Yunus Emre Enstitüsü’ndeki milyonluk dolandırıcılık iddiaları sonrası Almanya’ya firar eden eski başkan Şeref Ateş, 2016’da kamu vakfında tek yetkili olunca kuruluş amacı ‘Türk kültürünü tanıtmak’ olan kurumun faaliyet alanını ‘şaraplık üzüm yetiştiriciliği’ dahil 500 yeni kalemle genişletti. Denetimsiz sekiz yılın sonunda ise vakıf kasasının naylon faturalarla boşaltıldığı ortaya çıktı.
64 ülkede 85 kültür merkezi bulunan Yunus Emre Vakfı’nda ortaya çıkan yolsuzluk skandalında eski Başkan Şeref Ateş halen firari. 2016’da koltuğa oturan Ateş, 2021’de vakfın iktisadi işletmesinin faaliyet alanını yaklaşık 500 kaleme çıkardı. Bu kalemler arasında; şaraplık üzüm yetiştiriciliği, arı kovanı, uyku tulumu ve jilet imalatı gibi kuruluş amacıyla ilgisiz işler yer aldı.
‘GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA’ VE ‘PARA AKLAMA’
Yurt dışında Türkçe ve Türk kültürünün tanıtımı için kurulan Yunus Emre Enstitüsü’nün, naylon faturalarla zarara uğratıldığı iddiaları üzerine Ankara Başsavcılığının başlattığı soruşturmada gözaltına alınan 11 şüpheliden 8’i ‘Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma’ ve ‘Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama’dan tutuklandı. Eski Başkan Şeref Ateş ise Almanya’ya kaçarak sığınma talebinde bulundu. Dikkatler, 64 ülkede 85 kültür merkezi olan kamu vakfındaki yolsuzluğun nasıl gerçekleştiğine çevrildi.
AYNI KOLTUKTA ‘DENETİMSİZ’ YILLAR
Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Ateş, 2016’da Ebubekir Ceylan ile işletme müdürü olarak göreve getirildi. 4 ay sonra Ateş, paranın merkezinde artık tek başınaydı. İlk icraatı işletmenin faaliyet alanını, şaraplık ve sofralık üzüm yetiştiriciliği, dezenfektan, arı kovanı, köpek kulübesi gibi 500 kalem genişletti. 2022’de denetim geçirdikten sonra görev süresi uzatılan Ateş, 2024 Temmuz’una kadar 8 yıl aynı koltukta oturdu. Bu tarihte patlak veren yolsuzluk skandalı ardında birçok soru işareti bıraktı.
BAKAN ERZOY HALA SUSUYOR
Karar'dan Büşra cebeci'nin haberine göre, Yunus Emre Enstitüsü’nün Mütevelli Heyeti Başkanlığını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yolsuzluk dosyasıyla ilgili suskunluğunu korurken, Aile Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu Kutalmış Yalçın’ın yolsuzluk iddialarının ardından enstitüdeki görevlerinden istifaları dikkat çekmişti.
TÜRKÇEYİ YAYMAK İÇİN 'JİLET İMALATI' YAPILDI
Mütevelli Heyeti Başkanlığını Kültür ve Turizm Bakanı’nın yaptığı Yunus Emre Vakfı’ndaki yolsuzluk skandalı büyüyor. Yurt dışında Türk kültürünün tanıtımı için kurulan vakfın, naylon faturalarla zarara uğratıldığı iddiaları üzerine başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden 8’i “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma” ve “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” suçlarından tutuklandı. İddiaların odağındaki eski başkan Prof. Dr. Şeref Ateş ise halen firari.
64 ülkede 85 kültür merkezi olan vakıftaki yolsuzluğun boyutu kadar bu usulsüzlüğün ne kadardır sürdüğü ve nasıl gerçekleştiği de tartışmalara yol açtı. 2016’da başa geçmeden önce Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Ateş, başkanlık koltuğuna oturunca vakıf, iktisadi işletmesinin faaliyet alanına “şaraplık üzüm yetiştiriciliği, arı kovanı, köpek kulübesi, uyku tulumu ve jilet imalatı” gibi kuruluş amacıyla ilgisiz kalemler ekledi.
2007’de kurulan ve 2009’da faaliyete başlayan vakfın iktisadi işletmesi 20 Ekim 2015’te hayata geçirildi. Şaban Çobanoğlu ile Hayati Develi, işletme müdürü seçildi. Sadece 7 ay sonra, 25 Mayıs 2016’da Şeref Ateş ile Ebubekir Ceylan işletme müdürü oldu. Aradan dört ay geçtikten sonra 20 Eylül’de Ceylan’ın da görevi sona erdi. Ateş, paranın merkezinde artık tek başınaydı ve yolsuzluk iddiaları gündeme gelene kadar burada tam sekiz yılını geçirecekti.
