YAŞAYAN ÖLÜLER

YAŞAYAN ÖLÜLER

“Onlar toplu olarak sizinle savaşmazlar, ancak müstahkem şehirlerde yahut surların ardında sizinle savaşmak isterler. Kendi aralarındaki çekişmeleri oldukça çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri dağınıktır. Öyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.” (Haşr suresi 14. Ayet.)

Hiçbir şeye sesimiz çıkmıyor. Haklı haksız her şeye susup sadece seyrediyoruz.

Dünyanın bir yerlerinde katledilen, yok edilmeye çalışılan Müslüman toplulukların bu yüzyılda bile var olduklarını biliyoruz.

Neden sesimiz çıkmıyor veya o çıkan sesler neden bir yaptırım uygulamıyor.

Bundan yıllar önce gazetecilerin, İsrail Devleti’nin o günkü başbakanı Yahudi Şimon Perez’e  “Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor.” diye hatırlattıklarında, onun şu sözünü neden kulak ardı ediyoruz ve harekete geçmek için daha ne olması gerekiyor bilmiyorum.

Perez o gazeteciye şu cevabı vermişti: “Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz.” (Tercüman Gazetesi, Ergun Göze, 1986)

Peki, biz Müslümanlar Kur’an-a uysak ne olur. Bunun cevabını Kur’an-dan alalım.

“Kuşku yok ki iman edenlerin, insanlar içinde en amansız düşmanlarının yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin.” (Mâide Suresi 82. Ayet)

Peygamber efendimiz ise Yahudiler hakkında şöyle demiştir. "Sizler Yahûdîlerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hattâ taş bile: ‘Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahûdî’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.”(Müslim, Fiten, 80)

Bu kadar açık ve net ayetler ve hadisler olmasına rağmen özellikle Yahudilerle işbirliği yapan, onlarla ortak işler yapan ve onları içimize kadar alan ve alınmasına sebep olanların helak olmasından korkarım.

Rabbim sen bizleri ölüm sessizliğinden uyandır. Sen bizi yaşayan ölüler sessizliğinden uyandır ve bizi doğru yolundan ayırma.

Hak Kur’an`da ifade edildiği gibi yaşayabilmek, bu ölüm sessizliğinden çıkıp mücahit ve mücahideler olabilmek, bu ahir zamanda üstümüze düşeni hakkıyla yerine getirebilmek duası ile.

SELAMETTE OLUN, SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA