Kadın, çocuk, yaşlı, hasta dinlemeden bir millete soykırım uygulayan İsrail, uluslararası örgütleri de başkentleri de takmıyor. 74 günün bilançosu ise dünyanın gözü önünde nasıl bir vahşet yaşandığını ortaya koyuyor: -Gazze’ye Hiroşima’ya atılan atom bombasının üç katı kadar bomba atıldı. -19 binden fazla insan can verdi. -52 bin ev, 90 okul, 22 hastane yerle bir oldu.
Ateşkesten sonra güvenli denilen Han Yunus’u ablukaya alan İsrail ordusu sivillerin kaçtığı Mısır sınırındaki Refah kentine bombardımanı da artırdı. Kente yönelik saldırılarda aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 25 Filistinli hayatını kaybetti. Gazze’deki medya ofisi, bugüne kadarki saldırılarda Gazze’de meydana gelen yıkım hakkında bilgi verdi. Saldırılarda, 53 bin ton bomba kullanıldığı, bunun da Hiroşima’ya atılanın üç katı olduğu kaydedildi.
İSRAİL’E DAHA ÖNCE YAPTIRIM UYGULANSA BU YAŞANMAZDI
Bombardımanlarda 52 bin konut ve 112 caminin yıkıldığı ifade edildi. Saldırılarda 3 kilise hasar gördü, 90 okulla birlikte 22 hastane hizmet dışı kaldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Fred Abrahams ise İsrail’in ayrım gözetmeden vurduğunu belirtti. Beyaz bayraklı üç rehinenin öldürülmesini işaret eden Abrahams “İsrail ordusu yıllardır eylemleri nedeniyle cezalandırılmıyor. Bu konuda kırmızı çizgiler çekilebilseydi bu üç rehine hayatta olabilirdi” dedi.
AÇLIKLA KATLİAM PLANI RAPORDA
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün hazırladığı raporda, İsrail güçlerinin su, gıda ve yakıt gibi temel kaynakların dağıtımını engellediği belirtildi. Netanyahu hükümetinin insanları ‘açlığa mahkum etmeyi’ bir savaş yöntemi olarak kullandığı da raporla kayıt altına alındı. Bunun bir savaş suçu olduğunu kaydeden Örgütün Filistin Direktörü Ömer Şakir “Halkın temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılması politikası üst düzey İsrailli yetkililer tarafından teşvik ediliyor” dedi.
Karar'ın manşetinde yer alan habere göre, Tüm dünya 2.5 aydır bir milletin göz göre göre yok edilmesini izliyor. ABD’nin desteğiyle hiçbir uluslararası tepkiye aldırış etmeyen İsrail güçlerinin Gazze gibi küçük bir alanda abluka altına aldığı milyonlar, Hiroşima’dakinden beter bombardımana maruz kalıyor. İsrail, Gazze Şeridi’ndeki saldırılarında 53 bin ton bomba kullandı, 52 bin 500 konutu yerle bir etti. Gazze’deki hükümete bağlı medya ofisinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda Gazze’de meydana gelen yıkım hakkında bilgi verildi.
Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına yönelik kapsamlı bir soykırım gerçekleştirildiği, İsrail ve ABD güçlerinin Gazze Şeridi’nin her metrekaresini bombaladığı belirtildi. Açıklamada, İsrail saldırılarında Gazze Şeridi’nde toplam 306 bin 500 konutun kısmen hasar gördüğü dile getirildi. İsrail’in düzenlediği bombardımanlar sonucu, Gazze Şeridi’nde hükümete ait 126 kamu binası ve 112 caminin tümüyle, 200 caminin kısmen yıkıldığı ifade edilen açıklamada, saldırılarda 3 kilisenin önemli ölçüde hasar gördüğü, 90 okul ve üniversitenin tamamen hizmet dışı kaldığı ve 282 okul ve üniversitenin ise kısmen hasar aldığı belirtildi. İsrail saldırılarında 22 hastane ile 53 sağlık merkezinin tamamen hizmet dışı kaldığı aktarılan açıklamada, 138 sağlık kuruluşunun hedef alındığı kaydedildi.
Açıklamada, 102 ambulansın İsrail bombardımanları sonucu kullanılamaz hale geldiği ifade edildi. İsrail saldırılarında 300 sağlık personeli, 32 sivil savunma görevlisi ile 96 gazetecinin öldüğü belirtilen açıklamada, 40 sağlık personeli ve 8 gazetecinin de İsrail güçlerince alıkonulduğu aktarıldı. Açıklamada ayrıca, çoğu çocuk ve kadın 7 bin kişinin kayıp olduğu, bunların ya enkaz altında ya da akıbeti hakkında bilgi alınamayan kişiler olduğu ifade edildi. İsrail’in düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısı dün itibariyle 214 artarak 19 bin 667’ye yükseldi.