Vakfın amaç ve faaliyeti, 2007’de Yunus Emre Vakfı Kanunu’nda “Türkiye’yi, kültürel mirasını, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, Türkiye’nin diğer ülkeler ile dostluğunu geliştirmek, kültürel alışverişini artırmak için yurt dışında kültür merkezleri kurulmasını ve işletilmesini sağlamak.” olarak belirtilmişti, iktisadi işletme kurulduğunda da faaliyet alanı bu kanunda belirtilen amaçları içeriyordu.
Ateş, vakfın iktisadi işletmesinin başına geçtikten sonra, 2021’de iktisadi işletmenin faaliyet alanı genişletildi. Türkçeyi yaymak ve Türk kültürünü tanıtmak amacıyla kurulan vakfın yeni faaliyet kalemleri dikkat çekiciydi, MASAK’ın tespit ettiği “naylon fatura” ve “suç gelirlerinin aklanması” suçu için adeta ortam hazırlanmıştı.
İşletmenin faaliyet alanına, şaraplık ve sofralık dahil olmak üzere üzüm yetiştiriciliği, zeytin yetiştiriciliği, doğal dezenfektan, arı kovanı, köpek kulübesi, uyku tulumu imalatı, jilet, arap sabunu, tuvalet kağıdı, diş fırçası, saç fırçası, elektriksiz tıraş makinelerinin perakende satışı gibi vakfın amaç ve faaliyetiyle ilgisiz yaklaşık 500 kalem eklendi.
Aynı yıl vakıf ile vakfın iktisadi işletmesinin gelir ve giderler de dikkat çekiciydi. Vakfa hazineden 233 milyon 668 bin lira ayrıldı, bununla birlikte vakfın toplam geliri 273 milyon 928 bin 482 lira olarak kayda geçti.
2021 yılında vakfın iktisadi işletmesinin bir gider kalemi dikkat çekiciydi. Buna göre işletme 2021 yılında “Bağış ve yardım giderleri” adı altında 1 milyon 233 bin lira gider gösterdi. Aynı faaliyet raporunda Suriye dışında herhangi bir yardım ve bağış gideri görünmezken, buraya yapılan bağışın miktarı da yer almadı. 2021 yılı sonunda işletmenin kârı 6 bin 953 liraydı.
2022’ye gelindiğinde ise kâr neredeyse yüzde 400 arttı ve 1 milyon 762 bin 342 lira şeklinde kayda geçti.
SİYASİLERE ÇAĞRI: KİM TEMİZ, KİM KİRLİ?
Yolsuzluk ve Almanya’ya kaçtığına dair iddiaların ardından Şeref Ateş, eşinin avukatı aracılığıyla bir açıklama yaptı. Ateş, görevi bırakmak istediği halde buna müsaade etmeyen özel kalem müdürlerine dikkat çekti. Açıklamasında Ateş, 2022’de istifa etmek istediğini ancak bu talebini o dönem Kültür Bakanı Özel Kalemi Müdürü olarak görev yapan Batuhan Mumcu (şu anda Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı) ile Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın kabul etmediğini söyledi. Sözlerine vakfın denetim mekanizmasını işaret ederek devam eden Ateş, Yunus Emre Vakfı Denetleme Kurulu Başkanı’nın Maliye Bakanlığı temsilcisi olan bakan yardımcısının olduğunu, Kurul’un her yıl hazırlayıp sunduğu raporlara rağmen neden usulsüzlük tespit edilmediğini sordu; kendisine kumpas kurulduğunu öne sürdü: “Ne yazık ki, ülkemde ‘büyük amaçlar uğruna’ bu bu tür saldırılar, operasyonlar, tuzaklar sürekli kurulmakta ve uygulanmaktadır. Herkesin sorması gereken basit soru şu: Neden 2022’de denetim yapıldığı halde 2023 Eylül’de görev süreleri yenilenmiş ve 2024’te görevden ayrıldıktan tam 8 ay sonra böyle bir dosya ve kumpas gündeme gelmiştir? Bu arada ülkede nasıl değişiklikler yaşanmış? O zaman oyun kuran üst aklı görmek mümkün olur. Ben, kendimin ve aile üyelerimin son 10 yıllık varlığı ve değişimini açıkladım. Kimin ‘kirli’ kimin ‘temiz’ olduğunu görmenin en güzel yolu; tüm siyasilerin, bürokratların ve basın mensuplarının son 10 yıllık mal varlıklarını şeffaf bir şekilde açıklamalarıdır.”