalı.
Devletimiz bu konuda hamleler yapsa da ülkede ki varlıkları ekonomik sisteme de zarar vermekte. Nereye baksanız daha ucuza çalışan bir Suriyeli vatandaşı görmeniz mümkün.
Asla ırkçılık yapmak için belirtmiyorum ama bizim ülkenin de ekonomik durumu ortada.
Ben zor durumda kalmış her insanın başımızın üzerinde yeri oluğunu düşünüyorum.
Ama misafirlikte bir yere kadar.
O yüzden bu uzun süren misafirliğin artık ya geri dönüşe çevrilmesi ya da Avrupa kapılarının açılarak bu yükü Avrupa ya devredilmesinin vakti geldi sanırım.
Sayın Merkel;
Parayla bakın diyorsunuz ama biz verelim parayı da, siz kendi ülkenizde bakın kolaysa üç beş ay…
Hatay Belediye Başkanından Durumu Özetler Açıklama
Belediye başkanı yaptığı açıklama ile ülkede ki Suriyelilerin yarattığı sıkıntıyı gözler önüne serdi.
Açıklamasında ‘’ Bazı ilçelerimizde o kadar çok Suriyeli yoğunluğu var ki Belediye seçimlerinde kendi içlerinden aday çıksa direk seçilir.’’
Durumu çok güzel özetler bir açıklama.
Ama biz ne kadarını anlayabiliyoruz işte sorun orda belki de.
Aslında bizlerin korktuğu en büyük tehlike de bölünen iç karışıklık yaşayan ülkelerin, ortak özelliklerinde birden çok millete yurt olmaları.
Bizde de bu sorunun bir meseleye dönüşmeden çok yakın bir zamanda ortadan kaldırılması gerekiyor.
Batı ülkelerin para yardımlarıyla bakılmaları mümkün olsa da riske girmenin de çok anlamlı durduğunu düşünmüyorum.
Kendi iç kapasitemizi yormanın bir mantığı yok.
Zaten bu şartlarda Suriye de normal yaşamın olacağı da pek mümkün görünmüyor…
Yasin Aktay’dan Çok Konuşulacak Sözler
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Yasin Aktay Suriyeliler için söyledikleri akla mantığa sığmaz buldum.
Açıklamasında ‘’ Bazı yerlerden Suriyeliler giderse ekonomi çöker’’ dedi.
Bu bazı yerler neresi konusunda takılıp kaldım şuan.
Ekonominin bel kemiğimi anlatmak istedikleriniz acaba?
Bizim vatandaşlarımızın elinden gelmeyen noktalar mı?
Diye sormadan edemiyorum.
Bu işin partiler arası mesele olarak ele alınmasını da doğru bulmuyorum.
Bu tip garip bulduğum açıklamaları da şaşkınlıkla seyrediyorum.
Umarım Merkel’in mali desteğinden bahsetmiyorsunuz…