Tarih Penceresinden Uygurlar

Günümüz dünyasında hiç kapanmayan bir yaramız haline gelen ve eli kolu bağlı seyrettiğimiz soydaşlarımız, dindaşlarımız olan mazlum Uygur halkından, bu halkın tarihinden ve bir zamanlar Çin Devletini nasıl dize getirdiğinden bahsetmek istiyorum. Her ne kadar dertlerine deva olamasakta kardeşlerimizi unutmamış oluruz.

  Uygur adı Çin kaynaklarında: Huei-ho, Wei-ho, Huei-hu, Wei-wu-er gibi şekillerde geçmektedir. Uygur adının anlamı ve etimolojisi hakkında çeşitli görüşler vardır. Bunlara göre, Uygur'un manasının “şahin gibi hızla hücum eden”, “orman halkı”, “çukur” anlamlarında olduğu söylenmiştir. Kâşgarlı Mahmud’da ise, “kendi kendine yeter” manasında kullanıldığı kaydedilmiştir.

  Uygur tarihi Orta Asya tarihinin en önemli birkaç devresinden biridir. Orta Asya Türk tarihinin eski devrinde, bozkır coğrafyasında bozkır kültürüyle kurulan üçüncü devlet Uygur Kaganlığı’dır. 

   Uygurlar 744-840 seneleri arasında ilk parlak dönemlerini, Ötüken ve çevresinde yaşamışlar, 840’ta zayıfladıktan sonra bir kısmı batıya göçmüş, diğer kısım Uygurlar da Kan-chou bölgesine inerek bugün Doğu Türkistan diye bilinen coğrafyada varlıklarını günümüze kadar yaşatmayı başarmışlardır.

     Uygurların soyları Hunlara dayanır. Hun ve Göktürklerin mirasçısı olan Uygurlar ile ilgili akademik çalışmalar yapan ilk ilim adamı, Japon bilgini Haneda Toru olmuştur. 

   Uygurlar VIII. asrın ortalarında Göktürkler’den sonra bağımsızlıklarını kazanıp kendi devletlerini kurdular. Bu Kaganlık yaklaşık yüz yıl devam ettikten sonra, Kırgızlar tarafından yıkılınca ikiye ayrılan Uygurların bir kısmı Kansu-Ordos bölgesine, diğer bir kısmı ise Beşbalık bölgesine geldiler. 

    Dokuz aileden oluşan Uygurlar, 744’te Basmil ve Karluklarla beraber Göktürk iktidarını yıkarak bağımsızlıklarını kazanmış ve kendi bağımsız devletlerini kurmuşlardır. Devletin kurucusu Kutlug Bilge Kagan’dır. Başkentleri ise Ordubalık şehridir. 

    P’u-sa önderliğinde Uygurlar 627 yılında yüz bin kişilik Göktürk ordusunu yenmeleriyle şöhretleri artmıştır. Bu galibiyet Uygur ve Töles boylarına büyük itibar kazandırmıştır. Bu zaferden sonra P’u-sa, Alp İlteber unvanını aldı. 

    Uygurların başına ilk geçen kişi Kutlug Bilge Kül Kagan olmuştur. Kutlug Bilge Kül Kagan 747 yılında ölünce yerine oğlu Moyen-çor geçti. Moyen-çor zamanında Uygurlar çok güçlüydü ve Çin’e tepeden bakıyorlardı. Hatta Moyen-çor, bu sebeple de kendisini ziyaret eden Çin elçisini sedirde oturarak kabul etti.

    Moyen-çor Yazıtı (Şine-usu Yazıtı) geçen şu satırlar Moyen-çor’un Çinlilere üstünlük kurduğunun bir başka delilidir: 
    
    “Ulusun zorluklardan kurtuluşu Kagan’ın çabasıyladır. Onun yaptıkları bütün ülkede hiç unutulamaz. Uygur Kagan’ı çok zeki ve çok kibar bir adamdır. Onun sözü gerçektir. Onun kabiliyeti on binlerce kişinin en iyisidir. O, bütün Kaganların başkanıdır. Çin’de isyanlar çıktığı zaman İmparator’un kardeşi ile savaşa gidip, bütün isyanları bastırmıştı. İki ay içinde iki başkenti de zapt etti. Onun yaptığı iyilikler güneş ve ay gibi insanın yüreğinde parlıyor. Ona yalnız şimdi değil, her sene 20.000 top ipekli kumaş vereceğim. Kagan elçilerini Shou-fan’a göndererek bunları alacak” (Yıllık vergi).

     Moyen-çor Kagan siyasi başarılarının yanı sıra, edebi yönüyle de ön plana çıkmaktadır. Kendisi Göktürk alfabesi ile yazılı bir yazıt bırakmıştır Şine-Usu Nehri dolaylarında bulunan bu yazıt, Uygurlar hakkında çok önemli ve değerli bilgiler vermektedir. 759 senesinde Moyen-çor Kagan ölünce yerine küçük oğlu Bögü Kagan geçti.

    Moyen- Çor Kagan dönemi Uygurlar için  altın çağ diye anılacak bir dönemdir. Çünkü bu Kaganın devletin başında bulunduğu on iki yıllık zaman diliminde; devlet büyümüş ve etrafındaki boy ve devletlere üstünlüklerini kabul ettirmiş, ayrıca devlet teşkilatlanmasını da tamamlamıştır.Kısa sürede bu kadar büyük gelişmelerin aynısını İslamiyet’i kabul ettikten sonra Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alp Arslan ve Osmanlı Devleti Sultanı Yavuz Sultan Selim devrinde de görüyoruz. O hükümdarlar da hüküm sürdükleri yıllarda devletin temel sorunlarını çözmüş, seleflerinin daha rahat biçimde hüküm sürmelerine imkan sağlamışlardır.

     Moyen-Çor siyasi başarısı, edebiyatı, askeri dehası, cesareti, Milletine bağlılığı kısa sürede Milletini civar devletlere baş yapması ile bilinen bir Kagan. Kaganlık süre boyunca Devletin sorunları ile oturup kalkmış kısa sürede büyük işlere imza atmış bir kumandandır.

    Bu hafta Uygurların kahraman kumandanı Kagan Moyen-Çor 'da sonlandırayım yazımı kaldığımız yerden diğer yazıda devam ederiz İnşaAllah. Her ne kadar birey olarak gücümüz uğradıkları zulme dur demeye yetmese de duamıza almayı unutup vefasızlık yapmayalım soydaşlarımız Uygur halkına...