Üç Semavi Dinde Nikâh

Üç Semavi Dinde Nikâh

İnsanlığın en eski kurumu olarak, her yaştaki birey için vazgeçilmez en temel kurum olan aile, insan gibi kâinatın en şerefli varlığının hayata gelmesi ve yetiştirilerek insanlık ailesine katılmasına vesile olmasının yanında, eşlerin karşılıklı muhabbet ve sorumlulukları açısından da çok önemli fonksiyonlar yerine getirmektedir.

Yaratılışın bir gereği olan evlilik olgusunun toplumlardaki meşruluk kaynağı ve temel ilkesi nikâhtır. Nikâh toplumun temel birimi ailenin kurulmasını sağlayan bir sözleşmedir.  İnsan hayatının toplumla uyumlu bir şekilde devam etmesi, aile hukukunun inşa edilip himaye edilmesine bağlıdır.

Nikâh, ailenin hukukî temeli, insanlar için birlikte yaşamanın psikolojik ve sosyolojik ortamını oluşturması bakımından tüm dünya toplumlarında en geniş anlamda uygulanan bir olgudur. Diğer taraftan nikâh, kadın ve erkeğin müştereken kendilerine özgü bir paylaşım alanı oluşturması ve insan soyunun devamına katkı sağlaması imkânını veren yegâne meşru ilişkiye zemin hazırlaması bakımından da çok önemlidir.                                                                              

Aile oluşumu hemen her toplumda veya kültürde genellikle evlilik yoluyla gerçekleşir. Dolayısıyla aile kurmanın ilk şartı evliliktir. Bu bakımdan sosyolojik açıdan aile kurumu ne kadar önemliyse evlilik olgusu da o kadar önemlidir. Evlilik toplumun en temel kurumu olan aileyi oluşturmak için bir erkekle bir kadının hayatlarını hukukî açıdan resmen ve alenen birleştirmelerini ifade eden bir kavramdır.

Ailenin ilk basamağı olan evlilik fiilen nikâhla başlar. Bu nedenle öncelikle nikâhın üzerinde durulması ve tanımlanması gerekmektedir. Sözlükte “birleştirme, bir araya getirme, evlenme, evlilik ve cinsel ilişki” anlamlara gelen nikâh,  İslâm Hukuku (Fıkıh) edebiyatında dinen aranan şartlar çerçevesinde aralarında evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının hayatlarını geçici olmaksızın birleştirmelerini sağlayan akde (sözleşmeye) dayalı evlilik ilişkisini ifade eder.

Nikâhın ve nikâhlı birlikteliğin bütün dinlerde ve kültürlerde toplumun en önemli temel direklerinden biri olduğu kabul edilmiştir. Aile denilince evlilik, evlilik denince de nikâh akla gelir. Ortaya çıkışı insanlık tarihiyle eşzamanlı olan aile kurumu, tarihî süreç içerisinde bazı değişikliklere uğrasa da varlığını günümüze kadar devam ettirmeyi sağlayabilmiştir.

Aileyi meydana getirmesi sebebiyle, toplum açısından önemli olan bir akdi (nikâhı) dinlerin görmezden gelmesi mümkün değildir. Özellikle de dinin bütünleştirici ve uzlaştırıcı işlevi, aile kurumunun devamlılığı açısından büyük bir manevi destek sağlamaktadır. Dinler, nikâh akdini sadece hukukî açıdan değil, ahlaki açıdan da düzenlemektedir.

Modern zamanlarda tüm dünyada konu ile ilgili ciddi problemlerin olduğu, geleneksel nikâh vurgusunun ve algısının önemli ölçüde yıpranıp yozlaştığı inkâr edilemez bir gerçektir. Bunun pek çok sebebi vardır elbette. İleride bunlara da değinilecektir.

İslam hukukunda nikâh akdi

Nikâh; dinen aranan şartlar çerçevesinde aralarında evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının hayatlarını geçici olmaksızın birleştirmelerini sağlayan akittir.

Kur’an-ı Kerim’de nikâh kelimesi ve türevleri nikâh akdi bağlamında on dokuz yerde geçtiği ve hadislerde nikâh kelimesinin ve türevlerinin “evlenme akdi” anlamında kullanıldı görülmektedir. İslâm’ın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerimde aile, evlenme, nikâh ve hatta boşanma gibi konulara yer verilmiştir. Evlilik insan hayatının doğal bir parçası kabul edilmiş, evli bir hayat bekârlığa tercih edilmiştir. Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” (Nûr Suresi, 32)

Yahudi hukukunda nikâh akdi

Yahudi hukukuna göre evlilik bir erkek ve bir kadın tarafından gerçekleştirilen, kadının ve erkeğin sosyal konumunda değişiklik meydana getiren, taraflardan biri ölene veya boşanana kadar değişmeden kalan, fertleri bekârlıktan farklı bir kişisel konuma çıkartan, akit olarak tanımlanmıştır. Yahudilikte nikâh dini ve sosyal hayatın önemli bir unsurudur.

Hristiyan hukukunda nikâh akdi

Katolik Kilisesi'ne göre Nikâh, İsa (a.s.) ile Kilise arasındaki çözülmez ruhanî ilişkinin sembolüdür. Bundan dolayı bir sakramenttir (kutsal şey). Sakrament olarak kabul edilen evlilik, iki kişinin anlaşmasının Kilise tarafından takdisi ve çiftin Kilisede kutsal bağ ile bağlanmasıdır. Hristiyanlıkta evlilik bir Tanrı buyruğu, dini bir görev olarak kabul edilir. Evlenme papazın idaresinde gerçekleşir. Evlilik anlaşması, Hz. İsa tarafından bir sır haline getirilmiştir. Nikâh töreni esnasında İncil'den parçalar okunur, ilahiler söylenir ve yeni evlilerin mutlu olmaları için dualar edilir.

 Üç semavi dinde (Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam) evlenme ve çoğalma teşvik edilir. Kitâb-ı Mukaddes’in Tekvin bölümünde evlenme, üreme ve çoğalmayı teşvik eden ifadelere rastlanır.                                                                                          

Yine üç semavi dinde evliliğin bir erkek ile bir kadın arasında ömür boyu süren bir birliktelik olduğuna inanılır. Evlilik dışı her tür cinsel ilişki yasaklanır. Cinsel ilişkinin sadece nikâh kıyılması durumunda kabul edilebileceği vurgulanır. 

Ancak her üç dinde Rönesans ve Reform Hareketleri sonrası aile kurumu, evlilik ve nikâh kavramlarında önemli farklılaşma ve değişim görülür. Bir anlamda modernleşmenin bu kavramlar üzerinde açık olumsuz etkileri söz konusudur.

Gelecek hafta inşallah bu değişim ve dönüşüm konusunu ele almaya çalışacağım.

Fahri SAĞLIK

Emekli Müftü