Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'dan dönüşünde uçakta; "50 artı 1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi hâlinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50 artı 1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa. Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla 'en fazla oyu alan aday seçilir' denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır. Yeni, sivil, kapsayıcı ve çağın gerekliliklerine tam uyumlu bir anayasayı Türkiye'ye kazandırmak, ulaşmayı arzu ettiğimiz en önemli hedeflerimizden biri. Meclis'te yeni anayasa çalışmalarına birkaç defa başladık ancak muhalefetin engellemeleri, verdiği sözleri yerine getirmemesi nedeniyle hep yarım kaldı. Biz verdiğimiz sözün arkasındayız, milletimizi hak ettiği sivil anayasaya kavuşturacağız" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ve Şansölye Olaf Scholz'la görüşmelerinin ardından Türkiye'ye dönüş yolunda gazetecilere gündemi ve ziyareti değerlendirdi.

İletişim Başkanlığının internet sitesinde yayınlanan metne göre Erdoğan, şu mesajları verdi:

"ZİYARETİMİZ, İKİLİ VE BÖLGESEL İŞBİRLİĞİMİZİ GELECEĞE TAŞIMAK AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"

"Şu anda Almanya ile ikili ticaret hacmimiz 45 milyar doları aşmış durumda. Bu yılsonu itibarıyla 50 milyar dolar hedefini yakalamayı öngörüyoruz. Bu hedefin tutturulmasıyla birlikte, yeni hedefimiz 60 milyar dolar ticaret hacmine ulaşmak olacak. Halklarımız arasında da güçlü ilişkiler söz konusu. Sayısı 3,5 milyona yaklaşan Türk toplumu Almanya'nın ekonomik, sosyal, kültürel hayatına ciddi katkılar sağlıyor. Ziyaretimiz, köklü ilişkilerimizde yeni bir sayfa açmak, ikili ve bölgesel işbirliğimizi geleceğe taşımak açısından büyük önem arz ediyor."

"'İSRAİL HAKLI' DEYİP, SİLAHSA SİLAH, PARAYSA PARA TÜM İMKÂNLARI SINIRSIZ BİR ŞEKİLDE BURAYA AKTARDIKLARINI GÖRÜYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde ağırlıklı olarak Gazze konusunun da yer aldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Bu noktada maalesef Sayın Cumhurbaşkanının da Sayın Şansölyenin de takıldıkları nokta ağırlıklı olarak Hamas'ın durumu. Bu konuda 7 Ekim tarihinde Hamas'ın attığı adımdan dolayı işin failinin Hamas olduğunu düşünüyorlar. 'Siviller öldürüldü, şöyle oldu, böyle oldu' diyorlar. Biz de aksini kendilerine ifade ettik. İsrail'in bir terör devleti olduğunu açık net olarak söyledik. 'Ne yazık ki Filistin'de 13 bin çocuk, kadın, yaşlı, öldürüldü. Bunları görmüyorsunuz. Bunları bir kenara koyuyorsunuz. Ama İsrail tarafındaki 100-200 ölümü, tablonun özeti olarak bize anlatmaya çalışıyorsunuz.' dedik. Maalesef tespitlerinde yanlış bir odaklanma var. Ukrayna politikasını aynen burada da uyguluyorlar. Ukrayna'da ne yaptılarsa İsrail'de de aynı şeyleri yapıyorlar. 'İsrail haklı' deyip, silahsa silah, paraysa para tüm imkânları sınırsız bir şekilde buraya aktardıklarını görüyoruz. Siyasi arenada Gazze'ye yönelik destek ve uluslararası toplumda farkındalık oluşturma çabalarımız hız kesmeden devam ediyor. Gazze için atılacak en doğru adım, bir an önce ateşkesin sağlanmasıdır. Önceliğimiz ateşkesle birlikte kalıcı barışı tesis etmek olacak. Ateşkes sağlandığı takdirde İsrail'in sebep olduğu yıkımı tazmin etmesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Gazze'deki hasar görmüş altyapıyı yeniden inşa etmek, yıkılan okullar, hastaneler, su ve enerji tesislerinin yeniden yapılması için çaba harcayacağız. Ateşkesin sağlanmasının ardından Gazze halkının yaşam koşullarını iyileştirmek, umutlarını yeşertmek için elimizden geleni yapacağız. Dünya Gazze'ye yüz çevirse de Türkiye olarak mazlumların yanında yer aldık, almaya devam edeceğiz."

