Türkiye’nin sıcak siyasi gündeminde en öne çıkan konulardan biri de yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iktidar ve muhalefetin adaylarının kim olacağı. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha aday olmak istemesine yönelik tepkiler yükselirken ana muhalefet partisi CHP’nin cumhurbaşkanı adayını açıklamasına yönelik ısrarlar da her geçen gün daha da artıyor. CHP parti tabanı cumhurbaşkanı adaylarının bir önce açıklanması konusunda genel merkeze baskı yaparken, parti için oylama sonucunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu arasında bir tercih yapılacağına kesin gözüyle bakılıyor.
ÖZGÜR ÖZEL İŞARETİ VERDİ: İMAMOĞLU MU YAVAŞ MI?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün partisinin meclis grup toplantısında cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinin başladığını söyledi. Özel, "Adayı ben değil, parti üyelerinin oyları belirleyecek" derken, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın isimlerine özellikle vurguda bulundu. CHP’nin geçen hafta İstanbul’da kritik toplantılar yaptığını anlatan Özel, “O toplantıda Ekrem başkan ve Mansur başkanla konuştuk, değerlendirdik. Artık bir yeni başlangıca, yeni bir sürecin tarifine hep birlikte hazır olma konusunda mutabakatımız tamdır” dedi. Özel, CHP’nin cumhurbaşkanı adayının 1 milyon 600 bin CHP üyesinin belirleyeceğini söyledi. Özgür Özel, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını, parti üyelerinin belirleyeceğini belirterek, bu sürece katılmak isteyenleri CHP’ye üye olmaya davet etti.
“MUTABAKATIMIZ TAM”
Özgür Özel’in konuya ilişkin açıklamalarının tamamı şu şekilde;
“İstanbul’da bir dizi toplantı yaptık. O toplantıda Ekrem başkanla, Mansur başkanla konuştuk değerlendirdik. Artık bir yeni başlangıca, yeni bir sürecin tarifine hep birlikte hazır olma konusunda mutabakatımız tamdır. Duyduğum en büyük memnuniyetlerden birisi, iki demokrasi kahramanının da ‘partim görev verirse’ diye başlayarak kurduğu onurlu cümlelere teşekkür ediyorum.
İşte bunun için artık yeni bir takvimi başlatıyoruz. Yeni bir çağrı yapıyoruz. Bugün yeni yürüyüşün ilk günüdür. Bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerin teker teker tespitinden, partimizin programını bir iktidar programına dönüştürmekten, cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecinin ilk günündeyiz. Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içinde şubat, mart ve nisan aylarında tüm hazırlıklarımızı tamamlayacağız."
CHP lideri Özel, 2025'te erken seçim olacağı iddiasını yineleyerek seçim çalışmalarına bugünden itibaren başladıklarını duyurdu. Özel, Cumhurbaşkanı adayını ise genel başkan olarak kendisinin veya parti meclisinin değil, 1 milyon 600 bine yakın üyenin belirleyeceğini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında, Kartalkaya yangın faciasının sorumluluğunun bakanlıkta olduğunu bir kez daha tekrar etti. Özel ayrıca menajer Ayşe Barım'ın tutuklanmasıyla ilgili, "Sokaklara dökülünce 12 yıl sonra bile kapıya gelebiliyorlar hissini yaratmak istiyorlar" yorumunu yaptı. CHP lideri, gündemi değerlendirdikten sonra seçim çalışmalarına bugün başladıklarını duyurdu, cumhurbaşkanı adayının bugünden itibaren belirleneceğini söyledi.
CHP grubu, toplantı başlamadan önce Kartalkaya yangınında hayatını kaybeden 78 vatandaş için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdi.
Genel Başkan Özel, DEVA Partisi’nden istifa ederek CHP'ye katılan Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf'a rozetini taktıktan sonra konuşmasına başladı.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Algı operasyonu yapmaya çalışanlar yangından 36 saat sonra, 2007'de AKP tarafından verilen bir belgeyi servis etti. 'Yangına dayanıklıdır, yangın tedbirleri alınmıştır raporunu veren Bolu Belediyesi' diye bizim belediyemizi zan altında bırakmak için.