GÜNEYDE DE KATLİAM BAŞLADI
İsrail ordusunun dün Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentine düzenlediği saldırılarda 25 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail’in saldırılarının Gazze’nin güneyindeki Refah kentinde yoğunlaştığı kaydedilirken saldırılarda onlarca kişinin yaralandığı bilgisi paylaşıldı. Bombalamalarda Zarab ailesinden 14, Attiya ailesinden 8 ve Abdulal ailesinden ise 3 kişinin yaşamını yitirdiği ifade edildi. AA’nın aktardığına göre, hayatını kaybeden Filistinliler arasında gazeteci Adil Zarab’ın da bulunduğu aktarıldı. İsrail saldırılarında 7 Ekim’den bu yana yaşamını yitiren Filistinli gazeteci sayısının 94’e yükseldiği kaydedildi. İsrail ordusunun, Refah’ın yanı sıra Nuseyrat Mülteci Kampı, Han Yunus ve Deyr Belah bölgelerini de bombaladığı bildirildi. İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Cibaliya beldesinde de bir derneğin binasını ve birçok evi hedef aldığı hava saldırılarında çok sayıda Filistinli öldürüldü ve yaralandı.
Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail’in bombardımanında Gazze’deki yaralı ve engellilerin tedavisiyle ilgilenen Es-Selame Derneği binası ile çevredeki bazı evler hedef alındı. Saldırılarda çok sayıda Filistinli öldürüldü ve yaralandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Fred Abrahams ise İsrail’in ayrım gözetmeden vurduğunu belirtti. Beyaz bayraklı üç rehinenin öldürülmesini işaret eden Abrahams “İsrail ordusu yıllardır eylemleri nedeniyle cezalandırılmıyor. Bu konuda kırmızı çizgiler çekilebilseydi bu üç rehine hayatta olabilirdi” dedi.
İNSAN HAKLARI İZLEME ÖRGÜTÜ: KASITLI OLARAK AÇ BIRAKIYORLAR
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki sivillerin aç bırakılmasını silah olarak kullandığını vurgulayarak, İsrail hükümetine bunu durdurması ve Gazze ablukasını kaldırması yönünde çağrıda bulundu. HRW tarafından yapılan açıklamada, “İsrail güçleri kasten su, yiyecek ve yakıt dağıtımını engelliyor, insani yardımları kasten engelliyor” denildi.
Örgütün İsrail ve Filistin Direktörü Ömer Şakir açıklamasında şunları söyledi; İsrail, iki ayı aşkın süredir Gazze halkını yiyecek ve sudan mahrum bırakıyor. Bu, üst düzey İsrailli yetkililerin teşvik ettiği veya desteklediği bir politika ve bir savaş yöntemi olarak sivilleri aç bırakma niyetini yansıtıyor. Dünya liderleri, Gazze nüfusu üzerinde yıkıcı etkileri olan bu iğrenç savaş suçuna karşı seslerini yükseltmeli. HRW, İsrail hükümetine sivil halkın hayatta kalması için gerekli olan hedeflere yönelik saldırıları yasaklama taahhüdünde bulunması, Gazze Şeridi’ndeki kuşatmayı kaldırması, su ve elektrik kaynaklarının yeniden sağlanması ve acil ihtiyaç duyulan gıda, tıbbi yardım ve yakıtın Kerem Şalom da dahil olmak üzere geçiş kapılarından Gazze’ye girmesine izin verilmesi çağrısında bulundu.
ABD: DAHA CERRAHİ ŞEKİLDE ÖLDÜRÜN!
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, önceki akşam Tel Aviv’de düzenledikleri ortak basın toplantısında Gazze’de devam eden saldırılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Austin, “İsrail’in operasyonu” diye tanımladığı Gazze’deki saldırıların “takvimini ya da koşullarını” dikte etmek için bu ülkeye gitmediğini ve ABD’nin İsrail’in “kendisini savunma hakkına verdiği desteğin “sarsılmaz” olduğunu belirtti. Austin, Gallant ve Başbakan Benyamin Netanyahu da dahil olmak üzere üst düzey İsrailli yetkililerle yaptıkları görüşmelerde “Gazze’deki amaçları ve hedefleri” ele aldıklarını belirtti.
ABD’li bakan bunlar arasında sivillere yönelik zararın nasıl önleneceği ve “yüksek düzeyli operasyonlardan daha düşük düzeyli operasyonlara ve daha cerrahi” bir yaklaşıma dönüş gereğinin de bulunduğunu vurguladı. Austin ayrıca, ABD’nin İsrail ordusuna silah sağlamaya ve Gazze’deki sivil ölümlerinin azaltılması çağrısı yapmaya devam edeceğini vurguladı. İsrail Savunma Bakanı Gallant da, savaştan sonra ülkesinin Gazze’yi sivil manada kontrol etmeyeceğini söyledi. Gallant, Gazze’deki İsrail güçlerinin farklı yoğunluk düzeylerinde faaliyet göstermeye devam edeceğini ve bunun bölgenin kuzeyinde daha yakında gerçekleşmesini beklediklerini vurguladı.