"BİZ İSRAİLLİLERİN DE FİLİSTİNLİLERİN DE ESİR TUTULMASINI İSTEMEYİZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, İsrailli rehinelerin ailelerinin yazdığı yardım çağrısı içeren mektup hatırlatıldı, "Bir insani müdahalede bulunma imkânınız olabilir mi rehinelerden haber almamız hatta kurtarılması noktasında?" sorusu yöneltildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hamas'ın elinde tuttuğu İsraillilerin ailelerince tarafıma yazılmış mektupta bizim yakınlarının salıverilmesi ile ilgili devreye girmemiz talep ediliyor. Biz İsraillilerin de Filistinlilerin de esir tutulmasını istemeyiz. 'Bırakırız' diyorlar zaten. İstedikleri, İsrail tarafından hukuksuzca tutuklanan küçük yaştaki çocuklardan tutun annelerin ve babaların da aralarında bulunduğu tutsakların salıverilmesi. Düşünün İsrail yönetimi 5 yaşındaki çocukları tutuklayacak kadar insanlıktan çıkmış durumda. İsrail'in sivil katliamlarından Hamas'ın elindeki rehinelerin bir bölümü etkilenmiş durumda anladığımız kadarıyla. İşin şöyle bir yönü de var. İsrailli aileler bize bu yöntemle ulaştıklarına göre kendi hükümetlerinden umudu kesmişler. Zaten İsrail'in Gazze'de şu ana kadarki tutumu, kendi vatandaşları dâhil orada kim varsa katletmek şeklinde. Bu konuyla ilgili İstihbarat Teşkilatımızı devreye soktuk, şimdi onlar bu konuyu araştırıyorlar. Bir netice alabilmek için çalışıyoruz. Netice alabilirsek ne ala."

"50 ARTI 1 ŞARTININ DEĞİŞMESİ KONUSUNDA AYNI FİKİRDEYİM, İSABETLİ OLUR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni ve sivil anayasa vurgusu yapıyorsunuz. Meclis aritmetiği eğer referandum sınırlarında olursa yerel seçimde örneğin vatandaşın önüne bir de referandum sandığı gelme ihtimali var mı? Ayrıca geride kalan seçimler öncesinde bir yayın sırasında size '50 artı 1 değişir mi?' diye sormuştum. Siz de değişmesinden yana olduğunuzu ifade etmiştiniz. Hâlâ aynı fikirde misiniz?" sorusunu, şöyle cevapladı:

"50 artı 1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi hâlinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50 artı 1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa. Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla 'en fazla oyu alan aday seçilir' denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır. Diğer yandan mevcut Anayasamızın satır aralarında darbeci zihniyetin ruhunun dolaşıyor olması bizleri en çok rahatsız eden konu. Ayrıca dünya 1980'li yıllardan bugüne çok değişti. Bu değişiklikler Anayasa metnine yansıtılmaya çalışılsa da bu Anayasamızın metinsel bütünlüğünü yok etti. Yeni, sivil, kapsayıcı ve çağın gerekliliklerine tam uyumlu bir anayasayı Türkiye'ye kazandırmak, ulaşmayı arzu ettiğimiz en önemli hedeflerimizden biri. Meclis'te yeni anayasa çalışmalarına birkaç defa başladık ancak muhalefetin engellemeleri, verdiği sözleri yerine getirmemesi nedeniyle hep yarım kaldı. Biz verdiğimiz sözün arkasındayız, milletimizi hak ettiği sivil anayasaya kavuşturacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya'dan dönüş yolunda uçakta gazetecilerin "50+1 sistemi değişir mi?" sorusuna "Değişmesi isabetli olur" yanıtını verdi. Erdoğan, en fazla oyu alan adayın Cumhurbaşkanı seçilmesini önerdi. Demokrat Partisi Lideri Gültekin Uysal, Erdoğan'ın bu ifadelerine tepki gösterdi. Uysal, "Hani sözlükte 'keyfiyet' için bir açıklama gerekse karşısına Erdoğan' yazmak yeterli olacaktır. Nasıl kazanabileceklerse oyunun kurallarını ona göre ayarlıyorlar" mesajını verdi.

