Taşın Bedeli

Taşın Bedeli

Millet ittifakı Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 7 Mayıs Pazar günü Erzurum’da yapılan miting esnasında atılan taşın amacı olsa olsa kargaşa çıkartmak olduğunu düşünüyorum. Ben inanıyorum ki atılan bu taşın bedeli sandıkta karşılık bulacaktır. Ayrıca hukuk gereğini yapacak kanaatini de henüz kaybetmiş değilim. 

Ülkemiz hukuk devleti, İBB Ekrem İmamoğlu'nun 07.05.2023 tarihinde Erzurum’da düzenlediği Millet İttifakı mitingi için belirlenen meydana belediye otobüsleri doldurulması, mitingi engellemeye çalışılmasının sandıkta ters tepeceğini anlayamayan zihniyetle yeniden yola çıkmak mümkün değildir. Bütün bu yapılanlar ülkemizin kalkınması için değil, koltuklarını kaybetme korkusundan olsa gerek. Bize ülkesine ve vatandaşına hizmet edecek siyasiler lazım. Halkı birbirine düşürecek siyasetçiyi hiç kimse istemez. Çünkü bu halk 12 Eylül öncesi bunun sıkıntılarını yaşamış ve bedelini ödemiştir. Eğer 6’li masayı meydana getiren partiler bu kadar sakıncalıysa neden partileri kapatmıyor ve seçime girmelerine izin veriyorsunuz? Seçime giderken bazı bakanlar istifa eder, yerine geçici olarak tarafsız biri atanırdı. Partili bir bakanın seçim propagandası yaparken tarafsız olmasını beklemek doğru değildir. Çünkü o bir partinin tarafıdır. 

Biri liderlere hatırlatsın! Ülke olarak seçime gidiyoruz, savaşa değil. Siyaset erbabı nefret dili kullanması belki kendi saflarını netleştirebilir ama bu dil bir çatışmaya neden verecek risk taşımaktadır. Bu risk çatışmaya dönerse olan memleket evlatlarına olmaz mı? Kullanılan dil ne insani ne de İslami bir dildir. Makamlar ayrıştırıcı değil, birleştirici olmak durumundadır. 

AKP iktidarı uzun yıllardır metal yorgunluğu yaşamakta, at iti it izine karıştığı, youtubu’de dolaşan ihbar videolarından anlamaktayız. 

 Bu ayrıştırıcı dil ile bu rant düzeni bizi çok yordu artık değişmesi zaruri hale gelmiştir. 

Çünkü:

Hayat pahalılığından yorulduk!

AKP’lilerin hakaretlerinden, trollerin saldırılarından ve hatta iftiralarından yorulduk!

Yüksek kiralardan yorulduk!

İşsizlikten yorulduk!

İkinci sınıf vatandaş yerine konulmaktan yorulduk!

Seçimden seçime hatırlanmaktan yorulduk!

Hastaneden randevu alamamaktan yorulduk!

Faili meçhul hırsızlardan yorulduk!

Artık değişim mecburi hale gelmiştir. 

20 yılın sonuna geldiğimizde hala ülkemizde refah payı artmamış, enflasyon ve hayat pahalılığı ailelere kor gibi düşmüşse, herkes için en iyi karar taze kan değil midir? AKP’nin 20 yıldır yaptıkları ortadadır ve muhalefetteki bir parti gibi vaatlerde bulunması bittiğinin delilidir. Oysa 20 yıldır iktidarda olan bir siyasi parti her şeyi hayata geçirmiş; muhalefetteki parti gibi vaatler vermemeliydi. Muhalefetin projelerini vaat eder duruma gelmesi, AKP’nin ne durumda olduğunun en önemli göstergesi değil midir? Çünkü hem yorgun hem de mesleki körlülük yaşamaktadır.

Artık,  metal yorgundur ve dinlenmeye ihtiyacı vardır. Yorgun metalin Türkiye binasını taşıması mümkün değildir. Her ne kadar oluşan devası rant grupları, yağlı koltuklarından vaz geçmek istemiyorsa da her devrin bir sonu vardır ve bu devrin de miadı 14 Mayıs 2023 tarihinde dolacaktır. Hiç kimse miadı dolmuş ürünü kullanmak istemeyecektir. 

Korkunun ecele faydası yoktur. Dürüst ve namuslu olarak işini yapan her kim olursa olsun hem bu dünyada hem de ahirette zorluk yoktur. Karnının ağrısını nasıl geçireceğini çiğ yiyenler düşünsün. 

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nde düzenlenen ‘’Büyük İstanbul Mitingi’’nde tarihe kara leke olarak geçecek bir propagandaya imza attı. Mitingde kullanılan bir videoda, PKK’lı Murat Karayılan'ın; CHP'nin 'Haydi' isimli seçim klipinde yer almış gibi gösterildiği görüldü. İnanan bir mümin bunu yapmaz. Sanırsam Cumhurbaşkanını yanındakiler yanlış yönlendirmiş olmalılar. Dini bütün bir mümin düşmanı da olsa bu gibi yanlış işlere tenezzül etmez.  Çünkü; her Müslüman bilir ki, yarışa çıkılan yolda yenmekte var yenilmekte. Sayın Cumhurbaşkanı ivedi danışmanlarını değiştirmelidir. 

Atılan her bir taşın, ağlatılan her bir çocuğun, söylenen her bir kötü sözün karşılığı sandıkta verilecektir. Demokrasinin gereğini yaparak sandığa gitmeliyiz.

Aynı şeyleri yeniden yaşamaktansa, sandıkta gereğini yapmak elzem olmuştur. Bize düşen kınayanın kınamasına aldırmadan çalışmaktır.