AKP’li vekillerin Meclis’e sunduğu 40 maddelik
Yasa teklifinin içinde denetimden kaçırılmak için oluşturulması ve bünyesindeki şirketlerle büyük tartışma yaratan her tür yolsuzluk ve hırsızlığa açık garip kurum Varlık Fonu ile ilgili bir madde de yer aldı. Söz konusu düzenleme ile Varlık Fonu’na şimdi de sınırız borçlanma yetkisi veriliyor.
Kısa zamanda,
Siyasî yatırımlarda kullanılmak amacıyla veya eşe dosta “Borç Ödüyoruz” bahanesiyle çar çur edilip peşkeş çekilecek miktarda ve elbet korkunç Faiz ve diğer felâket şartlarda borç alınacak, torunlarımız bile ödemeye mahkûm edilecek. Yoksa çok kâr eden elde kalmış üç beş varlığımız daha, Rehinden kurtarılamayarak haczedilecek. Gerçi bu haciz
belki de özelleştirilemeyeni özelleştirme kumpası olarak hazırlanacak. Sözcü gazetesi yazarı Murat Muratoğlu, Varlık Fonu’na devredilen şirketlerin uğradığı zarara ÇAYKUR üzerinden dikkat çekerek, “Türkiye'nin fonu büyütebilecek ne döviz fazlası ne de kredi notu var. Kimse babasının hayrına borç vermez. Teminat olarak ne gösterilecek?
Türk Hava Yolları mı, Ziraat Bankası mı, Eti Maden mi, BOTAŞ mı ? Hangi faiz oranı ile ne kadar borçlanacak? Borç nereye kullanılacak? Belli ki yine ticarî sır olacak” ifadelerini kullandı. Murat Muratoğlu’nun Sözcü’deki 12 Şubat tarihli “Varlık Fonu öde öde bitmez borcu !” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: “İktidar, Varlık Fonu'na sınırsız bir borçlanma yetkisi vermeye hazırlanıyor. Adeta Türkiye'nin bütün geleceğini ipoteklemek için uğraşıyor !
Şöyle anlatayım: Türkiye Cumhuriyeti borçlanmalarını Hazine üzerinden yapar ve belirlenmiş limitlere uymak zorundadır. Ülkeyi yönetsen bile borçlanamazsın kafana göre…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Resmî Gazete'de yayınladığı cumhurbaşkanlığı kararıyla kendisini Varlık Fonu başkanlığına getirdi. Bu kararın ardından atama yetkisini kullanarak Varlık Fonu Başkan Vekilliğine de Hazine ve Maliye Bakanı şu şansa bakın ki aynı zamanda damadı Berat Albayrak'ı yerleştirdi. Türkiye'nin en değerli şirketleri, kupon arsaları, otelleri fona devredildi. Şirketler teker teker dökülüyorlar o günden beri…
ÇAYKUR, Varlık Fonu'na devredildiği 2017 yılından sonra kâr yüzü göremedi ! Bu ülkede çaydan zarar eden tek kurumun ÇAYKUR olması manidar değil mi?
Hâliyle Varlık Fonu'na para gelmedi. Para yoksa neyi yöneteceklerdi? Beş-on milyar lira kimi keserdi? Daha fazla para için Varlık Fonu'nun borçlanma sınırlamalarına tâbî olmaması gerekliydi.
Türkiye'nin fonu büyütebilecek ne döviz fazlası ne de kredi notu var. Kimse babasının hayrına borç vermez. Teminat olarak ne gösterilecek? Türk Hava Yolları mı, Ziraat Bankası mı, Eti Maden mi, BOTAŞ mı? Hangi faiz oranı ile ne kadar borçlanacak? Borç nereye kullanılacak? Belli ki yine ticari sır olacak.”