Onların Yeri Cezaevi Değil: İsrail İle Ticareti Protesto Eden 7'si kadın 9 Gencin Tutuklanması Tepki İle Karşılandı Onların Yeri Cezaevi Değil: İsrail İle Ticareti Protesto Eden 7'si kadın 9 Gencin Tutuklanması Tepki İle Karşılandı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya'dan dönüş yolunda uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlamıştı. Erdoğan, Millet İttifakı'nın son seçimde oluşturduğu Altılı Masa'yı hatırlatarak, Cumhurbaşkanı seçiminde aranan yüzde 50+1 şartının siyasi partileri yanlış yollara sevk ettiğini dile getirdi.

Altılı Masa'nın içerisinde yer alan Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu ifadelerine tepki gösterdi. Gültekin Uysal küçüklüğünde oynadığı 'taso' oyununa değinerek kuralları değiştiren çocuklardan söz etti.

Erdoğan'ın 50+1 sistemi için söylediği ifadelere değinen Uysal, Erdoğan'ın ittifak kurduğu partililere dikkat çekti. Uysal, "Hani sözlükte 'keyfiyet' için bir açıklama gerekse karşısına 'Erdoğan' yazmak yeterli olacaktır. Erdoğan kaybetmeye başladığında '50+1' dengesini sağlayacak bir 'ortak' ihdas etti kendine. Şimdi o 'ortak' da yetmiyor. Başka ortaklar bulmak zorunda olduğunu biliyor ve her birinin 'yük' olduğunu... Şimdi ise '50+1' formülünü değiştirmeye, mevcut yükleri atmasına yardım edecek yeni bir 'ortak' arıyor." şeklinde konuştu.

'OYNARKEN 'ZORBA'LIK YAPANLAR OLURDU'

Demokrat Parti Lideri Gültekin Uysal sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Küçüklüğümüzde gazoz kapakları ile oynardık. Sonra 'taso'lar çıktı. Akranlarım muhakkak hatırlar. Oynarken 'zorba'lık yapanlar olurdu; ya yaşı ya cüssesi büyük olanlar...

Nasıl kazanabileceklerse oyunun kurallarını öyle belirlerlerdi. Kendi belirledikleri kurallara, sahip oldukları cüsseyi bir tehdit bilmelerine rağmen kaybettiklerinde yeni kurallar isterlerdi; nasıl kazanabileceklerse öyle...

'KEYFİYET'İN KARŞILIĞINA ERDOĞAN YAZMAK YETERLİ'

Erdoğan'ın '50+1' açıklaması öyle! Hani sözlükte 'keyfiyet' için bir açıklama gerekse karşısına 'Erdoğan' yazmak yeterli olacaktır. Erdoğan kaybetmeye başladığında '50+1' dengesini sağlayacak bir 'ortak' ihdas etti kendine.

Şimdi o 'ortak' da yetmiyor. Başka ortaklar bulmak zorunda olduğunu biliyor ve her birinin 'yük' olduğunu... Şimdi ise '50+1' formülünü değiştirmeye, mevcut yükleri atmasına yardım edecek yeni bir 'ortak' arıyor.

MUHALEFETİN 'FORMÜL DEĞİŞSİN' İFADELERİNE DİKKAT ÇEKTİ

Kimse "muhalefet bu formül değişsin diyordu" demesin, bunun arkasına saklanmasın. Biz, en azından kendi adımıza bu formülü de içine alan keyfi, hukuk tanımaz, temsilde adaleti iğdiş eden sistemi top yekün değiştirmekten bahsetmiştik.

Erdoğan'ın iktidar gücünü başka usullerle sürdürmesini sağlayacak bir değişiklikten bahsetmedik!

Editör: Ahmet Kacır