UMUT YÜKLÜ BULUTLAR

UMUT YÜKLÜ BULUTLAR

Biz Milli Görüşçüler her yıl İstanbul’un fethini çeşitli etkinliklerle kutlayarak  muazzam bir gelenek oluşturmuş olan toplumuz.

Bu geleneğimizi İslam Birliği’ni kurmak için yaptığımız çalışmalarla da hep öne çıkarırız.

İslam tarihinden kısa bir bilgi ile konuya girelim:

Hicreti Nebevi’nin 5. Yılı’nda “Hendek Muharebeleri” öncesi Efendimiz (S.A.V) ümmetine 5 adet müjde verdiler.

1-Yemen fethedilecek

2-İran fethedilecek

3-Bizans fethedilecek

4-İstanbul fethedilecek

5-Roma fethedilecek

İlk müjde Efendimiz (S.A.V) hayattayken gerçekleşti.

İkinci ve üçüncü müjdeler Hulefai Raşidin döneminde gerçek oldu. Dördüncü müjde olan İstanbul’un fethi ise, hicretten tam 856 sene sonra vuku buldu.

Beşinci müjde halen gerçekleşmedi. Beklemekteyiz.

İstanbul’un fethini müjdeleyen Hadisi Şerif’e baktığımızda metinde övülen bir komutan ve ordu olduğunu görmekteyiz. Osmanlı’nın Yedinci Hakanı Fatih Sultan Mehmed Han ve ordusu kuşatıp zorlu bir savaşla bu fethi gerçekleştirip müjdeye eriştiler. Hepsini rahmet ve minnetle anıyoruz. Kutlu olsun.

Gelelim son müjdeye:

Bu müjde Abdurrahman Bin Avf (R.A.)’dan rivayet edilmiş bulunan bir Hadisi Şerif’te kayıtlıdır. Efendimiz (S.A.V.) buyuruyor ki: “Rumiye’nin başşehri Roma, Müslümanların tekbir ve tesbih sesleri ile fetholunmadıkça kıyamet kopmayacaktır.” (Ramuz El Ehadis, sayfa: 478, sıra: 5)

Dikkatlice baktığımızda bir husus fark edilir. İstanbul’un fethi bir savaşla olacak, çünkü bir komutan ve ordu söz konusudur. Roma’nın fethinin müjdesinde ise bir komutan, bir ordu, bir savaş olacağı anlamı yoktur. Müslümanlar söz konusudur. Tekbir ve tesbih sesleri söz konusudur.

Şimdi günümüze bir göz atalım mı?

Çok yakın geçmişte dünya bir pandemi gerçeğini yaşadı. Bu konuları araştıran ilim adamları hayretle gördüler ki, İslam Peygamberi Muhammed Mustafa (S.A.V) daha virüs veya mikrop bilinmezken 14 asır önce pandeminin yayılmaması için gerekli karantina şartlarını açıklayıp uygulamış. Birçok ilim adamı bu bilgileri görünce İslam dinini merak edip incelemeye başlamış ve bunlardan çoğu ve etkiledikleri çevreler, bu vesile ile hidayete ermiştir. Ayrıca Avrupa’daki Müslümanların, pandemi bahanesiyle adeta ölüme terk edilen yaşlı ve engellilere din farkı gözetmeksizin tıbbi ve beslenme destekleri vermesi karşısında, bir çok kişinin hidayete erdiğini unutmadık.

Filistinli Mücahitlerin durumuna bir göz atalım. Gökten yağdırılan ölümlere, tek başına kalmanın yalnızlığına, açlığa, susuzluğa, son derece olumsuz sağlık şartlarına, tank ve korkunç silahların kustuğu lavlara aldırış etmeden, onbinlerin gözleri önünde katledilmesine aldırmadan, İslam şartlarına titizlikle uyarak, aldığı esirlere de uyguladıkları insani ve islami muamele sebebiyle onların gönüllerinde bile taht kurarak, 8 aydır hiçbir olumsuz şarta aldırmadan, kahramanca mücadele vermeleri dünyayı ayağa kaldırmış durumda. Batı dünyasında gözleri İslam dinine çevirmiş durumda. Hidayet haberleri peşpeşe geliyor. Hem de İslam’ın üstün değerlerini kuşanarak.

İslam dünyasına baktığımızda birkaç örnek müstesna, kimi satılmış, kimi işbirlikçi, kimi iki yüzlü, kimi ehlikeyf yöneticiler ve uyuşturularak gazı alınmış halk kitleleri bu mücadeleye asla destek vermiyorlar. Türkiye’de de başta Milli Görüşçüler olmak üzere çok az bir şuurlu kesim konuya ilgi duyarak bu mücahitlerin lehine gündem oluşturma gayretine girmiş durumda.

Denilebilir ki, doğuda parlamış bulunan İslam güneşi sönmeye yüz tutarken, batıdan doğuşun umutları ışıldıyor. Umut yüklü bulutlar ve o bulutları rahmet yağdırması için “hikmet tohumları” ile aşılayan Mücahitler var.

Sesler geliyor batıdan:

Allahü Ekber, Allahü Ekber!..

Süphan Allahi ve bihamdihi, süphan Allahil Azim!..

Komutansız ve ordusuz bu yeni Müslümanlar havraların direklerini, katedrallerin kubbelerini çatırdatıyorlar. Roma kuşatılıyor. Sadece Roma değil, Roma mefhumunun içine aldığı tüm batı ve uzak batı gerçek Müslümanların kuşatması altına giriyor.

Allahü Ekber, Allahü Ekber!..

Roma’nın fethini görür müyüz, göremez miyiz, bilemeyiz? Ama Roma şu anda kuşatma altındadır. Tekbirlere ve tesbihlere ve bunların gerektirdiği amellere sarılarak her birimiz bu umut yüklü bulutlar eşliğinde fetih sevabı almaya bakalım!

RABBIMIZ

Umut yüklü bulutlar

Senin hikmetindir!..

Ol dediklerin olur,

Bize hikmet indir!..

Ekrem Şama

...