Gazze’deki vahşet karşısında İsrail’e en ağır ifadelerle tepki gösteren Ankara’nın, Adalet Divanı’ndaki soykırım davasına hâlâ müdahil olmadığı ortaya çıktı. Tel Aviv’le ticareti ısrarlı tepkiler karşısında ‘kısmen’ kesen hükümet Mayıs başında da ‘Davaya müdahil olacağız’ vaadinde bulundu. Ancak diğer ülkeler üç haftada başvurularını tamamlarken Ankara’nın üç aydır neyi beklediği öğrenilemedi.
Güney Afrika, Filistin’i kana bulayan İsrail’e 29 Aralık 2023’te soykırım davası açtı. Bir dönüm noktası olan adımın ardından Nikaragua, Kolombiya ve İspanya gibi ülkeler davaya müdahil oldu. Tel Aviv’i ağır şekilde suçlayan Ankara’nın tavrı beklenirken Erdoğan “Belge sağlıyoruz” dedi. Üç ay önce de Türkiye’nin davaya müdahil olacağı duyuruldu bundan iki ay önce de “Çalışmaları nihayetlendireceğiz” açıklaması yapıldı. Ancak beklenen adım bir türlü gelmedi.
DİĞER ÜLKELER ÜÇ HAFTA İÇİNDE BÜTÜN SÜRECİ TAMAMLADI
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı AK Partili Cüneyt Yüksel’in 25 Temmuz’da yaptığı açıklama Türkiye’nin davaya hâlâ müdahil olmadığını ortaya koydu. Sürecin karmaşık oluşunu gerekçe gösteren Yüksel önceki gün de “Resmi başvuru birkaç güne yapılacak” dedi. İspanya’nın beyanından üç hafta sonra müdahillik dosyasını teslim ettiğini hatırlatan muhalefet ise Türkiye’nin aylardır dahil olmamasının makul bir açıklamasının bulunmadığını kaydetti.
SOYKIRIMCI DOSYA BEKLEMİYOR
Lahey’deki soykırım davasında Türkiye’nin görüşleri Dışişleri heyeti tarafından dile getirildi ancak müdahillik başvurusu yapılmadı. Ankara süreci açıklamalarla yürütürken İsrail yine Gazze’deki iki okulu eş zamanlı vurdu. Çoğu çocuk en az 25 kişi hayatını kaybetti.
AYLAR OLDU HÂLÂ MÜDAHİL DEĞİLİZ
Karar'dan Sema Kızılarslan'ın haberine göre, Ankara, 3 ay önce Uluslararası Adalet Divanı’nda Gazze’de katliam yapan İsrail’e karşı açılan soykırım davasına müdahil olunacağını açıkladı. Nikaragua, Kolombiya ve İspanya gibi ülkeler üç haftada başvurularını tamamlarken Türkiye’nin bu konuda yavaş davranması eleştirilere yol açtı. AK Partili Cüneyt Yüksel “Bu hafta içi Lahey’e müdahillik dilekçemizi sunacağız” dedi.
Uluslararası Adalet Divanı, bireysel suçlar yerine sadece devletler arasındaki ihtilafları ele alıyor. BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi’nin 9 yıllık görev süreleri için seçtiği 15 yargıçtan oluşan mahkemenin yetkilerinden biri de, 1948 Soykırım Sözleşmesi’nden doğan ihtilaflarda hüküm vermek.
İsrail, 7 Ekim’den bu yana Hamas’ın “Aksa Tufanı Operasyonu”nu bahane ederek Gazze’de katliama imza atıyor. Resmi rakamlara göre; ölü sayısı 40 bini buldu, on binlerce de yaralı var. Saldırılarda can verenlerin çoğu kadın ve çocuklar... Durum her geçen gün kötüleşirken bölgesel bir savaş riski hiç olmadığı kadar yüksek. Güney Afrika Cumhuriyeti, ABD başta olmak üzere Batı’dan tam destek alan Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki Tel Aviv hükümetini durdurmak amacıyla geçen yılın sonunda harekete geçti. Güney Afrika’nın 29 Aralık 2023’teki başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler’in (BM) üst yargı organı Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail’in Gazze’de 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle dava açıldı.
