ÇOCUK,BİR VAROLUŞ HİKAYESİ
Tüm yetişkinlerin imrendiği ve geri dönerek yaşamak istediği bir süreçtir çocukluk.
Esasında bu süreci özel kılan bütün insanlığın çocukluk çağında evrende işgal ettiği o fıtri tertemiz safi noktadır
Çocukluk bütün dünya üzerinde coğrafyaya, kültüre ve tarihsel sürece göre farklılık göstermektedir.
Geçmişten günümüze kadar çocuğa ve çocukluk haklarına yönelik yaklaşımlar farklılıklar göstermiştir. Tarih boyunca çocuk, kimi zaman bir ilk günah ürünü, kimi zaman yetişkinler dünyasının bir parçası, kimi zaman ise masumiyetin simgesi olarak karşımıza çıkmıştır, ve çıkmaya da devam edecektir.
Tüm ilkel toplumlardan bu yana insanoğlu kendini hayatta tutabilme savaşı vermiş,
yiyeceğini bulmak, emniyetini sağlamak, vahşi hayvanlar ve olumsuz hava şartları ile mücadele etmek zorunda kalmış, bu sebeple de maalesef çocuklarını çok doğru muhafaza edememişlerdir.
İnsanlığın birlikte yaşamaya başlayarak bir kitle düzeni oluşturması ile hayatta kalmış olan çocuklar bu sefer başka suistimal şekilleriyle savaşmak zorunda kalmışlardır.
İslam inanışına göre, insanlar yaratılanların en seçkin ve değerlisi olarak huzur ve mutluluk bulduğu en güvenilir liman olarak aileyi göstermiş, kurtuluşu orada aramaları tavsiye edilmiştir.. Ebeveyn olarak adlandırılan bu aile kurumuna çocuğun doğru yetiştirilip ,terbiye edilmesi hususunda ilahi bir görev yüklenmiştir.
Maalesef ki günümüz dünyasında çocuklara yönelik uygulanan taciz, tecavüz, şiddet, cinayet haberlerinin yansıtılmasında, bireylerin konu ile ilgili bilgilendirilmesi ve çocukların güvenli yaşamı açısından konuya yönelik farkındalık oluşturmak adına bu yönde birçok söylev olmasına rağmen önüne geçilmemektedir.
Kur’an bütünlüğünden hareket ederek insan ve çocuk fıtratını gözden kaçırmadan Rabbimizin çocukların nasıl bir fonksiyon taşıdıklarını bizlere yol haritası olan vahyi klavuz olarak esas alıp fıtrata en uygun olan şekliyle çocuğu nasıl eğitip geliştirmemiz gerektiğini hatırlamalıyız.
İnsan ,ancak vahyi ilkeleri davranışlarıyla bütünleştirdiğinde doğru bir aile model yapısına ulaşır. İdeal islam ailesi tevhidi ve adaleti ayakta tutan bilinçli sosyal zemini olmalıdır.
Günümüzde modernleşmeyle biçimlenen hayat şartları maalesef ki toplum hayatını ve aileyi etkilemekte ve değiştirmektedir.
Sonuç olarak bütün bu zor badirelerden geçen çocuk olma kavramını gerçekleştiren her çocuk , çocuğu olacak her bir birey vahyi tebliğle karşılaşan ve hayatı fıtri olarak anlamlandırarak Müslüman aile yapısını kurmayı öğrenmeli çekilen sancılı dönemin aksine çocuk geleceğin altın anahtarı olarak yetiştirilip dünyada var olma misyonunu gerçekleştirmelidir.
Değerli dostlar çok kısa bir süre önce raflarda yerini alan ‘’ÇOCUK,BİR VAROLUŞ HİKAYESİ’’ adlı kitabımdan bir kesiti paylaşmak istedim.21.yüzyıl olmasına rağmen ya doğru eğitilemeyen ya da sömürülen, ezilen, öldürülen, tacize uğrayan araştırırken hüzne boğuldum, şaşırdığım masumlarımıza çocuklarımıza ithafen kaleme aldığım bu eserimden okuyarak istifade etmenizi dilerim.