Telefonunuzu Kakaolu mu Alırsınız Kakaosuz mu?

Bildiğiniz gibi ben gurme değilim. Çok şükür sonradan gurme de değilim. Menemen soğanlı mı olur soğansız mı tartışmasının tarafı hiç değilim. Mutfakla aram iyi olmadığı için yapan bulunca soğanlısını da soğansızını da severek yerim. 

Aslında kek yazacaktım da bilinçaltımda hep bilişim mevzuları yer aldığı için yanlışlıkla telefon yazmış da değilim. Amacım yeni bir tekerleme üretmek de değildir.

Günümüzde kakaolu kekten belki de daha yaygın olan kakaolu telefon konusuna nasıl dikkat çekeceğimi, nasıl anlatırsam anlaşılabileceğini düşünüyor ve halen anlatamamış olmanın hayreti içinde ne yapacağımı şaşırıyorum.

İnanmayan Google amcaya sorabilir. Google’da kakao yazdığımızda karşımıza kakaolu kekten ya da kakao maddesinden önce kısaca Kakao olarak bilinen KakaoTalk isimli iletişim uygulaması çıkacaktır. Ben de bu yazı kapsamında Kakao olarak adlandıracağım bu iletişim uygulamasını. 

Belki duymayan, bilmeyen ya da bildiği halde kafasını kuma gömmeyi tercih edenler vardır diye belirteyim neden Kakao konusunda yazma ihtiyacı hissettiğimi. Dünyada (https://heimdalsecurity.com/blog/the-best-encrypted-messaging-apps/) 220 milyondan fazla kayıtlı kullanıcısı olan, Güney Kore merkezli bir firma tarafından geliştirilen iletişim uygulamasının telefonda kalıntılarına rastlanmış olması silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılanmak için yeterli ülkemizde.

Kakaolu kekten silahlı terör örgütüne sert bir geçiş oldu değil mi? Ülkemizde de geçişler çok sert oluyor. Kakaolu kek yeme kolaylığında silahlı terör örgütü üyeliğinden suçlanmanız mümkün.

Hadi biraz tanıyalım Kakao uygulamasını. Google play store veya Apple AppStore uygulama mağazalarından rahatlıkla bulup indirebilir ve kullanabilirsiniz bu uygulamayı. İşlev olarak hemen herkesin bildiği whatsapp uygulamasından pek de farkı yok. Hatta WhatsApp iletişim güvenliği yani meşhur tabiriyle “kriptolu haberleşme” açısından çok daha güvenli (). “Kriptolu haberleşme” demek “direksiyonlu araba” demekten farksız ama bu konuya şimdi girmeyelim. Merak edenler uygulamanın kendi sayfasından (https://www.kakaocorp.com/service/KakaoTalk?lang=en) daha fazla bilgi edinebilir, hatta masaüstü bilgisayarlarına da yükleyip whatsapp gibi masaüstünden de kullanabilir (https://play.google.com/store/apps/details?id=com.kakao.talk&hl=en). 

Peki bu uygulamayı bir örgüt kullanmış olabilir mi? Evet! Zaten kullanıldığı açık ve çok sayıda “etkin pişmanlık” ifadesinde kullanıldığı belirtilmiş. Ama aynı ifadelerde telegram, shu, line, viber, vb. birçok başka uygulama da belirtilmiş. Ve de her birimizin bildiği gibi darbe gecesi kullanılan whatsapp da örgüt tarafından yaygın kullanılan bir uygulama olmuş. Peki yargımız neden seçici davranır ve bazı uygulamalara delil niteliği yüklerken bazılarını hiç gündemine almaz? Bazı uygulamaların kalıntısına rastlanmasını silahlı terör örgütü üyeliği için yeterli görürken bazı uygulamalar görmezden gelinir? Keşke doğrusu olduğu şekilde hiçbirini gereğinden fazla dikkate almasa ama bu soruya cevap arayalım şimdilik.

Zaman zaman kürsüdeki yargı mensuplarının da başvurduğu bir argüman üzerinden düşünelim. “Bende neden yok?” argümanı. İnsanların bir bölümü kendi bilmediği bir şeyin dünyada da olmadığını düşünebilir. Ya da “benim gibi düşünmeyen vatan hainidir” benzeri bir bakışla “ben kullanmadıysam kesin teröristler kullanmıştır” diye de düşünebilir. Hani ByLok için de söylüyorlardı ya “bende neden yok” diye sonra morbeyin çıkmıştı. Kakao için durum biraz daha vahim. 