'GENEL MÜDÜR MEKTUP YOLLADI'
Bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu AA üzerinden, alakası olmayan bölgeyi yangının çıktığı bölge ve yangının sorumlusu da Bolu Belediyesi diye algı operasyonu yaptılar. Bize kapalı zarf içinde mahcup ifadelerle savunmalar yollayan genel müdürlere şunu söylüyorum: Dünyanın hiçbir yerinde kamu yayıncılığı bir siyasi partinin aparatına dönüştürülemez. Bu ayıbın altında kalırsınız, tekrarlamayın.
'SORUMLU BİZZAT KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI'
Gerçek, Bolu Belediyesi'nin bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir. Gerçek alanın milli park olması nedeniyle yangın söndürmenin bile izne tabi olmasıdır. Sorumlu bizzat Kültür ve Turizm Bakanlığı'dır.
'UCU BAKANA GİTTİ DİYE DURDURUYORLAR'
Cumhurbaşkanı yardımcısına ulaşıp her şeyi anlattım. Ucu bakana gitti diye durduruyorlar. Suçlu olmayana suç atmaya çalışıyorlar. O bilgiyi cumhurbaşkanı yardımcısının bilgisine, insafına emanet ettim. O sırada gördük ki telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar! Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.
'HANİ NE OLDU YENİDOĞAN ÇETESİ?'
'Bakan Ersoy, Sağlık Bakanı'na istifa ettirdi de bana mı ettirecek? Hani ne oldu Yenidoğan Çetesi?' diyormuş. Bugün kendisini görevden alırsam yangının benim atadığım bakanın sorumlu olduğunu kabul etmiş olurum. Kabine revizyonunda değiştirelim. Sonra da gazetelerde yangından değiştirildi dersiniz, partinin sırtına yük vurmamış oluruz. Lanet olsun partinizin çıkarına da, sarayınıza da!"
AYŞE BARIM'IN TUTUKLANMASI: ORGANİZE BİR MESELE
Dizi ve oyunculuk sektöründe tekelleşme iddialarıyla gündeme gelen ve Gezi olaylarına katıldığı, birlikte çalıştığı oyuncuları da katılmaya teşvik ettiği iddialarıyla soruşturulan Ayşe Barım'ın tutuklanması üzerinden yorum yapan Özel, şu ifadeleri kullandı:
"Bu arada yeni bir cadı avıyla karşı karşıyayız. Bir menajer, sanatçıya, 'Bende çalışırsan dizide oynarsın, yetkini bana verirsen' diye baskılar kurmuş. Bunlar üzerinde bir tartışma başlamış. Herkes oraya bakarken...
'Çıkıp da sokaklara dökülünce 12 yıl sonra bile kapıya gelebiliyorlar' hissini yaratmak için yapılan organize bir meselenin hepimiz farkındayız
Gezi'de kahramanlık hikayeleri anlatan Tamer Karadağlı, DT Müdürü oldu. O gün Gezi'de olan ama bugün Saray'a yanlayan kimseden hesap sorulmuyor. Tamer Karadağlı'ya, Yavuz Bingöl'e kimse hesap sormuyor. Gezi'ye gidenlerin o günkü tavrı değil bugünkü tavrı sorgulanıyor.
Bunlar ortada dururken diğer taraftan Gezi'de bulunanlara, 'Siz devleti yıkmaya kalktınız' diyenlere açıkça hatırlatıyorum; Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Can, Sayın Kavala da hepimizin yerine yatmaktadır. Senin gezicin terörist, benim gezicim milli diyen böyle bir iğrenç akla hesap sorulmayacağını sanan bir kötü ruhla karşı karşıyayız.
'MHP GEZİ'YE HEYET YOLLADI'
Oysa o gün Gezi'ye heyet yollayan, MHP. İnanmayan açsın Devlet Bey'e izletsin, unutmuş olabilir. 'Hükümet istifa' sloganlarıyla Gezi Parkı'na yürüyüp 'hükümetin baskı, eziyet ve zorbalıklarına Taksim Gezi Parkı'ndan gençler iyi bir cevap vermiştir' diyen MHP heyetinin birisi Meclis Başkanvekili, o günkü il başkanı Meclis'te milletvekili, heyetteki bir milletvekili yolundan sapmadı, İYİ Parti'de milletvekili."