VAHİM TABLO
Uluslararası mahkeme, 26 Ocak’ta aldığı ara kararda, esastan görüşmeyi kabul etti; İsrail’in Gazze’deki soykırım eylemlerini önlemek için yetkisi dahilindeki tüm önlemleri alması gerektiğine karar verdi. Gazze’deki durumun Filistin halkı için giderek daha da vahim bir tabloya dönüştüğünü belirten Güney Afrika, mart ayında da mahkemeye acil geçici ek tedbir talebinde bulundu. Hollanda’nın Lahey kentindeki UAD, 28 Mart’ta İsrail’in temel gıda malzemelerinin Filistinlilere gecikmeden ulaşmasını sağlamak için gerekli ve etkili tüm adımları atmasına hükmetti. Ancak Netanyahu kabinesi, bu kararların hiç birine uymadı.
BELGE SAĞLANIYOR!
Davanın uzun yıllar sürmesi öngörülürken 7 ayı geçen süre zarfında Nikaragua, Kolombiya ve İspanya gibi ülkeler de müdahillik müracaatı yaptı. Katliama karşı ilk başlarda fazla ses yükseltmeyen hatta İsrail’le ticareti devam ettiren iktidar, artan tepkiler sonrası politikasını sertleştirdi. Ocak ayında UAD’nin kararını değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İhtiyati tedbir hükmünü değerli buluyor, memnuniyetle karşılıyorum. Dava için belgeler sağladık. Bizim teslim ettiğimiz o belgelerle İsrail mahkum olacaktır” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, mayıs ayının başında “Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” ifadesini kullandı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, haziranda “Çalışmaları nihayetlendireceğiz” diye konuştu.
Ağustos ayına girdiğimiz şu günlerde son açıklama TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul milletvekili Cüneyt Yüksel’den geldi. Yüksel, önceki gün katıldığı bir konferansta “Netanyahu, yargılanacak ve cezasını çekecek. Bundan kaçışı olmayacak. Çalışmalarımızda sona gelindi. Bu hafta içi Uluslararası Adalet Divanı’na müdahillik dilekçemizi sunacağız. Uluslararası hukukun gerektirdiği titizlikle hareket ediyoruz. Müdahillik başvurusu, sadece hukuki bir işlem değil, aynı zamanda uluslararası siyasetin de bir parçası” dedi.
“AMERİKA NE DER’İN HESAPLARI MI YAPILIYOR?
KARAR’a soykırım davasına müdahillik konusunu değerlendiren CHP İstanbul milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Oğuz Kaan Salıcı “Kendi Anayasa Mahkemesi kararlarına bile ayak direyen bir zihniyet, Filistin için dünyanın gözünü çevirdiği hukuki konularda kolay kolay kalem oynatamıyor” dedi. Salıcı, şöyle devam etti: “Uluslararası Adalet Divanı’na henüz başvurunun yapılmamış olmasını biraz bürokratik hantallığa, biraz da deneyimsizliğe bağlıyorum. Çünkü bizim uluslararası insan hakları hafızamız çok eksik. Örneğin İspanya, 6 Haziran’da niyetini beyan ettikten sonra 28 Haziran’da resmî hukuki dosyasını teslim etti. Yetkin diplomatlarımızın öncülüğünde ve uluslararası hukuk alanında çalışan akademisyenlerle iş birliği içinde şimdiye kadar başvurumuzu tamamlayabilirdik.” CHP Eskişehir milletvekili ve Dışişleri Komisyonu Üyesi Utku Çakırözer de “Ağırdan alarak İsrail’le süren ilişkilere zarar vermek istemiyor olabilirler. AK Parti’nin ‘Karmaşık ve çok yapılı bir süre’ demesi tamamen bahane. 7 ayda çözülemeyecek ne olabilir?” diye sordu. DEM Partili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise “Müdahil olsak ‘İsrail’le, Amerika ile durumumuz ne olur?’ gibi hesaplar yapılıyor. AK Partililer, İsrail’le olan ilişkileri daha da bozmak istemiyor” ifadelerini kullandı.