Öncelikle Güney Koreli Kakao uygulamasını bu şekilde nitelemek, hayatında hiç Güney Koreli görmemiş bir insanın Güney Kore ve Güney Korelileri reddetmesi, ya da Güney Korelilerin insan değil farklı bir tür olabileceğini iddia etmesi kadar anlamlı olabilir. 

Zaman zaman kürsüden de duyduğumuz bu argümanı kullananlara morbeyinden daha kötü bir haberimiz var. İradeniz dışında uygulama IP’lerine yönlendirilmekten daha beter ne olabilir demeyin lütfen çünkü bunu yazdık zaten. Kıymetli üstadım Koray Peksayar ile birlikte çalışıp, tespit edip kaleme aldığımız ve yayımladığımız (https://www.patreon.com/posts/dijital-materyal-25200031) “Dijital Materyal İncelemelerinde Tespit Edildiği Sıklıkla İddia Edilen “Kakaotalk” Uygulamasının Kalıntılarına Yönelik İnceleme” isimli uzman görüşünü sıradan bir vatandaş okumamış olabilir ama bu konularda karar veren yargı mensupları mutlaka okumuştur. 

Uzman görüşü kapsamında ne demiştik hatırlatalım. Android işletim sistemli tüm cihazlarda bulunan Google Play Store yani mağaza uygulamasının kaynak kodlarında Kakao var. Android 2.0 ve üzeri işletim sistemi kullanan cihazların tamamına yakınında bu uygulama fabrika çıkışı olarak mevcut. Tamamına yakını diyorum çünkü evet hepsini incelemedim ama inceleyip bulamadığım olmadı. Google Play Store kaynak kodunda varsa zaten hepsinde vardır.

Neden uygulamalar kaynak kodlarında başka uygulamalara yer versinler diye soranlara da kısa bir açıklama yapayım. Google Play Store örneğin başka uygulamalara ulaşmanızı, onları yükleyip cihazınıza uygun şekilde kurulum yapılmasını sağlayan bir uygulama. Kendisi de bir uygulama. Her defasında aynı işlemi yapmamak için uygulamalar kendi aralarında lisans sözleşmeleri yapar ve kaynak kodlarına bazı eklemeler yaparlar. Siz bir cihaz aldığınızda kakaolu mu olsun kakaosuz mu diye sormazlar yani. Siz hiç yüklemeseniz de youtube, whatsapp, facebook, twitter, telegram vb. uygulamalar da vardır kaynak kodunda ve incelenen her cihazda bu uygulamaların tamamının kalıntısı çıkar. 

Üstelik sadece mağaza uygulaması değil, örneğin yaygın virüs temizleme uygulamaları, internet tarayıcı uygulamaları vb. de birçok farklı uygulamaya kendi kaynak kodunda yer verebilir.

Kakao, Güney Kore üretimli cihazlarda fabrika çıkışı (default) yüklü olarak da gelebilir. Yüklü değilse de hem fabrika ayarlarında bulunması hem de birçok uygulamanın kaynak kodunda yer alması nedeniyle Google Play Store uygulamasını açtığınızda daha sık karşınıza çıkar. Geçenlerde bir kovuşturma dosyasında bilirkişi bir yerde Kakao kalıntısı tespit etmiş ama ben 24 yerde buldum. Hiçbiri de yükleme ve kullanım kaynaklı değildi üstelik. İçerik zaten yoktu da ülkemizde henüz gelemedik ya içerik konusuna bir türlü ondan vurguladım yükleme ve kullanım kaynaklı değil diye. 

Android işletim sistemli cihazlarda Kakao bulunmasıyla ilgili çok sayıda çalışma var. En çok dikkat çekenlerden biri de “öğrenci tabletlerinde Kakao kalıntısı var” başlıklı haberlerdi (http://tuncaybesikci.com/aydinlik-ogrenci-tabletlerinde-kakao-talk-kalintisi-var/#more-15528). Ne olacak şimdi? Bu haberler dahi görmezden gelindi ve Kakao kalıntıları iddianamelerde veya gerekçeli kararlarda yer bulmaya devam etti maalesef.

Bir de anımı anlatayım. Kasım 2016 gibi bir başsavcımızın odasında bu konuları konuşuyoruz. ByLock konuşulurken ve ben 1 dolarların üzerindeki seri numarasının şifre olamayacağını, bunun bir şehir efsanesi olduğunu anlatmaya çalışırken konu Kakao’ya geldi. Başsavcımızın android işletim sistemli bir telefonu vardı ve kendi cihazında da Kakao olacağını iddia ettim. Hem inanmadı hem de adını bile bu süreçte duyduğunu, mümkün olmayacağını iddia etti. Ben de kendisine gösterdim cihazında Kakao olduğunu. Yüzünün aldığı hali açıklamaya gerek yok elbette. Endişeyle “ne yapacağız?” diye sordu. Bu anlamsız bakış açısından vazgeçilmesi gerektiğini ve bunun bir fırsat olabileceğini söyledim. Zaman içinde net bir şekilde anlaşılır zaten diye ekledim. O zaman bir türlü geçmiyor ülkemizde.

Demem o ki, hakim ve savcılarımız görevlendirdikleri bilirkişilerce incelenen telefonlarda Kakao kalıntısı bulunmaz ise “eksik incelemişsin, git bir daha bak” demeliler. Herhangi bir uygulama nın kalıntısını “buldum, buldum” diye çığlık atanlara da “nereden buldun?”, “kaynağı nedir?” sorusu sormadan hüküm kurulmaz haliyle. 

Bir kötü haber daha vereyim. Bu Güney Kore firmalarının hepsi mi böyle bilmiyorum ama Hyundai ve Kia araba markaları da Kakao ile işbirliği yapmışlar. Yeni üretilen arabalarda Kakao kurulu olacak ve ses tanıma ve iletişim amaçlı kullanılacak (https://www.zdnet.com/article/kakao-hyundai-to-cooperate-on-in-car-speech-recognition/). Hyundai ve Kia marka araç alanların da silahlı terör örgütü üyeliğinden yargılanmasını istemiyorlarsa Güney Kore hükümeti ya da bu markalar bir açıklama yapsalar çok iyi olur. 

Bir başa uygulama örneği üzerinden gidelim. Telegram uygulamasının (özellikle secret özelliğinin) DAEŞ (IŞİD) tarafından kullanıldığını tüm dünya biliyor. Peki, Telegram uygulamasının kalıntısına rastlananı bırakın, kullananlar DAEŞ üyesidir demek akılla izah edilebilecek bir şey midir? Telegram uygulamasını neden mi örnek verdim? Birçok parti teşkilatı kendi aralarındaki haberleşmede Telegram kullandı da ondan. Her zaman söylediğimi tekrar edeyim. Kendine uygulanmasını istemediğin bir yargılama düzenini başkasına uygulamamak gerekir. “Bir gün ben de bu düzende yargılanmak ister miyim” sorusunu akıldan çıkarmamak gerekir.

Google Play Store veya Apple AppStore uygulama mağazalarında yer alan herhangi bir iletişim uygulamasının kalıntısının telefonda bulunmasının silahlı terör örgütü üyeliğine delil olması akılla izah edilebilir bir durum değildir ki hukuken izahı olsun. İçerikte ceza yargılamasının konusu olan suç unsuru ve suça yönelik bir eylem olmalı ki hukukun alanına girsin. Biz bu durumu herhangi bir gelişmiş ülke vatandaşına da anlatamayız. Çok sayıda yabancı arkadaşı olan biri olarak ben anlatamıyorum. Komik buluyorlar. Komik ama acıtıyor, insanları mağdur ediyor diye cevap veriyorum gülenlere. 

İnsanımız mağdur oluyor. Ülkemize de, insanımıza da bunu yapmaya hakkımız yok. Bu derece basit bir konu nasıl olur da anlaşılmaz. Belki dikkat çeker diye böyle bir yazı yazdım. Kakao’lu telefonun kakaolu kek kadar yaygın olduğu ve silahlı terör örgütü üyeliğine delil olamayacağını anlatmaya çalıştım. 

Tamam, ben anlatamıyorum, kabul ettim. Lütfen siz söyleyin. Ne yaparsam, nasıl anlatırsam anlaşılır?